Olay, 20 Temmuz 2018'de meydana geldi. Kilimli'de yaşayan B.A.'yı arayan telefon dolandırıcıları, kendilerini polis ve savcı olarak tanıtıp hesap ve bilgilerinin terör örgütlerinin eline geçtiğini iddia ederek operasyon için para istedi. B.A. bankadan çektiği 165 bin lirayı ilçeye gelen kendini başkomiser olarak tanıtan kişiye verdi. Telefon dolandırıcıları, daha sonra bir daha aradıkları B.A.'dan 9 bin 420 lira daha aldı. Dolandırıcılar, ağına düşürdükleri B.A.'dan daha çok para sızdırmak için bu sefer üzerine kayıtlı gayrimenkulleri satarak operasyonun devamı için kendilerine vermesini istedi. B.A., hareketlerinden şüphelenen yakınlarının sıkıştırması sonucu başından geçenleri anlattı. Dolandırıldığını anlayan B.A. polise başvurdu. Polis, B.A.'dan şüphelilerle irtibatını kesmemesini istedi. Tekrar arayan dolandırıcılara evini sattığını söyleyen B.A., paranın hazır olduğunu söyledi. B.A. polisin hazırladığı 50 bin lira sahte parayı, ilçeye gelen dolandırıcılardan birinin istediği yere bıraktı. Polis, parayı alan dolandırıcıyı diğer şüphelileri yakalamak için takip etti. Polis, 2 şüpheliyi Aksaray'da yakalayarak gözaltına aldı. Zonguldak'a getirilen A.A. ve A.M. tutuklandı. İLK KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR Cumhuriyet Savcısı'nın hazırladığı iddianamede, A.A. ve A.M. hakkında 'Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3'er yıldan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bugün görülen ilk duruşmaya tutuklu sanık A.A. ve A.M. ile dolandırılan B.A. hazır bulundu. Mahkemede ifade veren A.A. dolandırıcılıktan sabıkası olduğunu ancak bu olayla alakasının bulunmadığını söyledi. B.A.'yı kendisinin dolandırmadığını ifade eden A.A., "Adana'dan arkadaşımın arabasını aldım. Bolu'da çalışan eniştemi almaya gittim. Gelmişken askerlik arkadaşımı görmek için Zonguldak'a. Olay günü Zonguldak'taydım evet fakat ben kesinlikle kendisini dolandırmadım." dedi. A.M. de yakalandıkları gün Zonguldak'ta olduklarını ancak son olayla ilgisinin bulunmadığını söyledi. B.A. ise nasıl dolandırıldığını mahkemede anlattı. Cep telefonuyla arayan kişinin kendisini başkomiser olarak tanıttığını söyleyen B.A., şöyle dedi: "Bir kerede başsavcı diyen bir kişi konuştu. A.M. parayı alırken görüntü var zaten. İlk parayı istasyonda verdim. 165 bin lira. Bana, 'Bak karşıdan telefonla konuşan var o geliyor o başkomiser ona parayı ver' dedi telefondaki. Ben ona parayı verdim. İlk parayı teslim ettiğim kişi bunlardan biri değil. İkinci iş için ise beni Gebze'ye çağırdılar. Bana 'para dolu parayı bırak arkana bakma’ dedi telefondaki. 'Operasyon bozulur' diyor. Ben arkama bakmadım o yüzden. Kim aldı bilmiyorum. En son olayda ise İnağzı Mahallesinde kebapçının önünde odunların arasına koymamı istediler. Siyah poşetle odunların arasına koydum. Arkaya bakma dedikleri için arkama bakmadım. Zaten polislerde gördüler." Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan A.M.'nin üzerine atılı suçun değişme ihtimali, tanık ve mağdur ifadelerini de dikkate alarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. A.A.'nın ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.