TEBRİKLER MURAT UZUN!           

Zonguldak Belediye Meclisi Nisan ayı ilk birleşimi bugün Zonguldak Belediyesi Meclis Salonu’nda yapıldı.

Elmas Televizyonu olarak meclis toplantısını baştan sona canlı yayınladık.

İzlemeyenlerin internet üzerinden izlemesini kesinlikle isterim.

İzleyin ki Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’daki o egoyu ve insanlara bir üst perdeden kibirli bir şekilde konuşmasını siz de görün.

Bu nasıl bir üslup, bu nasıl bir yaklaşım.

Bir doktora yakışmaz diyeceğim ama bana göre bu üslup bir insana yakışmaz.

Selim Alan adeta kendini Yeşilçam filmlerindeki kabadayı zannediyor.

Birisinin kendisine kabadayı değil, Zonguldak gibi Türkiye’de önde gelen bir şehrin Belediye Başkanı olduğunu hatırlatsın!

Konuştuklarında haklı veya değil!

Bakın haklı veya haksız konusuna kesinlikle girmiyorum ama meclis üyelerini adeta azarlarcasına konuşması bence büyük saygısızlık.

Hatta başkan bir ara hızını alamadı, Ak Partili meclis üyelerini bile akşamları Uzun Mehmet Cami önündeki ‘Ramazan Şenlikleri’ne gelmedikleri konusunda fırçaladı.

Hele belediye meclis üyeliğinden istifa edenlerin ismini okuturken Murat Uzun’un istifasının dilekçesini isteme şekli ise bu istifanın arkasından neler yaşandığını bizlere anlatıyor.

Biliyorsunuz ki CHP’li Zonguldak Belediyesi Meclis Üyesi Turgut Aydın ve Okan Onur milletvekili adaylığına başvurmak için istifa etmişti.

Ama bugün şok bir istifa daha yaşandı.

Ak Partili Belediye Meclis Üyesi Murat Uzun da istifa etti.

Bu dik duruşundan ve samimi davranışı sebebiyle Murat Uzun’u aslında tebrik etmek gerekiyor.

Bilindiği üzere Ömer Selim Alan ve Murat Uzun’un Kızılay seçimlerinden bu yana aralarının açık olduğu konuşuluyordu.

Her iki tarafta bunu zaman zaman yalanlasa da bu gerçeği herkes biliyordu.

Ama galiba bardaktaki son damla Ömer Selim Alan’a yakınlığıyla bilinen Yusuf Gülay’ın sosyal medya üzerinden isim vermeden Murat Uzun’u hedef almasıyla taştı.

Belli ki Ömer Selim Alan, nasıl Mustafa Çağlayan’ın, Zeki Tosun’un ve en sonda Mükerrem Ayçiçek’in kuyusunu kazdıysa, bu sefer aynı metot ve taktiklerle Murat Uzun’un da kuyusunu kazmak istedi.

Murat Uzun ise Ömer Selim Alan’ın restine, rest karşılığı verdi.

Çünkü Ömer Selim Alan’ın referansıyla kurumlara gidip iş alan, oğlu Zonguldak Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne zabıta olarak işe giren, kızı yine AK Parti ismini kullanarak Alo 170’e iş başı yapan Yusuf Gülay’ın, Ömer Selim Alan’ın izne ve bilgisi olmadan bu şekilde Zonguldak Belediye Meclisi üyesi olan Murat Uzun’a sosyal medyadan sallama şansı var mı?

Belediyeyi yapmışlar kendilerinin arka bahçesi!

Murat Uzun’u geç bile kalmış bu kararından dolayı tebrik ederim.

Çünkü ben de arkamdan iş çeviren bir belediye başkanı ve onun referansıyla kurumlara giderek anlaşan ve çamaşır suyuna su katıp devlet kurumlarına satan kişilerle aynı çatı altında durmazdım.

HİÇ Mİ UTANMIYORSUN?

Pembe tezkereli sahibinin yanına girer girmez bizi hedef alan, papağan gibi aynı konuları tekrarlayan Tosuncuk’u anlatmaya devam ediyoruz.

Maden o başlattı, biz devam edelim.

Hayatta bir işi yarım bırakmayı hiç sevmem!

İnanmıyorsa, kendisine “Harçlık çetesi” yazan pembe tezkereli sahibine sorsun.

O beni iyi bilir.

Kendisinin tedavisini hiç yarım bırakmadım, bak şimdi bana başka hastalar getiriyor.

Bu yeni hastamız, “İletişim fakültesi gazetecilik bölümü bitirdim” naraları atarak ortalarda geziyor, camia içinde mektepli mektepsiz ayrımı yapıyordu.

Meğer okuduğu bölüm de yalanmış!

Geçenlerde yine bir dostum aradı.

“Ya bu ne gazetecilik bölümü bitirmesi, bu İletişim Fakültesi’nin reklamcılık bölümünden mezun. Pazarlamacı bu! Hem bu nasıl gazeteci? Şantajdan ceza alandan gazetecimi olur?” dedi.

Meğer hastamız kendi yaşamış olduğu özgüven eksikliğini bizim üzerimize atarak bastırıyormuş.

Vay tosuncuk vay!

Neyse biz tedavimizi yapalım!

Bak tosuncuk, insan bu hayatta onuru ve şerefi için yaşar.

İnsan hiç babasına “Genelev bekçisi, peçeteci” yazan birinin yanında işe girer mi?

Hadi bunda kaypaklık var, evindeki insanlarda mı, ”Bu babamıza, sana bunları yazdı, nasıl bu adamın yanına girersin?" diye sormuyor?

Arsızlaşınca onları da görmüyor demek!

Ben eskiden hayvanların omurgalı ve omurgasız olarak ikiye ayrıldığını biliyordum.

Meğer insanlar da omurgalı ve omurgasız olarak ikiye ayrılıyormuş.

Bu ne omurgasızlık be kardeşim!

Maden reklamcıydın, gelseydin yanımıza aylık 4.250’ye biz alırdık seni kapıya!

Buradan havlardın oraya!

Değer mi babana bu kadar hakaret eden birinin kapısından dün dostum dediklerine havlamaya!

Bulldog görünümlü kaniş!

Bak cinsi karışık arkadaş, gazetecilik şantaj yapmakla olmaz, hele Gazetecilik belediye meclisi bitiminde belediye başkanından 50 lira dilenmeyle de olmaz.

Onur ister, sadakat ister, bir duruş ister.

Bilmem anlatabiliyor muyum?