Geçtiğimiz hafta TTK yine kötü bir şekilde gündeme oturdu.

Konu eski sendika temsilcisi şimdiki Amelebirliği yöneticisi Osman Tutkun’un başkası tarafından kartının çekilerek dışarıda olduğu zamanda yeraltında çalışıyor gözükmesiydi.

Kartının başkası tarafından giriş çıkış yapılmasının görüntüsü basında yer alınca olay örtbas edilemedi mecburen kıyamet koptu.

Peki bu durumda yapılması gereken ne Genel Müdürün teftiş kuruluna talimat vermesi ve işin tahkikini istemesi elbette.

Peki ne yapıldı?

Üzülmez Müessesesi Disiplin Kurulu toplandı ve Osman Tutkuna işyeri değiştirme cezası verdi.

Üstelik Osman Tutku'nun savunması dahi alınmadan!

Cinayet işleyenlerin bile savunması alınıp öyle karar verilirken disiplin kurulunun bunu yapmasının hukuksuzluk olduğunu bilmemesi mümkün mü?

Bize göre değil.

O zaman mahkeme yolunun açık olduğu bu karar için mahkemenin savunmasız cezayı iptal edeceği bilinerek neden böyle bir uygulama yapılıyor.

Biz görüntü olarak ceza verelim mahkeme iptal etsin diye bir senaryomu var?

Hangi yönetmelikte yada genelgede başkasının yerine kart çeken kişinin suçunun cezası işyeri değiştirme olacağı yazıyor bunu da merak ediyoruz.

Bir işi gerçekten yapmak istemiyorsanız ipe un serersiniz ya bu konuda da öyle bir durum mu söz konusu acaba?

Karadon örneğinde olduğu gibi.

O konuları ayrıca ele alacağız.

Şimdi baktığınızda İş Teftiş Kuruluna Genel Müdür tarafından gönderilmiş mi gönderilmiş,

Yani görüntü 'Genel Müdür üzerine düşeni yaptı konuyu teftiş kuruluna gönderdi' şeklinde.

Sayın Genel Müdürün Teftiş Kuruluna işi sadece tetkik edilmesi diye havale ettiği söyleniyor.

Yani tetkik ve tahkiki diye yollamamış konuyu.

Bu ne demek yani öylesine bir bakın demek gibi bir şey.

Tetkik raporları cezai takibatı gerektirir hal görülmediği takdirde yapılacak işleme ait görüşlerin bildirilmesini içeren raporlardır.

Bu olayda ise zaten Disiplin Kurulu ceza vermiş, cezai takibatı gerektir bir durum var.

Tetkik raporu anlamsız.

Yani tetkik ve tahkiki diye havale edilmesi lazım.

Yoksa tetkik yapıldıktan sonra Genel Müdüre sorulacak ve o keyfi isterse tekrar tahkikat raporu hazırlayın diye talimat verecek de tekrar soruşturmalar yapılacak mecburen!

İş uzatılıyor gibi bir uygulama var.

Oysa ; Genel Müdür tarafından tetkiki, gerekiyorsa tahkikatı emredilen işlem ve eylemler hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlarda suç mahiyetinde görülen hususların mevcudiyeti halinde düzenlenir deniliyor.

Böylece olayın vukuu ve safhaları belgelere ve ifadelere dayandırılarak etraflı şekilde yazılıyor ve gereği hemen yapılıyor.

Tahkikat emri de derhal verilmeli kartı kimler çekmiş, kaç kere çekilmiş müessesedeki yöneticilerin haberi neden yok görüntüleri dışarı kim sızdırmış zahmet olacak ama sayın Genel müdür bunlar için gereği talimatı vermeli  tetkik yetmez.

Tahkiki deyin de herkesin ifadesi alınabilsin.

Genel Müdür neden sadece tetkik istedi?

Neden tetkik ve tahkiki demedi?

Kocaman bir soru işareti.

Kazım Beyin Müessese Müdürü iken ocağa girmeyen sendikacı işçilere 2 sene boyunca ocak maaşı ödeyip bu konuda soruşturma geçirmesi  ve bu konuda  Kazım beye verilen cezanın o günkü Genel Müdür tarafından uyarıya çevrilmesinin bunda etkisi var mı bilemiyoruz.

Ama ceza alan biri çıkıp 'Madem bu suçtu sen Müessese Müdürü iken ocağa girmeden amatör sendikacılara 2 yıl boyunca neden ocak maaşı ödedin?' diye sorarlarsa ne cevap verebilir bilemiyoruz?

Konunun ve hukukun nasıl uygulandığını yada nasıl ipe un serildiğini,

Zarar eden bir kurumda yöneticilerin  keyfi davranışlarının adalet konusunda iş barışını nasıl bozduğunun kamuoyu adına takipçisi olacağız.

Kurumda bu teftişlerin örnekleri çok sırası geldikçe paylaşacağız.

GÜNÜN SÖZÜ: Bütün olmaya çalış, eğer ki olamazsan işe yarar bir parça olup bütüne katıl.