Alaplı’da mesleğini severek yapan işinin ustası olan 59 yaşındaki Hasan Köksal, kışın aşırı soğuklarda soba dahi koyamadığı 10 metrekarelik iş yerinde alın teri döküyor. Alaplı Otopark’ın bir köşesinde Baraka iş yerinde ekmeğini kazanmaya devam eden ve dükkanına soba dahi koyamayan Köksal, kışları da aşırı soğuk havaya rağmen işini ilk günkü aşkla yapıyor. Askerden geldikten sonra babasının yanında çırak olarak mesleğe başlayan, meslek sayesinde iki çocuğunu okutan Köksal, mesleğin artık önemini yitirdiğini ve alttan çırak yetişmediğini söyledi. İlk başladığı gün gibi mesleğini severek yaptığını belirten Köksal, “Bu meslek benim baba mesleğim. Dükkân bana babamdan kaldı. Ben bu işe severek başladım. Bugüne kadar evimi buradan kazandığım para ile geçindirdim, iki çocuğumu buradan kazandığım para ile okuttum. Şuan ağırlıklı olarak tamir işleri yapıyorum. Piyasada sağlıksız ve kalitesiz ürünlerin çıkması nedeniyle ayakkabılar birkaç giyim sonrasında yırtılıyor, Ülkemiz şartlarında maddi imkânı kısıtlı olan ailelerimiz ayağındaki ayakkabıyı parçalayana kadar giyiyor. İmkân yok ayakkabı yırtıldıkça diktiriyor. Gidip hemen yenisini alamıyor. Ben birçok dağılmış ayakkabı diktim. Ayakkabı var olduğu sürece bu meslek devam edecek, fakat alttan yetişen çırak yok. Alaplı’da ayakkabı tamirciliği yapan bir tek ben varım. Ama kendi çocuklarımıza bile bu işi öğretemedik. Okumayanlar da birer meslek sahibi oldu. Biz de meslek sahibi olduk. Çalışa çalışa bu durumlara geldik. Tabii o zamanlar her adamı sanatkar yapmazlardı. Eskiyle kıyaslıyorum, şimdi gençler hazırcı, üretmek yok. Şimdi sevdiğim için bu mesleği sürdürüyorum. Bir insan bir mesleği sevmedi mi ondan hayır da gelmez. Yani zorla bir şey olmuyor. Helalinden kazanacaksın, dürüst olacaksın. Bu yaşımıza rağmen çalışıp çocuklarımızı, torunlarımızı kimseye muhtaç etmeden hayatımızı sürdürüyoruz" dedi. Köksal, ayrıca ayakkabı tamirciliğinin yanında çanta tamiri, çanta fermuar dikimi, deri ceket onarımı ve boyamasını da yaptığını söyledi.