Dilimiz döndüğünce eleştiriyoruz…

Yanlışı gördüğümüz noktada ise, göstermenin çabasındayız.

Bu mesleği yaptığım hiçbir dönem kalemimi kiraya vermedim.

Eski Belediye Başkanı Ömer Selim,

Şimdiki il başkanı Mustafa Çağlayan’a iftira atmam karşılığında,

Kozlu Falezlerinde, tarafıma para teklifinde bulundu.

Bu durumu çıktım açıkladım,

Ömer Selim Alan tek bir yalanlama yapmadı.

O dönem hiçbir görevi bulunmayan,

Gariban Mustafa Çağlayan,

Titreyen sesiyle beni aradı ve,

‘Abi yol olsan bundan sonra üzerinden geçmem,

Büyük cesaret örneği gösterdin’ diyordu.

Aynı Mustafa Çağlayan,

Geçen yılların ardından,

Zenginleşti…

Biz kısa sürede villa ve lüks araç sahibi olmasını eleştirdik diye,

Hakkımızda türlü iftiralarda bulundu.

Halbuki benim ödediğim dürüstlük diyetini,

En iyi kendisi biliyordu…

Aldığı villayı, lüks aracı açıklamak yerine bana iftira atmayı seçti.

Sadece kendisi iftira atmakla yetinmedi,

Maddi menfaat sağladığı gazetecileri de üzerimize saldı!

Bana sorarsanız asıl düşmanlık eleştirmemek,

Gerçekleri ifade etmekten kaçınmaktır.

Zarflara koyulan küçük paralar ile ikna ettiğin kişiler,

Yarın zarflara daha fazla para koyanlar tarafından senin üzerine salınabilir.

Geçmişte bunun örnekleri mevcut…

Fındık, fıstıkla ödeme yaparsan, etrafında maymunlar olur!

Birde bu yazılanların inandırıcılık kısmı var.

Mustafa Çağlayan’ın tasmasını tuttuğu gazeteci,

Bu şehirde inandırıcılığını yitirdi.

Sen Memurlar Lokali’ni kaçak diye yazıp,

Çoşkunoğlu’nu yazmazsan,

Okur adama sorar;

‘Sami Aydın parayı verseydi kaçak diyebilir miydi?’

Zeki Tosun’un arabasını yazıp, Mustafa Çağlayan’a susarsan,

Kimse sana inanmaz…

Yakın gelecekte iki taraftan birinin,

‘Koynumda yılan besledim’ nidalarını duyacağız!

ÇOK KONUŞULACAK İDDİALAR

Gazeteci dostum Mustafa Uysal,

Ereğli Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında çok vahim iddialarda bulundu.

Öncelikle Mustafa Uysal AK Parti’li bir isim.

Seçim döneminde AK Parti Ereğli Belediye Başkan adayı İbrahim Sezer ile birlikte çalıştı.

Bunları neden anlatıyorum,

Şimdi biz eleştirince bazı sivri zekalar,

Harun Akgül’ü Beycumalı diye eleştirdiğimizi söyleyerek işi basite indirgemeye çalışıyorlar,

Ama öyle değil!

Harun Akgül kötü bir bürokrat…

Mustafa Uysal;

Kdz.Ereğli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’den gelen iddiaları soruyor Harun Akgül’e,

Tadilat tedbirleri alınmadan okulun müteahhit firmaya teslim edildiği,

Okulun Atölye şeflerinin dolapların kilitleri müteahhit firma elemanları tarafından kırıldığı,

Bu dolapların içinde bulunan envantere kayıtlı yükte hafif,

Pahada değerli olan ( matkap, hilti, el aletleri vb) birçok değerli malzemelerin talan edilip edilmediğini soruyor.

“Kdz.Ereğli’ye dönemin Milletvekili, hemşerisi Hamdi Uçar sayesinde Müdür olan Akgül,

Ereğli’den sonra İl Milli Eğitim Müdürü olma hazırlığı yaparken,

Genel Seçimler sonrası Uçar’ın vekil olamamasıyla bu hayalleri suya düşmüştü.

Daha sonra İl Milli Eğitim Müdürü değişimi sonrasında görevden alınırken,

Vekillerin kendi aralarındaki güç yarışından dolayı Milletvekili Saffet Bozkurt’un dahiyane himayelerinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü asaletini almış,

Yaşanan krizden en karlı çıkan bürokrat olmuştu.” diyor.

Mustafa Uysal, ve ekliyor;

“Vekil Bozkurt kapı gibi arkasında iken, Eğitim hayırseverlerinden (!) hemşerisi olan Ereğli’nin en büyük sanayicilerinden Akın Tatoğlu arkasında olan Müdür’ün Mülki Amir arkasında olmaz mı?”

Finali de;

“Ya bırakın siyasileri, sanayicileri, mülkü amirleri, Akgül düğmeye bastığında işine gelmeyen personeline iftiralar atabilen, hatta belden aşağı iğrenç yakıştırmaları Algül’ün çarpıtmalı sülfleriyle birleştirerek köşe yazılarına konu eden, kendilerince dizayn verdikleri meşhur gazeteci bile arkasında var!” söyleriyle yapıyor…

Biz bunları yazınca,

Beycumalı düşmanı olduğumuz söyleniyor.

Bizim Beycumalılarla bir problemimiz yok,

Bizim derdimiz kötü insanlarla!