AÇLIK SINIRI, ASGARİ ÜCRET ALTINDA EMEKLİ YILI!..
‘Ekim, Kasım, Aralık’ derken, emeklinin ‘kent yoksulu’ olarak tarihe geçtiği, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun 2. Maddesine göre ‘fakir ve yardıma muhtaç’ durumda olduğu 2023 bitti.
Beklentiler, 2024’te yapılacak olan zam ile emeklinin ‘insanca yaşayacağı’ bir maaşa kavuşması yönündeydi. 8 Bin lira seyyanen, yüzde 60 enflasyon zammı müjdesi bekleyen emekli sükut-u hayale uğradı.
Ancak, yapılan yüzde 5 ek zamla maaşı 10 bin lira olan emekli, yine 14.431 TL açlık sınırı ve 17.002 TL asgari ücret altında yaşamaya mahkum edildi.
TÜİK’in Tüketici Fiyat Endeksi’ne(TÜFE) göre yıllık enflasyon yüzde 64.8, resmi gıda enflasyonu yüzde 72 olduğu nokta da yüzde 5’lik ek zam dahil, yapılan yüzde 42’lik zamla emekli yüksek enflasyonlu hayat pahalılığına terk edildi.
Türk-İş verilerine göre, Aralık ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı: 14.431 iken yoksulluk sınırı 72 bin lira olarak açıklandı. Dolayısıyla Ocak 2024 itibarıyla açıklanan bu rakamlara göre emeklinin beslenme/barınma/ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değil.
Aynı zamanda Tüm Emekliler Derneği Zonguldak Şube ikinci başkanıyım.
Zonguldak ve havalisinde 170 bin emekli gerçekten umutluydu.
Malum Türkiye de 15 milyon civarında emekli var. Zonguldak’taki emekli sayısı ise 170 bin.
Zonguldak’taki emeklilerin 50 bini 65 yaş üstü vatandaşlarımızdan oluşuyor.
Önemlisi, 50 bin yaşlının 15 bin tanesi evinde tek başına yaşıyor.
Temel gelir kaynağı emeklilik olup, asgari ücret ve açlık sınırı altında maaş alıp, asgari ücret üzerinde para harcayıp borçlanan emekliye ‘reva görülen’ bu olmamalıydı.
“Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ gibi ‘palyatif’ laflar yerine, gelir adaletsizliğine ‘çözüm’ bulunmalıydı.
Emekliye verilen para lüks/lütuf/keyif olmamalı.
Emekli, çalışırken aldığı maaşı, ödediği vergiler/primler ile kutsallaştırmış, ülke kalkınmasına, ekonomiye katkısını yapmış dolayısıyla emekli maaşını son kuruşuna kadar ‘alın teri’ olarak hak etmiştir.
Emekliye ‘reva’ görülen ve emekliyi kent yoksulu durumuna getiren 10 bin lira, yaşam kalitesini aşağı çeken bir ‘miktar’ olmanın ötesinde, ‘gelir adaletsizliği’ açısından da önemli bir göstergedir.
Gelir adaletsizliğinin karşılığı, siyasi rekabette ‘boş vermişlik’ olabilir, ancak; olaya ‘anayasa’ açısından bakıldığında, ‘eşitlik’ ilkesinin çiğnendiği mana ve muhteva olarak karşımıza çıkar.
Bir taraftan ‘Türkiye Yüzyılı’ edebiyatları yapılacak, bir taraftan ‘Türk Uzay Yolcusu’ ile övünülecek, diğer tarafta ülke kalkınması için vergi/prim ödeyip emekli olan vatandaşın yaşam kalitesi yerlerde sürünecek.
Bu ülkede tasarruf yapılacaksa, ekonomide kemer sıkma politikaları uygulanacaksa, bu emekliye ödenecek yaşam standardını olumlu etkileyecek maaş ile yapılmamalıdır.
Tasarruf, lüks harcamalardan yapılmalı. Kamu zararlarının önüne geçilmeli.
En az alan emeklinin maaşı, asgari ücret ve açlık sınırı altında kaldığı bir ortam da, 2024’ü ‘emekli yılı’ olarak açıklamak, emekliyi bir değil, bin kere düşünmeye sevk etmektir. Emekli yılında, emekli açlık sınırı altında maaş alır mı?
Emekli, bu maaşla karakışı/martı geçirir, amma; açlık sınırı, asgari ücret altındaki donduran yüzde 5 zam ayazını unutmaz.
Kalın sağlıcakla.
İNCİVEZ DE ASAYİŞ’E DİKKAT!..
Kütahya Valisi Sayın Musa Işın’ın ‘ suçun her çeşidi, her türlü kepazelik var’ diyerek, 10 pavyonu kapatma kararını mutlulukla okudum.
Sayın Işın’ı, Zonguldak/Çaycuma Kaymakamlığı yaptığı dönemden tanıyoruz.
Kısa sürede Çaycumalıların kalbini kazanan hizmetlerde bulunmuştu. Bu vesile ile kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Gelelim konuya.
‘Suçun ve her türlü kepazeliğin olduğu yerler’ denerek gidilmiş pavyonların üzerine.
Her türlü kepazeliğin ve suçun mihengi noktası alkollü içkidir.
Alkollü içki ve uyuşturucunun olduğu her yerde her türlü suç ve kepazelik mümkündür.
Dolayısıyla, bu alkollü içki ve uyuşturucu satıcıları, daha ziyade kalabalık semtler ile üniversite çevrelerini mesken tutup, kâr ve zararlarını katlamayı hedefler.
Dolayısıyla ‘Zonguldak’ın tanıtım yüzü’ olan İncivez Mahallesi de ‘içki/uyuşturucu’ açısından incelenmelidir.
Saydığım kadarıyla Üniversite Kampüsü çevresinde kümelenmiş, İncivez nüfusu 7.500 civarında olmasına rağmen, 8-9 tane içki satan yer vardır.
Daha kötüsü, İncivez’de ki müzikli kafeler, bölgenin düzenini bozuyor. Müzikli kafelerde ki yüksek volümlü müzikler sakinleri uyutmuyor, öğrencileri ders çalıştırtmıyor.
Hemen her akşam Çaybaşı civarında meydana gelen kavgalar ve polis araçlarının siren sesleri mahalleliyi tedirgin ediyor.
‘İnsan, araç, bina yoğunluğu’ olan bu mahallede maalesef alınan tüm tedbirlere rağmen ‘asayiş’ açısından sorunlar bitmez.
Bu gibi yerlerde ‘asayiş’ sorununun bitmemesi doğaldır. Ancak, önlemler, önceden planlanarak alınmalıdır.
Üniversite çevresinde, bu kadar rahat ‘içki satan yer’ açılmamalıdır. Üniversite çevresinde, talebe ağırlıklı yerleşim alanlarında, çevrede ses kirliliği yaratan müzikli kafelere yol verilmemelidir. Bu olumsuz gelişmelere müdahale bile çevre insanını rahatsız eden boyutlara çıkmaktadır.
Elbette ‘Teşebbüs hürriyeti’ kaçınılmazdır. Ancak, teşebbüs hürriyeti ile insanların diğer hürriyetleri engellenmemelidir.
Kaldı ki, söz ettiğim yer, Zonguldak’ın tanıtım yüzü , Üniversite mahallesi İncivez’dir.
İncivez ile ilgili medya da çıkan olumsuz bir gelişme/haber, sadece İncivez ve Zonguldak çevresini değil, üniversite okuyan öğrenci velilerinin olduğu tüm illeri kapsıyor.
AK PARTİ ADAYI BU GÜN BELLİ OLACAK
CHP, yaptığı ön seçimle Zonguldak Belediye Başkan adayını belirlemişti. Başkan adayı Tahsin Erdem, önseçimde dokunduğu partili üyeler dışında, tüm seçmene dokunmak için ısınma turlarını genişletmeye başladı.
Diğer taraftan, önseçime giren 7 aday adayı ile birliktelik sağlamak için partili yönetici ve kurmaylar el birliğine girişti.
Partili eski yöneticiler ile toplantı yapıldı. Belediye Meclis üyelerini belirleme çalışmaları başlatıldı.
Hem parti içinde, hem de seçmende arkası olan tip ve politiplerin araştırılmasına başlandı.
AEK Parti de ise Zonguldak Merkez Belediye Başkanı bu gün(18 Ocak Çarşamba) açıklanacak.
Dün itibarıyla Ömer Selim Alan ve Özcan Ulupınar yandaşları sosyal medya hesaplarından açıklamalar ile öne çıkmaya gayret ettiler.
