Ömer Selim Alan yeni belediye başkanı seçilmişti,
Herkesi kucağına oturtmak gibi garip fantezileri vardı.
O dönem kafayı taktığı Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan’ı, görevden aldırmak için tüm hırsıyla mücadele ediyordu.
Ne entrikalar döndü bir bilseniz.
Ömer Selim Alan’ın gönderdiği posta güvercini, kendi el yazısı ile yazdığı notu gazetecinin ofisinde unuttu diye ortalık karışmıştı.
O not kağıdın da neler yazıyordu neler.
Yer GÖK inletecek cinsten.
Sonra yazıldı çizildi, Mustafa Çağlayan görevden alındı.
Ali Rıza, Ömer Selim Alan’a karşı kılıçları çekmişti, gece gündüz Ömer Selim Alan’ı yazıyordu.
Ne kancılığı kaldı ne zamcılığı.
Hızını alamadı, konuyu baldıza kadar getirdi.
Bir gün egolu dedi, bir gün kompleksli.
Sonra rüzgar tersine döndü, önce Ali Rıza Ömer Selim Alan'a yancı oldu.
Ömer Selim Alan’ın görevden aldırdığı Mustafa Çağlayan, Muammer Avcı başkanlığında yeniden il yönetimine geldi.
Selim Alan, Mustafa Çağlayan, Ali Rıza Tığ bu sefer bir araya geldi, Muammer Avcı'yı hedef aldı. 
Geçmişte birbirine ateş eden bu üç benzemez, aynı masa etrafında toplanıp Muammer Avcı'yı 'yeme' planı yapıyorlar.
Sistem aynı Mustafa Çağlayan’ın görevden alınma operasyonu gibi işliyordu. İzlenen yol bire bir aynı, yaptırılan haberlerin başlıkları ve aktörleri farklıydı. 
Amaç dedikodular ile algı yaratıp, yıpratmaktı.
Tüm saldırılara rağmen İl Başkanı istedikleri kıvama gelmeyince, saldırının dozunu arttırdılar. Yalanları gerçekmiş gibi servis ettiler!
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, orada güneş batıyor demektir!
Ömer Selim Alan, hakkında o kadar yazılar yazan Ali Rıza Tığ ile neyin karşılığında barıştı, zamanı geldiğinde kamuoyu öğrenecek.
Bugün Ak Partili imajı çizip, seçim öncesi Partide kaos algısı yaratmaya çalışan Ali Rıza'ya biat edenlerin, hesap vereceği zaman elbet gelecek. 
Ali Rıza Tığ'ı kullanmanın bir bedeli olduğunu kendisi söylerdi.
Şimdi, Ali Rızayı, Muammer Avcı'ya karşı kullananlar ücreti kendi ceplerinden mi ödüyor merak ediyorum.
Tıpkı, deprem bölgesinde arabanın önünde canlı yayın yapıp, küfrettikten sonra gidip kaldığı otelin parasını kimin ödediğini merak ettiğim gibi!
Hayat Mustafa Çağlayan ile Ömer Selim Alan’ı bir araya getirebiliyorsa, Ali Rıza ile Batuhan’a şaşırmamak lazım.
Bakalım, geçmişte kurulan bu ihanet sarmalının ardından oluşan dostlukta ilk taşı kim atacak!
Pandemi döneminde kimse sokağa çıkamazken, Zonguldak’ın kıyıya dik falezlerini izleyerek edilen yeminleri bu kulaklar duydu!
Şair şöyle derdi dizelerinde;
“Temizleyeceğim bu FETÖ’cü pislikleri sende göreceksin…
Karasını beyazını,
Güzelini çirkinini,
Uçarını kaçarını,
Bektaşını tektaşını,
Çolağını solağını…”
Şimdi ne oldu… 
Kurt yediği ayazı unutmazsa şayet, yerel seçimde büyük şenlik var Zonguldak’ta!