Narsis Çetesi bu aralar tanrısal ilahi bakış diyerek,

Utanmasa kendilerini mehdi ilan edecek.

Kentin sorunlarını görmezden gelip,

Birbirlerini överek,

Güzellemeler yapıyor…

Şöyle eleştiriler alıyorum,

‘Zonguldak’ın başka sorunu yok mu? Neden sürekli bu zevatları yazıyorsun?

Bence bu operasyon çocuğu Zonguldak’ın en büyük sorunu!

Fitne ile yalan ile,

Şehri karıştırmaya çalışıyor…

Sizce bu zevat, neden sokağa çıkmaya korkuyor?

Tehdit olarak gördüğü ne?

Öyle ya terör örgütlerinin ölüm listesinde değil,

FETÖ’nün nasırına basacak haberler yapmadı,

Bu neyin korkusu?

Korktuğu şey kendi yalanları…

İnsanlara attığı iftiralar.

İşte bu yüzden peltek yürüyüşüyle,

Yanında bulunanların arkasına saklanarak geziyor…

Kuyruğu dik tutmak ve kendini güçlü göstermek adına,

Her akşam kaleme aldığı yalanlar dizisinde,

Devlet tarafından korunduğu,

Devletten bilgi aldığı imalarında bulunuyor…

Aslında tek muhbiri,

3 harfli dostu…

İstanbul’da kapısını dayandığı ismin bilgisini üç harfli dostu verdi.

Yakalanan firarilerin bilgisini devletten aldığını söylese de,

Aslında 3 harfliden öğrendi.

Bir pislik gibi acze düşmüş şekilde yaşayan zevat,

Yine yalanları sıralamış!

İsim vermiyor,

Çünkü bunu gelir kapısı haline getirdi!

Bir gün bir savcı çıkar,

Sorar adama,

O zaman ‘Gürcü Tepesini ben yarattım’ havalarını göreceğim!

Kulağımıza güzel haberler geliyor…

Tek tutunacak dalı da kırılınca,

O zaman işin akışı değişecek.

Şu an anda hayatının en yalnız dönemini yaşıyor!

Büyüklerimiz kulağımıza fısıldadı,

‘Sen artık bu zevat ile uğraşma’ dediler.

Gereği düşünülmüş belli ki…

Biz onun kalbinin ne kadar pis,

Kendisinin ne kadar geniş olduğunu biliyoruz…

Kötülük tohumları serpmek için,

Nasıl çabaladığını biliyoruz…

Kalemini nasıl kiraya verdiğini,

Kira bedelini, hepsini biliyoruz…

Artık ne kendisi,

Ne de köpeği bizim muhatabımız değil.

Bunda sonra biz gelişmeleri,

Çekirdeğimizi çitleyerek izleyeceğiz!