Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan başkanlık makamında Zonguldak gündemine dair basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Selim Alan, Zonguldak’ın Merkez’inde bulunan Kardemir Kömür Yükleme ve Depolama Tesisi'nin kaldırılıp, kaldırılmaması ile yapılan anketi değerlendirirken bu konuyla ilgili görüşlerini belirten, buranın kaldırılması sonrası doğacak sıkıntıları dile getiren gazetecileri adeta hedef aldı.

Sayın başkan yine bildiğimiz gibiydi.

Yine gergin yine kendinden emin yapısı altında agresifti!

Biz Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ı artık tanıyoruz.

Kendi düşüncesinin karşısında duran kesime tahammül edemediğini, kendisini eleştiren gazetecilere daha öncesinde “O sarı basın kartlarınızı yırtın atın” demesinden biliyoruz.   

Ama bugün çok farklı bir durum yaşandı!

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan konuşması sırasında bir anda; “Eğer birileri sizi sürekli negatif yönde konuşuyor ve eleştiriyorsa adınız kadar emin olun kendi haklarında konuşacak tek bir şey iyi şeyleri yoktur. Bunların kim olduğunu siz biliyorsunuz. Sabah akşam Ömer Selim Alan’ı yazıyorlar. Allah’a şükür reklamımızı yapıyorlar. Yapmaya da devam ediyorlar. Bu kişiler sürekli benim hakkımda belediyemiz hakkında kötü şeyler söylüyorlar. Eleştiriyorlar. Hepsi akçeyle ilgili. Bizim bırakın yapmayı aklımızdan geçmeyen şeyleri söylüyorlar. Kendi haklarında söyleyecek iyi bir şeyleri olmadığı için başkalarını karalıyorlar. Adliye orda! Varsa yüreği yeten gidip desin ki, “Elimizde kanıt var, şahit var. Selim Alan’ın akçeli işi olmuştur. Gayri ahlaki bir şeyi olmuştur. Devletimizi milletimizi, bayrağımızı zarara uğratacak, kamu zararına mahal verecek bir işin içinde olmuştur.” Desinler devletimiz gereğini yapar, boynumuz kıldan ince. Teftiş kurulunda babanın oğluyum ben. Çıkıp kendileri için iyi bir şey söyleyemeyenler bizleri karalıyor. Demek ki sizi biri fonluyor. Demek ki bir çıkarınız var. Şehrin yararına olan hiçbir şeyin yanında değilsiniz. Ama arkadaşlarımız yazalım. Çizelim. Kendileri gibi sanıyorlar herkesi. Çamur atalımda izi kalsın. Yüreği yeten varsa adliye orda arkadaşlar. Kulağımıza geliyor. Ömer Selim Alan’ın kasetimi var. Vatandaş bana bunu soruyor. Birisi söylemiş. Arkadaşlar benimle ilgili ses kaydı, görüntü, kaset olup ta yayınlamayan şerefsiz namerttir. Susanda şerefsiz namerttir. O kadar netiz. Kimseye boyun eğmişliğimiz yok. Olup da yayınlamayan şerefsiz namerttir.” dedi.

Şimdi Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim önce gazetecilere verdi veriştirdi daha sonrada kendisinin kasedi olduğuna yönelik dedikodular için böyle bir şey söyledi.

Ben Zonguldak basınını yakından takip eden, her köşe yazarını okumaya çalışan bir gazeteci olarak şunu diyebilirim ki “Ömer Selim Alan’ın kaseti var” yazan görmedim.

Ömer Selim Alan bunu neye dayanarak söyledi.

Eğer söyleyeni biliyorsa, gazetecilere adliyenin yolunu gösteren Selim Alan kendisi de yolu biliyordur.

Bir belediye başkanı vatandaş arasında konuşulan dedikoduları üzerine alınıp neden böyle bir açıklama yaptı veya bir belediye başkanı sokaktaki dedikodular üzerine basın açıklaması yapar mı?

Biz çok şaşırdık!

Mesela geçtiğimiz günlerde, Yeni Adım gazetesi bir haber yaptı.

Haber şöyleydi.

“Zonguldak'ta bir belediye başkanı, içeride kimse olmadığını düşünüp kapıyı vurmadan içeriye giren makam şoförü tarafından sekreteri ile kucak kucağa öpüşürken yakalandı.”

İyi ki sayın başkan bu haberi de üzerine alınmadı.

Veya belediye başkanları için daha önceden bir sürü isim vermeden haberler yapıldı bunlar için neden hiç konuşmadı!

Tabi biz şaşkın, salondaki gazeteciler şaşkın derken bu açıklama sonrası daha önce Ömer Selim Alan’ı özel hayatına kadar yazan ve köşe yazısında Ömer Selim Alan’a; “Mustafa gitti, şimdi sırada Zeki var. Hamdi’ye de sıra gelecek.” Bu sözü dedin mi, demedin mi? Delikanlı adamsan, yüreğin yetiyorsa, tanığınla yüzleş. Sen ol, bu sözü söylediğin kişi olsun, bir de Hamdi Uçar olsun. Ben de olayım. O yüzünün şeklini göreyim. Olur mu? Var mısın? "Hem şu ‘baldız’ın ayak yalama işini de konuşuruz.” diyen Pusula Gazetesi Ali Rıza Tığ köşe yazısında; “Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’ın bir kasedi varmış!

Kaset, bendeymiş!

Bende kasedi olduğu için Ömer Selim Alan’ın benimle arası iyiymiş!

AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan’da da, Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’ın bir kasedi varmış!

İki kaset olmasına gerek yok ki!

Bende olsa, bu kasedi, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan’a verirdim!

AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan’da böyle bir kaset olsa, bunu bilirdim!” diye yazdı!

Halbuki Ömer Selim Alan basın toplantısında ne Ali Rıza’dan bahsetti, ne de başkasının ismini verdi.

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan; “Eğer birileri sizi sürekli negatif yönde konuşuyor ve eleştiriyorsa adınız kadar emin olun kendi haklarında konuşacak tek bir şey iyi şeyleri yoktur.” diyor ya aynı Ömer Selim Alan aylar öncesinde katılmış olduğu bir televizyon programında da; “Bizi eleştiren o malum gazeteciler, eğer bir gün bizi eleştirmiyorsa bilin ki ya o gazeteye maddi destek sağlamışımdır, ya da Ömer Selim Alan kötü yola sapmıştır” dedi.  

Şimdi Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’a soralım!

Daha düne kadar size; Mustafa gitti, şimdi sırada Zeki var. Hamdi’ye de sıra gelecek.” Bu sözü dedin mi, demedin mi? Delikanlı adamsan, yüreğin yetiyorsa, tanığınla yüzleş. Sen ol, bu sözü söylediğin kişi olsun, bir de Hamdi Uçar olsun. Ben de olayım. O yüzünün şeklini göreyim. Olur mu? Var mısın? "Hem şu ‘baldız’ın ayak yalama işini de konuşuruz.” diye ithamlarda bulunan bir gazetecinin okey masanızda yancılık yapmasını nasıl açıklıyorsunuz?

Dün size böyle birçok yazısı olan bir gazetecinin bugün sizi öve öve yere göğe sığdıramamasını biz nasıl yorumlamalıyız?

Her şey çok güzel anlatıyorsunuz da aklımızla alay edilmeye gelindiğinde orda bir duruyoruz.

Şimdi sizin birilerinin elinde kasetiniz olduğunu size kim söyledi?

Öyle ya bu nereden çıktı?

Öyle Allah’ın bize bahşetmiş olduğu nefesi boşa harcamayalım.

Ali Rıza Tığ kendi köşe yazısında kaset ile ilgili yapmış olduğunuz açıklamalara neden böyle bir yazı yazdı?

He bu arada Sayın başkan, “Namussuz, şerefsiz, ahlaksız, utanmaz, arlanmaz!” gibi kelimeleri fazla kullanmaya başladı.

Hatırlıyorsanız Kahramanmaraş’ta deprem bölgesinden bir video çeken Selim Alan “Deprem bölgesinde VİP araçta kaldılar!” haberini yapan gazete içinde böyle konuşmuştu.

Daha sonra Elmas TV Genel Müdürü Akın Kavi, “VİP araçta değil Kayseri’de bir otelde kaldılar. Ömer Selim Alan; "Bakın bu arabada kalıyoruz" derken şov yapıyor” sözleri karşısında Başkan SelimAlan hiçbir açıklama yapamamıştı.

Ömer Selim Alan birde kendini eleştiren gazetecilerin fonlandığını belirtiyor.

Kişi kendinden bilirmiş işi!

Bu ithamları Zonguldak'ta ki gazeteciler için nasıl kullanabiliyor?

 Sayın Başkana sormak gerekiyor.

Ak Parti eski İl Başkanı Zeki Tosun hakkında olumsuz haber yapılması konusunda birilerinin aracılığıyla siz hiç fonlama yaptınız mı?

Şimdi ki Ak Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ın Merkez ilçe başkanı olduğu dönemde hakkındaki suçlamaların daha çok medyada yer alması için kimlerin aracılığıyla nasıl bir fonlamada bulundunuz?

Diyorum ya sayın başkan, her şeye tamam ama aklımızla alay edilmesine gelince orada bir duracak herkes!

Hadi şimdi kalın sağlıcakla.

Sonuçta hepimizin ortak paydası Zonguldak değil mi?

Ne güzelsin Zonguldak be!