Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı 12 Eylül askeri darbesinin 38. yılı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kantarcı mesajında, "Bundan tam 38 yıl önce ülkede yaşanan terör eylemlerinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, devleti ve milleti ile bölünmez bütünlüğü tehlikede olan ülkenin büyük bir beka sorunu yaşadığını iddia eden Kenan Evren komutasındaki bir cunta, ülke yönetimine el koydu. 12 Eylül 1980 günü sabaha karşı yapılan darbe sonrasında tüm ülkede sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, sonrasında, resmi rakamlara göre 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasasına göre 18 bin 525 kişi kamudaki görevinden uzaklaştırıldı. 171 kişi gözaltında ya da cezaevi iken şüpheli şekilde can verdi, 49 kişi de idam edildi" dedi. 1961 ANAYASASI'NIN TÜM KAZANIMLARI YOK EDİLDİ12 Eylül'ün siyasal hayatta da derin izler bıraktığını söyleyen Kantarcı, "Darbeyle birlikte tüm siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri kapatıldı, birçoğunun yöneticisi gözaltına alınarak yargılandı. Birçok siyasi parti yöneticisine siyaset yasağı getirilirken, yapılan anayasa ile 1961 Anayasası'nın tüm kazanımları yok edildi. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndan Grev, Toplu İş Sözleşmesi ve Lokavt Kanunu'na; Sendikalar, Siyasi Partiler, Dernekler Kanunu'ndan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na kadar toplumsal hayatı şekillendiren tüm yasalarda değişiklikler yapılarak ülke bir yasaklar manzumesi ile yönetilmeye başladı. Bunların sonucunda Türkiye ekonomik olarak büyük bir darboğaz yaşarken hak arama yolları elinden alınan toplumun geniş kesimi yoksullaştı. Eğitimden bilime, sanattan kültüre hayatın tüm alanlarında büyük gerileme yaşandı. Korku iklimi ülkeye hâkim oldu" dedi. TÜM KURUM VE KURALLARIYLA İŞLEYEN EKSİKSİZ BİR DEMOKRASİ İSTİYORUZÜzerinden 38 yıl geçmesine karşın ülkenin 12 Eylül ikliminden hâlâ kurtulamadığını da iddia eden Kantarcı, açıklamasını, "Aradan geçen onca zamana karşın darbe ile birlikte yapılan başta anayasa olmak üzere birçok kanuni düzenleme; başta YÖK olmak üzere hayatımıza giren birçok müessese hâlâ varlığını sürdürüyor. Siyasi partilerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin özgürce çalışmasının önünde birçok engel bulunduğu gibi, içyapılarının demokratikleşmesini sağlayacak düzenlemeler bir türlü yapılmıyor. Tüm kurumlarda kaynağını 12 Eylül'den alan antidemokratik yapılar aynı şekilde varlığını koruyor. Ülke darbe tehdidinden bir türlü arınamadığı gibi, üniversitelerin akademik, demokratik özerklikleri elinden alındığı için bilim, teknoloji alanında istenilen seviyelere bir türlü gelinemiyor. Tüm bunları aşabilmenin yolu tüm kurum ve kurallarıyla işleyen eksiksiz bir demokrasiden geçiyor. 12 Eylül'ün 38. yılında acil demokrasi talebimiz hâlâ devam ediyor" diyerek tamamladı.