Bir zamanlar, seçim meydanlarında atılan nutuklar,

Miting alanlarının coşkusuna karışır,

Kaybedenin ise sessizce sahneden çekilmesi beklenirdi.

Ancak artık zamanlar değişti ve kaybedenlerin yeni sığınağı,

Sosyal medyanın sonsuz dünyası oldu.

Bunlardan bir tanesi de Zonguldak eski Belediye Başkanı Ömer Selim Alan.

İnsan olmanın temel değerleri arasında sayılan utanma,

Maalesef ki zaman zaman online arenada yerini sosyal medya paylaşımlarına bırakıyor.

Geçmişine bakmayan siyasetçiler bilgisayar başında yeniden savaş pozisyonu alıyor.

Seçim sonrası olması gereken alçak gönüllülük yerine,

Sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamalarla nefisler sürtüşmeye devam ediyor.

Kaybedenlerin başları yerine parmakları çalışıyor ve klavye tuşları,

Onların yeni savaş alanı haline geliyor.

"Gider" yapmak için mükemmel bir zemin olan sosyal medya profilleri,

Kaybedenlerin "yeniden doğuş" alanları olarak karşımıza çıkıyor.

Zonguldak eski Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’da son günlerde tamda böyle karşımıza çıkıyor.

Seçimi kaybetmenin üzüntüsünü paylaşmak yanı sıra dursun,

Kendisine oy vermeyenlere sosyal medyadan adeta gönderme yapıyor.

Selim Alan son yapmış olduğu paylaşımda;  

"Dürüstlük pahalı bir mülktür, ucuz insanlarda bulunmaz" dedi.

Zonguldak eski Belediye Başkanı Alan bu sözle kime gönderme yaptı bilinmez ama söz doğru,

Ama Selim Alan’ın bu paylaşımı yanlış.

Dürüstlük, Zonguldak Belediyesi’nin demirbaşı olan telefonları alıp giderek olmaz.

Dürüstlük görev süreciniz bittikten sonra o telefonları geri teslim etmekle olur.

Dürüstlük, insanlara ego ve kibirle bakmakla olmaz.

İnsanlara alçak gönüllükle yaklaşarak olur.

Bu yüzden Selim Alan’ın yazdığı dürüstlükle yaptığı işler biraz bana tezat geliyor.

Sonuç olarak, seçimleri tarihi bir farkla kaybetmek,

Parti içinde hizipçilik yaratmak ve bunun üzerine sosyal medyada gider yapmak...

Bana pekte normal gelmiyor!

Selim Alan biraz bunalıma girmiş gözüküyor!

***

AHLAK DERSİNİ SİZDEN ALACAKSAK YANDIK!

Son zamanlarda yaşanan bir olay hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.

Geçtiğimiz akşam, toplum tarafından tanınan bir gazeteci olan Umut Erses ile bir araya geldik.

Kendisi, almış olduğu ceza sebebiyle Beycuma Açık Cezaevi'nde yatmakta olup,

İzinli olarak dışarı çıkmıştı. Bu özel gününde onun yanında olmayı ve destek vermeyi uygun bulduk.

Ancak, ne yazık ki,

Akşamın ilerleyen saatlerinde alkolün de etkisiyle hatalı bir karar verdim ve araç kullanarak yola çıktım.

Bu durum, Karaelmas Polis Denetim noktasında trafik ekipleri tarafından tespit edildi ve alkollü araç kullanmaktan dolayı cezai işlem uygulandı.

Bu durumu Pusula Gazetesi çalışanı Batuhan Karamalak,

“Çıktığı televizyon programlarında herkese etik/ahlak dersi veren, 

Elmas TV çalışanı Ergin Özkul, alkollü araç kullanırken yakalandı” diye yazdı.

Bir köşe yazısında benden küçük olduğunu söylemiş ama yine de bana bir iki akıl vermek istemiş.

Ben de kendisine buradan bir iki abi tavsiyesinde bulunayım. 

Bak Karamalak benim yaptığım bir hatadır ama ahlaksızlık değildir.

Ama senin okul müdür yardımcısına yaptığın şantaj ahlaksızlıktır.

Hem de gazetecilik mesleğinin onurunu zedeleyecek kadar büyük ahlaksızlıktır.

Babasına ve kendisine hakaret eden birinin yanına girip,

Kalemşörlüğünü yapmak ise buna bir şey bile diyemiyorum.

Bugün bana ahlak ve etik kurallarından bahsedecek en son kişi sensin.

O yüzden ahlak meselesini konuşacağım en son kişi de sensin.

Bildiğim kadarıyla sen de alkolü çok seviyorsun.

Alt cemiyetten çıkmıyorsun. 

Olur ya yine bir mekanda, bir yerde karşılaşırsak,

Bu tavsiyelerimi yeniden illa ki konuşuruz.

Bak ne diyor Orhan Gencebay

“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni”

İnsan hatalarıyla da sevilebilir ama ahlaksızlığıyla sevilmez!