Yerel seçim yaklaştıkça, 4 yıldır ortada olmayan isimlerin adaylık için ortaya çıktığını görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Ereğli’de yaşanan koltuk yarışını anlatmıştım.
Şimdi de Devrek’ten haberler geliyor.
Zonguldak Eski Milletvekili Özcan Ulupınar’ın kardeşi Celal Ulupınar’ın Devrek Belediyesine aday olmak için nabız yokladığı iddia ediliyor.
Özcan Ulupınar hem Devrek Belediye Başkanlığı, hem Milletvekilliği döneminde başarılı bir grafik çizdi.
Sonra, babası Cemil Ulupınar’ın vefatından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Cemil Ulupınar’ın vefatının ardından, iki kardeş mal paylaşımında birbirine girdi.
Celal Ulupınar, tüm mallara adeta çöktü.
Özcan Ulupınar’ı saf dışı bıraktı.
Bu yüzden de iki kardeşin zaman zaman kavga ettikleri öğrenildi.
Özcan Ulupınar şikayetçi oldu.
Araya anneleri girdi ama nafile.
Celal Ulupınar hırslarına yenik düştü.
Babasından kalan ne varsa kendi üzerine yaptı.
Şimdi aynı Celal Ulupınar belediye başkanı adayı olmak istiyor.
Devrek Belediyesi, Çetin Bozkurt döneminde, adeta gerileme dönemi yaşıyor.
Başarıdan çok uzak bir yönetim var.
Fakat Çetin Bozkurt’tan, Devrek’i kurtarmanın yolu Celal Ulupınar olamaz.
Abisinin malına çöken bir isim Devrek’e neler yapmaz?
Aile içinde huzuru yakalayamayan bir isim, Devrek’e huzur getirebilir mi?
Babasının malını kardeşlerine vermeyen bir isim Devrek halkına ne verebilir?
Ben Celal Ulupınar’ın aday gösterileceğini düşünmüyorum.
En azından AK Parti’den.
Oldu ya aday gösterildi.
O zaman, kardeşlerinin hakkını yiyen bu kişinin hakkından Devrekliler gelir!

NİTELİKLİ DOLANDIRICI
Dün milletvekilinin dolandırıcı abisinden bahsetmiştik.
Detaylar geldikçe sizlere aktarmayı sürdüreceğiz.
Vekil bey siyasi geleceğini etkileyecek korkusuyla, abisini apar topar kaçırmış buralardan.
Zonguldak’taki mağdurlara paralarını geri vermiş olayı kapatmış.
Ama şehir dışında çok mağdur varmış.
Eskişehir’e giden abinin ayıbını örtmeye vekilin gücü yeter mi bilmiyoruz.
Vekilin tek derdi kardeşi değil.
FETÖ’sü, İmamı, nikahı, ortağı, danışmanı, hepsi başına dert.
Saçlarının neden bu kadar beyaz olduğunu şimdi anlıyorum.

POSTACI
Ankara’dan isimsiz mektupla, bürokratlara, siyasilere iftira atan haysiyetsizden bahsetmiştim.
Adam bu işlere kafa yormaktan, evini ihmal ediyormuş.
Demokrasi nöbetine gidiyorum diyerek, Siirt’ten kendine eş alan zatın kaçıncı evliliği bilmiyoruz.
Aradığı huzuru bir türlü bulamadı.
Bir de Tır mevzusu var ama ona sonra gireceğiz.