Yavuzyılmaz, Soma faciasını anarken “bugün büyük facianın yıldönümü. Katliamın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen acının hissi de adalet arayışı da ilk günkü gibi taze. Çünkü cinayetin faillerinin cezalandırılmayıp tam tersine korunduğu bir süreç yaşandık” ifadelerini kullandı.
301 madencinin katledildiği o ‘kara’ günü, ailelerin acılarını, sonrasında ki adalet yakarışlarını ve böylesine toplu bir katliamın ardından bile ‘FITRAT’ diye açıklama yaparak, sorumluluktan kaçanları asla unutmayacaklarını hatırlatan Yavuzyılmaz, “Soma’da yaşanan bir doğal afet değildir! Kaza dedikleri, göz göre göre gelen bir katliamdır!” dedi.
Sözlerine, AÇLIK DA ÖLÜM DE FITRAT DEĞİL! diyerek devam eden milletvekili, Zonguldak’ta ve Soma’da maden işçilerinin, ölüm ile açlık arasında bir tercih yapmak zorunda bırakıldığının altını çizerek, “İnsanları bu tercihe zorlamak için madencilik sektöründeki kamu yatırımları bitirildi, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri almadan insanları madenlere gönderdiler ve 301 işçiyi ölüme sürükleyerek bir iş cinayeti işlediler. Maden işçisini açlıkla, işsizlik ve ölümle terbiye etmeye çalışan bir mantık ile karşı karşıyayız. Açlık da ölüm de fıtrat değil! dedi.
BU KORKUNÇ DÜZEN DAHA KAÇ CAN ALACAK?
Bugün Ardahan’da gerçekleşen Taş Ocağı Kazasına da değinen Yavuzyılmaz,
Bakın bugün yine üzücü bir haber aldık, Ardahan Çataldere köyünde ki bir taş ocağında beş madenci kardeşimiz yaralandı. Bunlardan dördünün, Kozlu İlçemizden olduğunu öğrendik ve üçünün durumu ağır.
Yavuzyılmaz sözlerine şöyle devam etti: "Bu korkunç tabloya rağmen ülkeyi yönetenler çökmüş sistemin hiç bir işe yaramayan mevzuatında göstermelik düzenlemeler yaparak işi geçiştirmektedir. Kurdukları taşeron ve güvencesiz çalışma biçimlerini sürdürmekte ısrar edenler, bütün suçu işçilerin eğitimsizliğine ve güvensiz davranışlarına bağlamaktadır. Her türlü ahlaktan yoksun bu sermaye düzeni, bu ülkede daha kaç can alacaktır? Soma'da yaşanan büyük katliamın faturası da işçiye çıkarılmaktadır. 5 yılın sonunda göstermelik davalarla yetkililer sözde cezalandırılmakta, kurulan düzen ve tezgah ise aynen devam etmektedir.
Biz tüm bu haksızlıklara, ranta, sermayeye peşkeş çekilişlere karşı işçi haklarını savunmaya devam edeceğiz. AKP iktidarının hem hakkı hem de hukuku gaspettiği bu çirkin düzenini yıkmak, işçinin, yüreği evlat acısıyla yanan anacığının, geride kalan eş ve çocuklarının adına bizlerin boynumuzun borcudur!”
İfadelerine yer verdi.
Editör: TE Bilisim