VOTKA’LI TÜFE SEPETİ VE OYA GÖRE HİZMET
Yandaş medya ürünü ‘siyasi çalkalanmaya’ rağmen, toplum katmanlarının tamamında, hem mevcut hem de gelecek zaman için ekonomik beklentiler önde.
Sadece zam furyasının devam ettiği piyasalarda değil, merkezi yönetim içindeki bürokraside bile ‘ekonomi’ ağırlıklı haberler en çok tıklanma alan haberler.
Önceki hafta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in valilere yönelik yaptığı ‘tasarruf’ konulu tavsiye ardından, Merkez Bankası Başkanı görevden alındı. Beş yıl da 5. Merkez Bankası Başkanı Değişikliği…
Ekonomideki ‘istikrarsızlık’ buradan görülebilir.
‘Tasarruf-İsraf’ konularına ilkokul öncesi eğitimden başlanmaz ve siyasetin bu düsturları bozmasına engel olunmazsa, istediğin kadar ‘tamamen yerli-tamamen milli’ de, tasarruf/yatırım edebiyatı yap...
Bu kafayla, tasarruf veya yatırımı sadece tuzu kurular yapar. Yani, maddi açıdan eni-boyu orantılı olanlar…
Yani, TÜİK’in geçen hafta yaptığı ve piyasalarda ‘gelir eşitsizliğinde tarihi zirve’ başlığıyla kendini bulan “Türkiye’nin en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin, 2023 yılında toplam gelirden aldığı pay yüzde 49.8 oldu” haberinden bahsediyorum.
Gelir eşitsizliği, maalesef ülkemizde her alanda göze çarpan zafiyetlerden biri. İşçi / memur / emekli maaşlarında hep şikâyet edilen konulardan.
TÜİK verilerine göre Tüketici Fiyatları Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6.70 artış gösterdi. Yıllık enflasyon yüzde 64.86 oldu.
Yani, ekonomideki istikrarsızlık ve ilginçlikler devam ediyor.
Yine bu günkü haberlere göre TÜİK enflasyon sepetinde yer alan ürünler ve ağırlıklarında güncellemeye gitmiş.
Enflasyonun son 14 ayda zirve yaptığı süreç neticesi sepete yeni giren maddeler votka, kadın montu, düğün, nişan ve benzeri toplantılar için salon kirası olmuş.
Sepetten çıkan tek ürün çocuk ayakkabısı...
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) sepeti ve ağırlıkları ile açıklanan değişim oranları, tek birey ya da belirli bir gelir grubuna ait olmayıp, ülke ortalamasını ifade ediyor.
Demek ki alkollü içki votka, tüm seri zamlara rağmen ülke genelinde kullanım oranını arttırmış!
Şaka bir yana, ‘verim ekonomisi aklı’ sabit olmadıktan sonra, istediğiniz kadar ‘israf/tasarruf’ edebiyatı yapın, ekonomideki istikrarsızlık sürecektir.
Yapılacak olanı toplum katmanlarının tamamı da biliyor. Ancak, sürecin ‘seçim ekonomisi’ içinde olması vesilesiyle, seçmeni yanına almanın yolu vaat rüzgârı ve mideye hitap olduğu anlayışındaki siyasetçi nasıl engellenecek?
İşte bütün mesele burada.
‘Oy vermezseniz hizmet yok’ veya ‘oy verirseniz hizmet gelecek’ kafasının hakim olduğu siyasette, ne istikrar nede milletçe mutlu görüntüler hakim olur.
“Türkiye’nin en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin, toplam gelirden aldığı pay yüzde 49.8 oldu” veya “gelir eşitsizliğinde tarihi zirve’ haberlerinden sürekli bahsederiz.
Kalın sağlıcakla.
