Yerel basın, bir toplumun aynası gibidir ve o toplumun ihtiyaçlarını, sorunlarını dile getirmekle beraber çözüm yollarında da yol gösterici özelliği vardır. Basın ile o toplumun sosyal yaşantısı, örf ve adetleri şekle bürünür ama bunlardan en önemlisi, yerel basının bir duruşu, samimiyeti ve güvenirliliği olmalıdır.

İşte ben de sizlere hem Zonguldak basınındaki duruşu hem de bu basın üzerinden örf ve adetlerimizin nasıl bozulduğunu, duruşu olmayan insanların toplum üzerindeki etkilerini anlatacağım.

Geçtiğimiz gün sevdiğim, değer verdiğim ağabeyim olan Birol ağabeyim beni aradı.

“Ne olacak bu Zonguldak’ta yerel basının vaziyeti? Üç kuruşa haber yapanlar bugün Zonguldak’a ahlak dersi vermeye çalışıyor. Ben sana bir şey söyleyeyim kardeşim. Zonguldak’ta bir duruş üç kuruş olduğu sürece bu işler düzelmez” dedi.

“Gerçekten haklısın ağabey” dedim.

Şöyle bir düşündüm gerçekten de öyle değil mi?

Bir belediye başkanının özel hayatına kadar yazan, “Gel şu senin baldızın ayak yalama işlerini de konuşuruz” diyen bir gazeteci daha sonra o belediye başkanının okey oynadığı masada yanında oturarak yancılık yapabiliyorsa, Zonguldak’ta siyasetçilerde ve yerel medyada nasıl bir duruş olduğunu daha fazla anlatmamıza gerek var mı? 

Dedik ya, basın o toplumun aynasıdır diye!

Böyle bir durumda o toplumun değer ve yargılarını anlatmamıza gerek var mı?

Her şey sizce de ortada gözükmüyor mu?

Gazetecileri temsil eden kişilerin kendi menfaatleri uğruna bu durumlara ses çıkartamamaları konusunda zaten söylenebilecek tek bir söz olduğunu düşünüyorum.

Zonguldak halkı kandırılıyor, Zonguldak halkı algı operasyonları ile yönetilmeye çalışılıyor.

Zonguldak’ta yapılan bir haber 500 TL karşılığında silinebiliyorsa, “Zonguldak’ta bir duruşun bedeli üç kuruş” demeyelim mi?

Sonra çıkıp insanlara samimiyetten, dürüstlükten bahsedeceksiniz?

Ya benim bunlara sadece bir sözüm var o kadar?

Siz kimi kandırıyorsunuz?

Tamam anladık kurnazsınız da, Zonguldak insanı da Sultanahmet’te turist değil.

Seni samimiyetiyle eleştiren gazetecilere “Sarı basın kartınızı yırtın. Siz gazeteci misiniz?” diyeceksin, senin aileni ahlaksızca yazan gazeteciyi alıp okey oynamaya gideceksin!

Ne güzel Zonguldak be!

Var mı daha ötesi?

Günün sözü

Ömür bir masal gibidir, ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar güzel yaşandığı önemlidir.