SEÇİM ve ‘SİYASET - AHLÂK İLİŞKİSİ’

Whatsapp Image 2024 03 14 At 3.50.53 Pm

Mahalli İdareler Birliği seçimleri arifesinde, gündemdeki birçok kelime eğilip bükülüp, gerçek mana ve muhtevası dışında kullanıldığı veya başka manalar yüklendiği için tartışma konusu oluyor.

‘Seçim süreci’ dolayısıyla ‘siyaset-politika-ahlak’ kelimeleri ya da onların oluşturduğu deyimler ilk aklımıza gelenler.

Terim olarak ‘siyaset’, genel olarak ‘çözüm’ ya da ‘uzlaşmacı- şiddetsiz’ manalarında kullanılıyor.

Toplum içinde siyasetçiye yüklenen tanım ise ‘tavlamasını bildiği gibi, harcamasını bilen tip’ olarak önümüze çıkıyor.

Politika ise, daha ziyade devlet işlerini yönetme/yürütme manasında. Yani, yol/yöntem manasında kullanılıyor.

Elbette, yüzlerce parti olduğu için, demokrasi, siyaset, ahlak, politika gibi sürekli kullanılan kelimeler yozlaşıp, eskitilip tarif ve tatbik değişikliği yaşıyor.

Günümüzde en çok tartışılan kelimelerinden biri de ‘ahlak’.

Ahlak, kişilerin sosyal yaşam içindeki ilişkilerini düzenleyen disiplin olarak tanımlanıyor. Diğer bir açıdan ‘toplumdaki iyi ya da kötü sayılan davranışlar.’

Yerel de olsa, ortada bir ‘iktidar/hizmet’ kavgası olması dolayısıyla, ‘siyaset-ahlak’ ilişkisi üzerinden bakalım gelişmelere. ‘Siyasette ahlaka yer olmaz’ ve ‘ahlak olmadan siyaset olmaz’ açısından…

Siyaset, politika’nın hâkim olduğu ortam da; seçimin taraflarından biri olan seçmeni, diğer taraf politikacının etkilediği konulardan biri ahlak.

Dolayısıyla, son günlerin aktüel konularından biri, ‘siyaset-ahlak’ ilişkilerinden kaynaklanıyor. ‘Siyaset mi ahlâka, ahlak mı siyasete tabidir!’

‘Siyaset’ esas alındığında, yani ‘siyaset ahlaka tabi’ dendiğinde, parti içi rakip eksiltme operasyonları, parti sultalarının yaz / bozları, delege maniplasyonlarını, fırıldak kubiliği akıllara bile getirmiyoruz.

‘Ahlakın siyasete tabi olduğu’ durumları düşünün!

Toplumun siyasi konular nedeniyle yaşadığı çalkantıları, ötekileştirme, kayırma, rüşvet, şantaj gibi olayları, kafanızda oluşturduğunuz ‘bahaneler’ neticesi dikkate bile almıyorsunuz. ‘Dava için her şey mubah’ telafuzu hakim oluyor.

Velhasıl-ı, dün eleştirdikleriniz gibi oluyorsunuz.

 Daha ziyade, bu görüntü/davranış, toplumun yaşam kalitesini aşağı çeken gelişmelerden biri olduğu için, ‘birey/seçmen/vatandaş’ olmak üzere toplum katmanlarını oluşturanlar mutsuz oluyor.

Doğrusu, olaya ‘gelişim/seviye atlama’ açısından bakmaktır.

Diğer bir açıdan, ahlakin siyasete tabi olduğu bir dünyadan, siyasetin ahlaka tabi olduğu bir dünyaya geçmektir.

Ahlak, siyasete tabi olursa; ‘siyaset’ ‘dava için her şey mubahtır’ diyeceği için, toplumun kirlenme katsayısı sürekli artacaktır.

Siyaset, iyi-kötü demeden önüne geleni ‘sel’ gibi kirletip/sürükleyip/yok edeceği’ için, toplum da içten içe bir ‘korku imparatorluğu hâkimiyeti’ söz konusu olacaktır.

Ahlakın siyasete hegemonyasında ‘mutluluk, sevgi, birlik’; siyasetin ahlaka hegemonyasında ‘mutsuzluk, dağınıklık, çatışma’ olduğu her icraatta görülecektir.

Murat Kotra'dan 3 mayıs mesajı Murat Kotra'dan 3 mayıs mesajı

Siyaset-ahlak ilişkisini şekillendirecek olan,  erdemli ‘iyi/alçak gönüllü/yiğit’ toplum, ancak; bu tarif içindeki insanlarla mümkündür.

Çevrenizdeki tip, politiplere, siyasi gelişmelere bakıp ‘siyaset mi ahlaka tabi, ahlak mı siyasete?’ sorusuna bulduğunuz cevapla, sandığa daha rahat gideceğinize inanıyorum.

Kalın sağlıcakla.

Whatsapp Image 2024 03 14 At 3.51.19 Pm

Kaynak: ELMAS TV