Zonguldak’ın en büyük kronik sorunlarından bir tanesi. 
Yanlışı savunan kişi sayısının fazlalığı.
Ya da savunmak zorunda kalanların
Bakınız sayın okur;
Bir süredir Mustafa Çağlayan hakkında yayınlar yapıyoruz.
Diyoruz ki; Asgari ücretli bir il başkanı nasıl villa alabilir?
Kimse bu konu hakkında bir yorum bir açıklama yapmazken, yazdıklarımızın altında başka şeyler aranıyor…
Asıl amaç hedef saptırmak, farkındayız…
CHP’li Devrek Belediye Başkanı, Çetin Bozkurt’un görevinin ilk yılında villa almasından daha abesle iştigal bir durum.
Neden?
Belediye başkanlarının görevi süreleri boyunca aldığı bir maaş var.
İl Başkanlığı ise gönüllülük esaslı yapılan bir görev.
Hiçbir maddi karşılığı yok, hatta il başkanları zaman zaman kendi bütçelerinden para harcarlar.
Benim Mustafa Çağlayan ile kişisel hiçbir sorunum yok.
Kendisi dürüstlüğümden dolayı şahsıma ‘Allah senden razı olsun abi’ diyen bir isim.
Bizim tarafımızda değişin bir şey yok…
Peki Mustafa Çağlayan’da ne değişti?
Bindiği araba,
Oturduğu ev, 
Giydiği kıyafet,
Saçlar…
Bizim gördüklerimiz bunlar.
Biz maliyeci değiliz ama bu değişimin bir maddi karşılığı olmalı.
Mustafa Çağlayan’a 300 bin TL’ye villa satan Ahmet Yılmaz, aynı muhitte farklı villayı 8 Milyon TL’den satışa sundu.
8 Milyon nerede, 300 bin TL nerede.
Bu işte bir yanlış olduğu gün gibi ortada.
Ama kimse bunu konuşmazken, bizim Mustafa Çağlayan’ı yazmamızı ilginç sebeplere bağlıyorlar.
Hiçbir sebebi yok.
Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz.
Bakınız benim hakkımda saçma sapan bir çok isim çıktı ‘şantaj’ iftirasında bulundu.
Asıl sebepleri sesimizi kesmek, bizi toplum önünde küçük düşürmekti.
Hiçbirinin hesabı tutmadı.
Tüm safsataları yargıdan döndü.
Zaten öyle olacağını çok iyi biliyorlardı ama maksat gündem değiştirmek işte.
Ama sonu ne olursa olsun, susmak bana göre değil.
Karakter meselesi…