“Hikâyesini bilmediğiniz insanlar hakkında önyargılı olmayın.
Bazılarının yaşadığı hayata
Siz bir gün bile katlanamazsınız.
Sınanmadığınız acı üzerine kimseye ahkam kesmeyin!
Kimin neyle yorulduğunu bilemezsiniz.
Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.”
Müptezel almış yanına zincirini bana saldırıyor.
İşin ilginç olanı şu, yakın geçmişte biri ona saldırdığında ağlayarak beni arıyordu.
Efendim, belediye başkanına kasetli şantaj yapan,
Kömürlükte fermuarı indirenlerden 30 bini indiren,
İşletme sahiplerine şantaj yapan,
Çeteye yardım etmekten yargılanan cibilliyetsiz!
Çıkmış bize dolandırıcı diye iftira ediyor.
Muhasebecin her gün para diye kapıma gelirken,
Malını bana satabilmek için kırk takla atarken,
Dolandırıcı değildim de, şimdi sana harçlık vermiyorum diye mi dolandırıcı oldum?
Hadi oradan!
Bize ahlaktan bahsedenler bu cibilliyetsizin, bir SMS ile nasıl süt dökmüş kediye döndüğünü biliyoruz.
Ne yazıyor o SMS de?
Düzce yazıyor, eve gelen misafirler yazıyor, kafa tasçı yazıyor.
Bizim midemiz detayların hepsini yazmayı kaldırmıyor.
Ege’den Karadeniz’e, namının nasıl yayıldığını zamanı gelince anlatırız.
Nereye dönersen dön kıçın her zaman arkada kalır!
Eşini, başka erkeklerin zevklerini gidermek için kullanan ve bu yolla geçimini sağlayanlara ne denildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz!
Şimdi bunlar Gülüc için yazıp çiziyorlar ya.
Efendim onlar yazmış olmuş bilmem ne!
Yahu, ben aylar öncesinde bunları belgeleriyle yazarken, senin abin koşa koşa gitmedi mi Ereğli’ye?
Şimdi çıkıp kimse büyük büyük laflar ederek, pastadan pay kapmaya kalkmasın.
Biz konuda yaptığımız haber arşivlerimizde mevcut.
Sen gibi para alıp haber kaldırmıyoruz,
Cibiliyetsiz!

SENDİKACILARIN İMTİHANI
Zonguldak’ta sendika temsilcileri son günlerde gündemden düşmüyor.
Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, Devlet Bahçeli’ye küfür ettiği iddiaları ulusal basına yansıdı.
Küfürcü sendikacının ardından şimdide suçluyu savunan sendikacımız oldu.
Ereğli Milli Eğitim İlçe müdürlüğünde, bakanlık müfettişleri tarafından zimmet suçuyla görevden alınan memuru başka ile gönderilmişti.
Bakanlık Müfettişleri memurun görevden ihracı için bir üst komisyondan rapor istedi.
Rakamlar büyük, milyonlar konuşuluyor.
Daha sonra devreye Kamuran Aşkar giriyor.
Anakara ziyaretinde, memure hanımın konusunu araya sıkıştırıyor.
Milyonları götüren ablamıza sendikacılar sahip çıkıyor iyi mi!
Yine okula alınan etleri eve getiren başka bir memura soruşturma açılıyor.
Kamuran Aşkar şak orada bitiyor.
Arkadaş siz kimi savunuyorsunuz?
Suçu yoksa müfettişler tespit eder zaten.
Adam öğrencilerin yemesi gereken eti, evinde yemiş.
Neyine sahip çıkacaksın?
Kadın milyonları götürmüş.
Neyine sahip çıkacaksın?
Arkasına aldığı siyasi güç ile memura yapmadığını bırakmayan eski boksöre sesini çıkartamayan sendikacılar, suçlu memurları kurtarmak için göğsünü siper ediyor iyi mi!
Zonguldaklıların sendikalarla imtihanı süreceğe benziyor.

GELEN PİŞMAN GİDEN PİŞMAN!
Zonguldak’ta görev yapan bir bürokratın tahini çıkıyor.
Kilometrelerce uzağa.
Ama ne hikmetse kopamıyor Zonguldak’tan
Sık sık gidip gelir.
Ne mesafe ne saatlerce süren yol engel değil Zonguldak’a olan aşkına.
Şairinde dediği gibi;
Yanan canın suya, hasreti gibi
Gözlerine gönlüm, öylece susuz
Aşk'la geçen günün, gecesi gibi
Gözlerim canana, öyle uykusuz