Arıza çetesinin çarşıdaki hesapları tutmadı. İstedikleri uzun çocuk il başkanı olamadı.

Hatta istemedikleri biri de İl Başkanı olunca Hemen toplanıldı, hesaplar yeniden yapıldı.

Sen Milletvekili olursun Polat gider dediler. Senin yerine de uzun çocuk il başkanı olur.

Milletvekilleri Belediye başkanları da aynı kalır. Bizim tezgahımızda büyüyerek devam eder.

Öyle ki bu arıza herif Milletvekili olmak isteyen sıska bir iş adamını, sosyal medya da yaptığı şahsi paylaşımlarımdan ötürü azarlıyor ve birde; “Bilboardlara da reklam verseydin bari, ben sana demedim mi senin sıran gelmedi daha, bu dönem olmaz” diyebiliyor. Hey Allah’ım daha neler duyacağız, şehir kimlerin eline kalmış yazıklar olsun.

Ama il başkanı geleli altı ay olduğu halde bu hesapların hiç biri tutmadı, tezgah teklemeye başladı.

Muammer Avcı her türlü pislik bel altı yazılarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan gibi o da  teslim olmadı. Hatırlayın Uzan’ları, Doğan’ları… Neredeler şimdi?

Bu defa Kirli planlar devreye sokuldu. Tescilli arsızı ve hırsızı hep bir koldan ciyaklamaya, tuzaklar kurmaya başladı. Parti içindeki münafıkları da başka bir koldan çalıştı. Bir tane doğru işi olmayanlar Ahlak dersi vermeye kalktı. Bir Başkan düşünün her gün 50 ila 100 kişi ile görüşsün. Dert dinleyip, derman arasın, sağcısı solcusu bütün bir şehir “Çalmaz çaldırmaz, hak yemez yedirmez bu adam” desin. Ama bu çıkar amaçlı suç çetesi nedense çok mutsuz. Çünkü bugüne kadar kasetlerle, videolarla, resimlerle şantaj yapıp, herkese her istediğini yaptırarak milyonlar kazananlar şimdi hesap gününün geldiğini görüyorlar.

Öyle emekli yelekli olmakla kurtulamazlar. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını ve bu şehirden çaldıklarını kuruşuna kadar geri verecekler. Yaptıkları servetlerin hesabı lime lime sorulacak.

Yalandan krediler çekmeyle olmaz bu numaralar. En ufak yavrularının bile şehir merkezinde dükkanları, icralardan alınan milyonluk araçları var. Ne tesadüf ki hepsi icradan ama onlarda artık online ihale oluyor.

Bakacağız.

Her iş kolunda kurulan düzenekler, işe girenlerden alınan paralar, iş verdiklerinizden aldığınız imtiyaz ve avantalar. Tek tek yan yana dizileceksiniz. Bütün hortumlarınız kesilecek.

Rezil rüsva olacaksınız bu şehirde.

Ben mi? Çok bedel ödedim bunlar yüzünden ama hala ayaktayım ve olacağım. İşimi elimden aldılar, beni kendilerine köle yapacaklarını sandılar. Milyonluk araçlarım bağlandı, şirketim iflas ertelemek zorunda kaldı. Ama ben hala çarşıdayım ve hala ayaktayım. Yaşadıklarımı ve bunların bu şehre yaptıklarını yazdıkça, dengeleri bozuldu ve şimdide o dengeler değişecek. Çünkü hiçbir kötülük sonsuza kadar sürmez. Ama devlet yakalar ya da Allah çarpar. Ben basından gelmiyorum, gazeteci değildim. Hatalarımız da olmuştur ama hiç kimseye pusu kurmadım, şantaj yapmadım.

Şükür ki Zonguldak’ta bizi anladı, anladı ki her gün binlerce kişi okuyor izliyor destekliyor.

Ayrıca İl Başkanına yakınmışım, birlikteymişim diyorlar.

Hadi lan oradan çakallar.

Beni kendinizle karıştırmayın

Bugüne kadar Başkandan bir tek kuruş istemiş ya da almış olan namerttir, şerefsizdir.

Sizde diye biliyor musunuz?

Diyemezsiniz!

Bizim ona sevgimiz adamlıktandır.

Eğer sizin iftiralarınıza boyun eğseydi, size bu şehri teslim etseydi, en büyük düşmanı ben olurdum.

Ama tam da tanıdığım gibi!

Ne size ne de çetenize boyun eğmedi.

Zorlandı, darlandı belli etmedi.

“Zor olacak ki imtihan olsun” dedi.

Bende elimden geldiğince bu duruşa destek olurum kardeşim.

Çünkü bu şehrin sevdiğini bizde severiz.

Bu şehrin istediğini bizde isteriz.