Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Deniz Yavuzyılmaz, Maden Sahalarının İşletilmesi ilgili Kanun Teklifi görüşmelerinde TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak konu ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Yavuzyılmaz; Kilimli'de rödevanslı sahada işletilen kaçak maden ocağında kaybettiğimiz üç maden işçisini anarak başladığı konuşmasında maden işletmesinin devlet eliyle yapılması gerektiğini vurguladı. 2003 Yılı Öncesi de Maden Şehidi Sayılsın! Soma faciası sonrasında maden şehidi ailelerine istihdam hakkının verilmesi üzerine de konuşan CHP'li Milletvekili, 2003-2014 yılları arasını kapsayan bu kanunun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, daha önceki dönemleri de kapsaması gerektiğinin altını çizdi. CHP'li Yavuzyılmaz ayrıca 1983 Armutçuk ve 1992 Kozlu grizu facialarını anarken, bu facialarda can veren madencilerin ailelerinin de ilgili kanun kapsamında tutulması gerektiğini söyledi. 1500 İşçi yetersiz! Zonguldak'ta TTK'nın küçülmesine de vurgu yapan Yavuzyılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim döneminde vadettiği TTK'ya 1500 işçi alınacağı söyleminin de 2019 yılı başı itibariyle TTK'dan emekli olacak işçi sayısı ile denk olduğunu ve TTK'nın büyümesi için bu sebeple 1500 sayısının yetersiz olduğunun altını çizdi. TTK'da yer üstünde eşit iş yapanların farklı gelirler elde ettiği durumunu da dillendiren CHP'li vekil, ‘Eşit işe eşit ücret' talebini TBMM kürsüsünden dile getirdi. Milletvekili Yavuzyılmaz'ın konuşması şöyle: Kavramlar birbirine geçti! "Zonguldak ilimiz Kilimli ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu'nca rödevans usulü ihaleyle özel sektöre devredilen sahadaki kaçak maden ocağında gerçekleşen bir patlama nedeniyle beş işçimiz göçük altında mahsur kaldılar. TTK Tahlisiye Ekibi'nin daha önce Gölcük depreminde kahramanca çalıştığı gibi yoğun ve hemen müdahalesiyle çalışmalar başlamış, iki işçimiz sağ olarak kurtarılmış ancak maalesef üç işçimiz hayatını kaybetmiştir. Evet, Zonguldak'ta bu bir ilk değildir ve maalesef şaşırtıcı da değildir. Kavramların birbirine geçtiği, devlet eliyle işletilen maden ocakları, rödevans sahaları, kaçak madenler, rödevans sahasındaki kaçak madenler, her biri sınırları ve çerçevesi tam olarak çizilemeyen ancak devletin tüm yetkili organlarınca ve maalesef biz Meclisin üyeleri olarak da hepimizin bildiği gibi işletilen kaçak ocaklar… " Halk işsiz; iş arıyor ve ciddi bölümü aç! "Zonguldak'ta yaklaşık yedi yüz ve bin işçi sayısında kaçak ocaklarda çalışan işçi var. İki bin –iki bin beş yüz arası rödevans sahalarında çalışan işçi var. Evet, bir dönemler 55 bin maden işçisinin çalıştığı Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü İşletmeleri'nde bugün sadece 7 bin iki yüz maden işçisi çalışmaktadır. Halk işsiz, iş arıyor, ciddi bir bölümü aç; çocuğunu okutmak için, giyim ihtiyaçlarını karşılamak için bir şekilde çalışmak zorunda. Dolayısıyla TTK küçüldükçe de maalesef kendilerine bir yol aramak durumundalar. Bu nedenle bizler riski yüksek olan tüm yerlerde, tüm işletmenin devlet eliyle yapılması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz." Eşit işe eşit ücret! "Soma'dan daha önce de Armutçuk'ta 1983 yılında 103 madencimizi kaybetmiştik. 1992 yılında Kozlu'da ki ben de Kozlu'da büyüdüm, bir sabah uyandığımızda 263 arkadaşımın babasının artık hayatta olmadığını öğrendik, onlar hâlâ babasızlar. Çıkarılan bir yasayla 2003-2014 yılları arasındaki maden kazalarında aile fertlerinden babalarını kaybeden çocuklar için o aileden birinci derecedeki akrabaları için devlet kurumlarında iş imkânı tanındı ama biraz önce saydığım Armutçuk ve Kozlu'da kaydettiğimiz maden şehitlerimizin ailelerine bu haklar tanınmadı. Bunun adı ayırımcılıktır. Bu, bir an önce düzeltilmelidir. Aynı zamanda Zonguldak'ta çok anormal şeyler oluyor. Yılbaşına kadar bin beş yüz işçi alacağından bahsedildi ama şu ana kadar bu konuda adım atılmadı. Zaten bu sayı bir yılda emekli olan maden işçi sayısına denk geliyor. Aynı tezgâhta yerüstünde çalışan, aynı işi yapan iki çalışanın arasında maalesef ücret eşitsizliği var. Eşit işe eşit ücret imkânı bir türlü sağlanmıyor. Bir dünya konu var aktaracağım. Bu kadar sürede bunları aktarayım ama şunu tekrar vurguluyorum: Ortada bir cinayet varsa hepimiz ona ortağız."