Yıldönümünün 5. yılında Soma katliamında yaşamını yitiren 301 emekçi Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfının düzenlediği bir etkinlikle anıldı. ZOKEV Yönetim kurulu Başkanı Kürşat Coşgun’un yönettiği ve Alaaddin Kara ile Ferhan Topçu’nun konuşmacı olarak katıldığı, Maden Mühendisleri Odası lokalindeki söyleşide, 38 yazarın Soma öykülerinden oluşan “Ölüm Vardiyası” adlı kitabın tanıtımı ve imza günü de yapıldı. Kara ve Topçu söyleşinin ardından kitapta kendi öykülerinin bulunduğu bölümü okurlarına imzaladı. Etkinliğe Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, Atatürkçü Düşünce Derneği Zonguldak Şube Başkanı Nazan Papila, Yazar Hamit Kalyoncu ve Fahri Bozbaş’ın yanı sıra ZOKEV üyeleriyle ilgili bir kalabalık katıldı. Söyleşiyi yöneten Kürşat Coşgun Soma’da yaşananın bir kaza değil cinayet olduğunu söyleyerek ocak patronunun ölen kişi başına yalnızca 4 gün cezaevinde kalmasındaki hukuksuzluğa işzret etti. Bu büyük trajedinin edebiyata da yansımaları olduğunu söyleyen Cpşkun, bugün böyle bir etkinliği gerçekleştirdiklerini söyleyerek sözü konuşmacılara bıraktı. KARA: “CİNAYETİN NEDENİ TAŞERONLAŞMA” İlk sözü alan Yazar Alaaddin Kara, Soma’da, beşi maden mühendisi 301 maden emekçisinin 255 kadını kocasız, 432 çocuğu da babasız bırakarak korkunç şekilde can verdiğini söyledi. Kazanın olduğu gün kendisinin de ocaktan çıktıkları asansörde ciddi bir kaza atlattığını söyleyen Kara, Soma’daki kazaya neoliberal politikaların dayattığı taşeronlaşma politikalarının neden olduğunu savundu. Zonguldak’ta, ülkede ve dünyada madencilik edebiyatında ürün veren yazarları da sıralayan Kara, “Ölüm Vardiyası” adlı kitapla ilgili bilgiler vererek şunları dedi: “Elimizdeki kitap, bu serinin ikinci kitabıdır. Birinci kitapta, O. Günay, Ertan Mısırlı, Yelda Karataş; ikinci kitapta benim, Ferhan Topçu gibi kentimizden tanıdık isimlerin kaleme aldığı öyküleri okuyacaksınız. Benim öyküm, Soma ile ilgili değil, ama kömür işçilerinin ortak yaşamlarına dokunuyor. Sofrada bizim de bir tutam tuzumun olmasını önemli buluyorum. Soma faciasını unutmamak, unutturmamak için, bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarları ve işin mutfağında yer alan Yazar Hande Baba’yı kutluyor, bizi yalnız bırakmadığınız içinde sizleri en içten duygularımla selamlıyorum.” TOPÇU: “KİTABIN TÜM GELİRİ MADENCİ YAKINLARINA HARCANACAK” Daha sonra söz alan Yazar Ferhan Topçu ise madenciliği hiç bilmediği halde yörede yaşayan bir insan maden kültürünün hep içinde olduğunu söyledi. Bu amaçla birçok kitap okuyup videolar izlediğini söyleyen Topçu, yöre insanını da gözlemeye gayret ettiğini söyledi. Yazar Hande Baba’nın çağrısı üzerine tüm geliri yaşamını yitiren emekçilerin çocuklarına harcanacak kitaba ürün verdiğini söyleyen Topçu, “Kandilli’de bir işçinin hem babasının, hem dedesinin, hem de çocuğunun aynı isimde olduğunu öğrendim, bundan çok etkilendim. Kitaptaki öykümü de bunun üzerine kurguladım” dedi. Topçu postmodern yazarların zor okunur kitaplar üreterek okuma oranlarını düşürdüğünü de iddia ederek, edebi niteliği gözetilerek üretilen kolay okunur kitaplarla işçilerin kahvelerine kadar gidilmesi gerektiğini söyledi. KALYONCU: “MADENCİ ÖYKÜLERİ BİR KİTAPTA TOPLANSIN” Etkinlikte söz alan Eğitimci yazar Hamit Kalyoncu ise Zonguldak’ın çok güçlü bir edebi birikime sahip olduğunu, bunu da yaptığı çalışmalarda gözlediği söylediği söyledi. Kendi derlediği kitapların yanı sıra Ahmet Naim’den bu ayana Zonguldak’ta madencilerin çileli yaşamlarını anlatan yazarları da anan Kalyoncu, başta ZOKEV ve GMİS olmak üzere kentteki sivil toplum örgütlerinin bu öyküleri bir kitapta toplaması gerektiğini dile getirdi. Konuşmaların ardından yazarla kitaptaki öykülerini okurlarına imzalarken, bol bol hatıra fotoğrafı çektirildi. Etkinliğin ikincisi Pazar günü Ereğli’de de yapıldı.