SALINCAK BEYİ MUSTAFA!

Zonguldak’ta bir gazeteci,

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘dayatmacı’yazıyor,

AK Partinin sözüm ona Sancak Beyi,

Sesini bile çıkartamıyor!

Ve bu gazeteci ile Mustafa Çağlayan arasında,

Yıllardır devam eden bir ahbap çavuş ilişkisi var!

Cumhurbaşkanımızı savunmayı beceremeyen adamdan Sancak Beyi değil,

Olsa olsa salıncak beyi olur!

Ali Rıza Tığ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘dayatmacı’ dediği zaman,

Kediye dönüşen Mustafa,

Biz, ‘Villada nasıl oturuyorsun?’ diye sorunca aslan kesiliyor!

Yanına aldığı arkadaşlarıyla bizim hakkımızda iftira ile algı yapıyor…

Ve ekliyor;

“Bizler yol arkadaşı olduğumuz gibi sıkı dostlarız.”

Kim Mustafa’nın sıkı dostları;

Erdal Mercimek,

Ahmet Yılmaz,

Abdullah Karagüzel.

Hadi gelin Mustafa’nın sıkı dostluk ilişkilerini yakından tanıyalım…

Erdal Mercimek;

AK Parti il başkanı olarak Genel Merkez tarafından görevlendirildi,

Bir gece İl Başkanı olarak görevde kaldı,

O dönem,

Cumhurbaşkanına ‘dayatmacı’ diyen,

Mustafa’nın adamı Ali Rıza Tığ,

Sabah baklagiller,

Akşam mercimek yazıyordu…

Tahıl deposuna dönen köşe yazılarında,

Mercimekler hakkında FETÖ imaları yapılmaktaydı,

Hatta o dönem Erdal Mercimek’in bir yakını,

Bayraktepe Opet’de Ali Rıza Tığ’ı darp etti,

Sonra kimse kimseden şikâyetçi olmadı…

Bir gece İl Başkanlığı yapan Erdal Mercimek, işlerini gerekçe göstererek görevi iade etti,

Mustafa Çağlayan’ın il başkan vekili olmasını sağladı.

Sonra ne hikmetse,

Ali Rıza’nın bakliyat merakı sona erdi…

İl Başkanı olmasının ardından,

Bir diğer sıkı dostu Ahmet Yılmaz’ın villasını satın aldı.

Ama dost ticarette görülür derler ya,

Bunların ki o hesap…

Mustafa’nın bir sitede,

Spor salonundan daireye çevrilen bir konutu var,

Garibim taşınmak istiyor,

Ama parası yok!

Daire pazarlıkları yaptığı kişilere,

‘Evin parasını kendi dairemi satınca verebilirim’ diyor.

Ahmet Yılmaz’da bu duruma şahit olunca yüreği parçalanıyor garibimin.

‘Aman ne olacak, al benim villayı satınca daireyi parasını verirsin’ demiş.

Sonra gidiyorlar, 300 bin TL’ye villanın tapusunu alıveriyor Mustafa.

Koca villayı 300 bin TL göstererek vergiden de kaçırıyorlar iyi mi!

Yeni villa, yeni eşyasız olur mu?

Mustafa villayı tepeden tırnağa donatıyor,

Yüz binlerce lira ödeyerek…

Yenge, her gün hikâye atıp, sosyal medyada yeni eşyalarını görücüye çıkartıyor.

Spor salonundan bozma 2+1 daire boşa çıkıyor,

Mustafa bu daireyi satıp, villanın parasını ödemesi gerekirken,

Bir diğer sıkı dost Abdullah Karagüzel, şak bu daireye taşınıyor…

Hayda…

Hani daire satılıp Ahmet Yılmaz’ın parası ödenecekti?

Dairede Abdullah Karagüzel oturduğuna göre satılık değil,

Demek ki, villa satılan dairenin parasıyla alınmadı…

Villa tamam,

Eşyalar tamam,

Saçlarda ekildi,

Şimdi bir de yeni araba lazım…

Yeğeninin üzerine aldığı ÖTV muafiyetli araçtan sıkılan Mustafa,

Aşiret kasa bir Passat çekiveriyor altına…

Onu kimden alıyor,

Sıkı dostlarından bir diğeri olan Erdal Mercimek’den.

Başınız döndü değil mi?

Mustafa İl Başkanı olmasının ardında hep almış….

‘Nereden geliyor bu değirmenin suyu’ diye sorunca;

‘Aile şirketimiz var oradan şey ettiriyoruz’ diye cevap veriyor.

Mustafa Çağlayan’ın aile şirketi eniştesinin üzerine,

Eniştesinin evinin yolu yokken,

Yanında sigortalı çalışan Mustafa’nın villası var!

Birde o aile şirketini iyi araştırmak gerekiyor.

Mustafa Çağlayan il başkanı olduktan sonra,

Hangi hastanelere ne kadar fatura kesildi?

Ali Rıza Tığ’ın,

Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun’a saldırmasının arkasında,

Bu aile şirketi olabilir mi?

İl Başkanı olmadan önce,

‘300 bin verip nasıl araba alacağım’ diyerek boynunu büken Mustafa,

İl Başkanı olmasının ardından,

1 yılda köşeyi döndü!

Mustafa Çağlayan, kendi yönetiminde bile artık tepki görüyor…

Emekli geçinemediği için iktidara sandıkta ceza verirken,

Mustafa ve sıkı dostları birbirine villalar,

Lüks araçlar hibe ediyor!

Sonra hiç utanmadan çıkıp açıklama yapıyorlar,

“Bu dostlukları anlamazlar. Anlamalarını da beklemiyoruz”

Vallahi çok düşündük ama,

Hakikaten anlamadık!

Yarın Mustafa Çağlayan’ın yalan ve iftiralarından hesap sormak için,

Adliye koridorlarında olacağız.

Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!

ŞEHİR KÜME DÜŞTÜ!

Güneşli bir bahar gününde,

Çanakkale’de çıktığımız 2. Lige,

Kasvetli bir bahar gününde Zonguldak’ta veda ettik.

Bugüne kadar hep bir umut dedik,

Bugün tüm ümitlerimiz soldu…

Zonguldak Kömürspor ile birlikte tüm şehir küme düştü!

Belki 3 puanımız silinmeseydi bugün ligde tutunabilirdik…

Bundan sonra tekrar aynı seviyelere yükselebileceğimizi düşünmüyorum.

Bu şehrin havasını, suyunu, doğasını, denizi kirleten koca koca holdingler,

Bu şehre en büyük moral kaynağı olan Zonguldak Kömürspor’a destek olmayı çok gördü!

Bugün üzülen binlerce kişinin,

Göz yaşı döken gençlerin,

Boynunu büken yaşlıların,

Ve tüm şehrin vebali,

Zonguldak Kömürspor’a sahip çıkmayanların üzerinde olacaktır.

Hepsine yazıklar olsun!