"Güvenli çalışma ortamı sağlansın!" "Güvenli çalışma ortamı sağlansın!"

Fevkani Köprüsü konusunda köprü altı esnafının ve halkın kandırıldığını iddia eden CHP Zonguldak Belediye Meclisi Gurup Başkan Vekili Atınç Kayınova, konuşmasına şöyle devam etti:
KAYINOVA: “YEREL YÖNETİM HALK İÇİN YAPILIR HALKI KANDIRMAK İÇİN DEĞİL”
CHP Zonguldak Belediye Meclisi Gurup Başkan Vekili Atınç Kayınova ise şunları ifade etti: “Fevkani Köprüsü'nün yıkımı Zonguldak'ın gündemini her ne kadar özellikle hurda boyutuyla meşgul etse de esasında belediye meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte bu konuyu iki bin yirmi yılının sonundan itibaren yakın takibe almıştık. Çünkü belediye başkanının ve o zamanki Adalet Kalkınma Partisi üçüncü sıra milletvekilinin bir televizyon kanalında söylediğini hatırlatırım; “Biz zaten köprüyü yıkacaktık. Ancak önceki seçimi bu köprüyü yıkacağız dediğinizde kaybetmiştik. O yüzden halkı kandırmamız gerekiyordu. Halkı kandırdık. Belediye başkanı köprüyü yıkacağını söylemedi.” Dedi. Bunu bir yerel televizyon kanalında canlı yayın hatırlarsanız söyledi. Şimdi yerel yönetim halk için yapılır. Halkla birlikte yapılır. Halkı kandırmak için yapılmaz. Halkla birlikte yapmanın içi de dolu doludur. Sivil toplum örgütleriyle iş birliği yaparsınız. Bunun için de meslek odaları vardır. Bütün taraflarla görüş ondan sonra da doğru karara ulaşırsınız. Bunu yaptığınız zaman da şeffaf verebilecek olursunuz. Kapınızın açık ya da kapalı olması değildir şeffaf belediyecilik. Halkla bir arada karar verme sürecinin oluşturulması üzerine kuruldu. Eğer bunu yapmıyorsanız, akademiyle iş birliği yapmıyor meslek odalarıyla iş birliği yapmıyorsanız görüşlü insanların fikirlerini dinlemiyorsunuz, almıyorsunuz. Bunun adı despot yönetimidir. Ben yaptım, olgu yönetimidir. 
KAYINOVA: “CUMHURİYET BİRİKİMLERİNE SALDIRI NİTELİĞİNDE BİR YIKIM İŞLERİ”
Köprü altı esnafının mağduriyeti vesaire ile ilgili gerekçeler öne sürülerek ticarileştirildi arkadaşlar. Yani rant oluşturuldu. Bu köprünün bütün birikimlerini, köprüden kaynaklanan cumhuriyet tarihinin bütün birikimlerini, anılarını insanların hatıratını ortadan kaldıracak. Cumhuriyet birikimlerine, saldırı niteliğinde bir yıkım işlemi Zonguldak'ta. Köprü ile alakalı metal üstüne, hurda üstüne, bu köprünün miktarı bu tonaj miktarı üstüne fikirler ürettik, çalışmalar yaptık, taraflarla görüştük. Ve yaklaşık minimum düzeyde dört bin ton gibi bir şey söylemiştim. O dönem Sayın Belediye Başkan Yardımcısı Ogan Göktürk'e burada ne kadar tonaj hesapladınız? Bu Muhammen bedeli nasıl hesapladınız diye soru sorduğumda kendisi yaklaşık üç bin ton dolayında hurda boyutlu. Burada geri dönüşülebilir malzemeden bahsediyoruz. Bu geri dönüşülebilir malzemenin içinde arkadaşlar asfalt da var. Biliyorsunuz oradaki köprünün üstündeki asfalt tıraşlandı. Metale geldiğinizde, içeriye geldiğimizde hurda boyutuyla değerlendirdiğimizde gerçek burada konuşulan bu ihaleye konu olan hurda boyutuyla işi incelediğimizde miktar ne diye baktığınızda bir gün belediye başkanı bin beş yüz ton dedi ondan on beş gün sonra belediye Vekili aynı zamanda grup başkan vekili, belediye başkan vekili yaptığı bir gün bin iki yüz ton dedi. Bir başka gün birisi bin sekiz yüz ton dedi. Bir yerde kargaşa varsa, bir yerde bu tür bir rakam yani bir ton bellidir yani. İhaleye çıkarken yazarsınız, çizersiniz. Hepsi ortaya çıkar. Projesi var mı bu dedim. Projesini TTK'dan aldınız mı? İhaleyi buna göre yaptınız mı? Projesi yok dediler. Almanya'daki şirkete sordunuz mu? Diye sorduk. Arkadaşlar hayır dediler. Peki, nasıl belirlediniz bu tonajı? ODTÜ'ye projeler dedik. Sonra da Bülent Ecevit Üniversitesi'nden rakam aldık dediler. O zaman Hani şehir üniversite birleşmesi, bütünleşmesi diyoruz ya, buradan Sayın Rektör Özölçer'e sesleniyoruz. Sayın Özölçer lütfen üniversitenin Zonguldak Fevkani Köprüsü'nde ne kadar tonaj olduğu yönünde rapor hazırladı. Belediye başkanım ne bunu ne kamuoyunu açıklıyor, ne mahkeme evraklarına sığıyor. Ya elinde yok sunamıyor ya da var olanı sunmak istemiyor. O zaman bu şehrin akademik kurulunun kurumunun lideri pozisyonundaki Sayın İsmail Hakkı Özölçer'den biz rica edelim. Bunu kamuoyuna madem onlar açıklamıyor, bir akademik kimlikle özgür akademik kimlikle Zonguldak halkına rektörümüz açıklasın. Bunu görelim. 
KAYINOVA: “SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK”
Yasal süreler içinde biz ve başvurularımızı hukuk boyutuyla yaptık. Kamuoyuyla paylaştık ve suç duyurularında bulunduk. Sadece idare mahkemesine dava açmalarında değil, cumhuriyet savcılığına da suç duyurularında da bulunarak krizin takipçisi oluruz arkadaşlar. Ben o zamanın valisi hakkında da suç duyurusunda bulundum. Köprü halkın direncine rağmen, halkın istememesine rağmen ve ilgili imar planları hazırlanmamasına rağmen, trafik düzenlemeleri yapılmamış olmasına rağmen yıkılmıştır. Bakın Geçtiğimiz hafta valilikte trafiği nasıl akıtacağız diye toplantı yaptılar. Demek ki bir plan yok ortada. O planın oluşabilmesi için imar planlarının oluşması lazım. Meclise gelmedi. Plansız, programsız, sabah kalktığında aklına geleni yapan bir Belediye başkanı olduğu için bu şehirde ben yaptım oldu diye o yüzden Zonguldak maalesef bunları yaşıyor. Köprü yıkılabilir dedik. Biz köprü yıkılmaz demedik. Köprü yıkılabilir ama böyle olmaz dedik. Köprünün dayanıklılığı ayrı bir tartışma konusu, esnaf ayrı bir tartışma konusu, trafik ayrı bir tartışma konusu. Bütün taraflarla birlikte konuşalım, paylaşalım dedik, yapmadı. Yani sadece hurda değil esasında. Köprü temelinde Adalet, Kalkınma Partisi'nin beş yıl şehri teslim ettiği şahsın ben yaptım oldu duruşu. Sorun esasında Zonguldak'ta bu. Bir beş yıl daha bunu çekmek istemediğimizi de hemen burada kamuoyuyla da paylaşmış olalım.

Kaynak: Seçkin Kırarslan