İl olmak için çaba sarf eden ilçemizden bir hikayemiz var.
Ereğli gündemi Zonguldak’a göre oldukça hareketli.
Ereğli sokaklarında böbürlenerek gezen bir kedinin hikayesi.
Konuştuğunda mangalda kül bırakmayan küçük enişte,
Bol golle kazandığı maçın rehavetini yaşıyor hala.
Ama bilmiyor ki maçı kazandıran santrafor artık onun takımında değil.
Golcü gerçek yüzünü gördü.
Geçmişte hakkında LGBT’ci imaları yapan gazetecilere, nasıl muhbirlik yaptığına şahit oldu.
Tek kalemde çizgiyi çekti üzerine.
Önümüzdeki maça santrafor olmadan çıkacak.
İlk maçta 7 attı, ikinci maçta 7 yiyebilir.
Yada maça çıkmaz hükmen yenilir.
Siyaset için aradığı zemini bulamadı.
Pinpon topu gibi gitti geldi.
Sonra otelde dansözlü alemi kameralara yakalandı.
Bakmayın küçük eniştenin boyundan büyük konuşmalarına, yengeden fena tırsar.
Görüntüler gitmesin başka yere diye, indirdi parayı.
Ailede de işler yolunda değil.
Babası ölüm döşeğindeyken, o malın mülkün peşindeydi.
Kardeşlerine attığı pandik ile tanınıyor aile içinde.
Verdiği sözleri ise mümkün değil tutamaz.
Sinsi bakışlarının ardında ne korkular yaşanıyor kim bilir.
Sorsanız tüm Ereğli’yi değiştirebileceğini anlatır.
Ancak kendini değiştirmeyi aklından geçiremez!


KÖPEĞİNİ BAĞLA!
Her şey bittiğinde hatırlayacağım şey, düşmanlarımın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacak.
Dostlarımız bize diyor ki, köpek ile muhatap olma.
Biz köpeğe ancak kemik atarız!
Bizim işimiz köpeğin sahibiyle.
Köpek köpekliğini yapacak, sahibi kime ‘tut’ derse ona havlar.
Zina yapıp hamile kalan ve çocuk aldıran.
Kızına küfür eden adamlara kelepçeli pozlar veren ahlaksızın tasmasını tutan köpek istediği kadar havlasın.
Bir taş atsak kaçıp gider!
Ama attığımız taş, ürküttüğümüz köpeğe değmez!