Türkiye Gençlik Vakfı Merkez İlçe Başkanı Abdullah Püren, Arakanlı Müslümanlar ile ilgili basın açıklaması yayınladı.İŞTE O AÇIKLAMA"Arakan Müslümanları İslam dünyasının en sahipsiz ve mazlum milletidir. Maalesef Ne Filistin, ne Suriye, ne Afganistan, ne Irak, ne de Doğu Türkistan kadar gündem olmuyor.Burma hükümetine bağlı silahlı kuvvetler ve çeteci Budistler Arakan'da insanlık dışı eylemlere imza atıyorlar. Son 3 günde ordu mensuplarının yaptıkları saldırılarda 2 ila 3 bin arası Müslüman'ın katledildiğini, 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiği iddia ediliyor.Ekonomik, toplumsal baskı ve her türlü ayrımcılığa maruz kalan, Myanmar'daki Müslüman nüfusuyla ilgili maalesef resmi ya da kesin bilgi yok.Bu halk Birleşmiş Milletler tarafından dünyanın en çok zulüm gören halkı olarak da resmen kabul edilmiştir.Ancak; tüm bu yaşananlar dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor ve dünya bu zulme sessiz...Katliamcılar tecavüzü bir silah olarak kullanıyorlar. Tecavüzler, ölümler, bulunamayan cesetler, kimliksiz insanlar, vatansızlaştırılmaya çalışılan bir toplum, yakılıp yıkılan şehirler, köyler, eğer müdahale edilmezse bir toplum yok olup gidecek.İslam ülkeleri ve BM, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarını yorumlamak ve kınama faaliyetlerinin ötesinde somut hiçbir çözüm üretemiyor.Dünyanın gözü önünde yaşanan katliam konusunda Türkiye daha fazla adımlar atmalı, BM, NATO, AB ve diğer uluslararası platformlarda Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmün durdurulması için girişimlerini sıklaştırmalıdır.İslam dünyasının ve bizim Arakan'daki katliamları durdurmaya gücümüz yetmiyor, fakat en azından bu insanları öldürülmeyecekleri bir ülkeye taşıyacak kudrete sahibiz.Bu insanların göz göre göre katledilmelerine şahit olmaktansa İslam ülkelerine dağıtmak en akıllı ve vicdanlı bir çözümdür.5 milyon Arakanlının 4 milyonu ülkesini terk etmek zorunda kaldı, geriye kalan 1 milyon sürekli katliam ve zulme mahkûm…Ve bu sorun sadece yardımlarla çözülebilecek bir sorun değildir. Aynı zamanda silahlı çatışmalarla da çözülecek bir sorun değildir. Etnik ve dinî temelli bir nefret hareketinin sonucu oluşan katliam ve soykırım kültürü karşısında büyük siyasal adımların atılması gerekmektedir. Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Malezya gibi etkin ülkeler inisiyatif almalılar…İslam İşbirliği Teşkilatı etkin rol oynamalı ve Müslüman ülkeler nezdinde sorun gündemleştirilmelidir. Myanmar ile olan siyasi ve iktisadi ilişkilerin kısıtlanmalı ve diplomatik ilişkiler en asgari düzeye indirilmelidir.Basın kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, hukuk adamlarına ve teşkilatlarına düşen görev sorunu gündemde tutmak olmalı ve bununla ilgili etkinlikler düzenlenmelidir. İslam dünyasının birçok bölgesinde yaşanan benzer zulüm ve katliamların hac mevsimini yaşadığımız bu günlerde tartışılıp gündemleştirilebilmesi için Suudi Arabistan yönetimine baskı yapılmalı ve ümmet bilincinin yeniden inşasına yönelik adımlar atılmalıdır. Artık ağıt değil çözüm üretmek gerek"