CHP Zonguldak Merkez İlçe Kongresi'nin ardından yeni il başkanının kim olacağı, Ahmet Altun ile devam edilip edilmeyeceği merak ediliyor. Günün Manşetleri'ne telefonla bağlanarak soruları yanıtlayan Milletvekili Şerafettin Turpcu hem seçimi hem de Cevat Laçin'in istifasını yorumladı. Turpcu, il başkanlığı seçimi sürecinde kiminle hareket edeceği, 22. Dönem Milletvekili Harun Akın ve eski Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun ile yaşadığı yol ayrımı, kongre salonunda Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı hakkında ki sözleri nedeniyle yaşanan tartışmalar hakkında soruları yanıtladı.

- İlk olarak Cevat Laçin'in istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Tabi kongremizin hayırlı olmasını, bundan sonraki süreçte partimizi ileriye götürmesini diliyorum. Dün de zaten yeni seçilen Merkez İlçe Başkanımız, Fikret Zaman'ı aradım, kendisini ve arkadaşlarını kutladım.

Zonguldak'a geldiğimde de kendilerini ziyarete geleceğimi söyledim. Şimdi Cevat Laçin için arkadaşımız veya diğerlerine geçmeden önce Zonguldak'taki partimizde diğer ilçelerde olmayan bir sıkıntımız var. Şimdi Zonguldak'ta aslında biz partinin yıllardır parti için demokrasi mücadelesinde daha önceki yıllarda başarılı olmuş olsaydık, bu kadar karmaşaya gerek kalmazdı.

Ne demek istiyorum? Parti içerisinde demokrasi olduktan sonra, yani ön seçimler olduktan sonra Atilla Bey o zaman kimse kendi adayını çıkarmaya gayret etmez. Şimdi burada herkes kendi adayını öne sürdü. Yani öyle demokrasi falan biz elbette istiyoruz, seviyoruz, olmasını da istiyoruz daha fazla adayla. Ama bu kongrenin yani bu demokrasi mücadelesi ile ilgili her ilerde belediye başkanlığı veya milletvekilliği iddiasını sürdürmek isteyen arkadaşlarımız kendi adaylarını çıkarmışlardır. Yani bu şekildedir.

-Sizde dahil demi efendim?

-Şimdi bizde dahil mi? Biz dedik ki mevcut arkadaşımızı iki yıl önce destekledik. Genç bir kadın arkadaşımız, siyasete hiç girmemiş. Biz destekledik. Ama burada bir daha bunları anlatmak istemiyorum. Süreçte farklı kulvarlara düştük. Bunları bu telefonda anlatmak istemiyorum. Kongrede anlattım. Bunları siz yazıp, çizersiniz veya tekrar yayınlayabilirsiniz. Şimdi durum bu olunca arkadaşımızın da arkasında, destekleyen adaylara göre destekleyenlerin gücü doğrultusunda oy aldı.

Konuşması kişiliğe diğer üç arkadaşımızda da olduğu gibi bu arkadaşımızda da bir şey söyleyecek bir halimiz yok. Ondan dolayı az oy aldı, morali bozuldu. Aslında morali bozmamak lazım. Ben kendilerini destekleyen arkadaşlarımızı aradım. Cevat Laçin'in kesinlikle bu istifasını kabul etmeyeceğimizi, ilk Zonguldak'a geldiğimde kendisini ziyaret edeceğimi ve parti içerisindeki mücadelesine devam etmesini kendilerine söyledim. Zaten kendileri de aynı şekilde düşünüyorlar. Bu arkadaşımızı öncelikle benim ve tabi diğer arkadaşlarımızın istifa etmekten vazgeçirmeleri için mücadelemiz sürecek. Ben geriye döneceğine inanıyorum.

-Özür diliyorum. Şimdi peki, geldiğimiz süreçte ortaya tabi farklı tablolar var ama il başkanı kim olacak sorusu akla geliyor ve…

-Oraya geçmeden önce tabi daha farklı şeyler konuşmamız lazım. Şimdi Zonguldak'ta bakınız: belli yapılar, belli isimler kendilerinden başka hiçbir şeyi kabul etmiyorlar. Şimdi bunlar kongrede yansıdı. Hatta orada isimler takdim edilirken bile divandaki arkadaşımızın yani her orada takdim edilen ben dahil diğer partililerimizle ilgili ayrımını görebiliyoruz değil mi? Şimdi orada bir araya gelen isimlerinde

-Şimdi siz öyle dediniz ama seyircimiz bunun ne demek olduğunu anlamamış olabilir. Size "sayın" demedi, size direk doğrudan. Herkese "sayın" dedi. Ertuğrul Koltuk konuştu dedi ki: Size direk doğrudan isminizi söyledi. Bunun kastediyorsunuz galiba?

-Düşünün burada tabi çok uzun yıllar aynı isimlerle gençler gelmediği için arkadan, birbirleri arasında mücadele olursa bu kırılmalar normaldir. Ama herkes orada dışarda kimse kimseye selam vermek zorunda değil. Ama orada bir parti toplansın ve epey bir kalabalık vardı. Sizlerde sağ olun canlı yayında sonuna kadar verdiniz, büyük hizmet ettiniz. Elmas 67 televizyonunu, sizlerin orada çalışan arkadaşlarımızın nasıl güçlüklerle çalıştıklarını biliyorum. Sıkıntılarını da biliyorum. Zonguldak'ın olduğu gibi sizin televizyonunuz da daha yeni televizyon. Bu konuda baya bir adım attınız. Sizleri tebrik ediyorum. Şimdi orada Zonguldak merkezdeki sıkıntı nedir? Belediyeleri yıllardır biz almamıza rağmen bu birlik bütünlük niye sağlanamıyor Atilla Bey? Bu soru şudur: bakın orada sordum ve cevabını alamadım. Daha doğrusu ayağa kalkarak tepki gösterdiler. Şimdi kimse kimseyi kandırmayacak. Madem ki ön seçimlerle geldik. Ön seçimlerle gideceğiz veya ön seçimlerle yolumuza devam edeceğiz. Oradaki sıkıntıları görüyoruz. Belli noktalarda ön seçim diye kesiyorsunuz, ondan sonra biliyorsunuz ön seçimler belli kademelerle ilgili yaptırılmıyor. Şimdi insanlar memnun olmuyor. Tepki oluyor, içlerine öfkeyi biriktiriyorlar ve lüzumsuz kendi bireysel çıkarlarıyla ilgili düşman oluyorlar. Şimdi benim AKP'ye karşı olsun, partinin genel gidişiyle ilgili olsun. 2019 süreciyle ilgili olsun. Orada bu söylediklerimle ilgili eleştirilmek isterdim. Bunlarla ilgili eleştirilmek isterdim. Yani "sen söylemlerinde AKP'ye karşı fazla mücadele edemiyorsun" ya da işte "parti içerisinde söyle ahenksizlik yapıyorsun" "Genel Merkezde şunu yapıyorsun" deseler bunlarla ilgili güzel konuşur, açıklama yaparız ama şimdi ağabeylik yapamıyorsun...

Şimdi Zonguldak merkezde sen seçilmiş milletvekiline; biz 30 yıldır bekledik kardeşim. Sen bir saygı göstereceksin. Bazıları için koşa koşa gidiyordunuz geçmiş dönemde. Yani nerdeyse yürüyerek Ankara'ya kadar. Başkalarına nasıl saygı gösteriyorsunuz, bize de o saygıyı gösterin. Önce bize saygılı olun bakalım. Karşılıklı. Bu saygıyı göstermemiz lazım Atilla Bey. Yani parti içerisinde saygıda demokrasiyle ilgili olur. Parti içi demokrasi, genel merkez Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, kesinlikle kendi kontejanı vardır. %5 Avrupa'da bu da var mıdır bilmiyorum. Bunun dışındaki bütün seçimler ön seçimle olursa, bütün kademeler ön seçimle olursa, bu kavgalar olmaz. Biz hem sosyal demokrat partiyiz diyoruz hem ülkeye demokrasiyi biz getirdik diyoruz hem de seçimleri belediye meclisinden başlayıp, il genel meclise, belediye başkanlıkları, milletvekillerine ve bu seçimlerin babası olan cumhurbaşkanı seçimleri 2019'da biz bunların hepsinin seçimde olmasını istiyoruz.

Bu ön seçimleri Parti Tüzüğüne, bu kurultayda yerleştirebilirsek, hiçbir sıkıntı kalmaz. Ama şimdi geçen dönem ön seçim vardı. Bu dönem var mı yok mu belli değil. Belediyelerimiz içinde öyle. Hayır, geçen sefer ön seçim yaptık da ne oldu diyorsunuz? Faydalı mı oldu? Olmadı mı? Bunu da tartışırız. Ama en azından bir kıstas uygulayalım. Bir ön seçim vardı bu partide. Ona göre herkese danışın. Bakın o zaman adaylar bir mi oluyor? İki mi? Böyle dört tane aday çıkıyor mu çıkmıyor mu?

Şimdi demin söylediniz sizin de adayınız, benim adayım yoktu. Biz çıkan adaylardan bir tanesini destekledik. Aday olması için, mevcut beraber yürüdüğümüz arkadaşımıza teklifler götürdüm. İsimler sundum. Bunlar kabul görmedi. Delege seçimlerinden önce Harun Bey ile oturduk ilçedeki yetkili arkadaşlarla oturduk. Bizim anlatmaya çalıştıklarımızı, arkadaşlarımız yapmadılar. Ben tüm mahallelerde sandık kuralım. Kargaşa olur dediler. Ya boşu boşuna karşıdaki inşaları yani aynı parti içerisindeki arkadaşlarımızı en azından parti içerisindeki rakiplerimizi boşu boşuna seslerini yükselttiriyorsunuz, haklı duruma düşürüyorsunuz. Bakın bunu mahallede yapalım. Büyük mahallelerde yapalım, küçüklerde yapmayalım. Ama bu ters oldu. Küçük mahalleler yerinde yapıldı. Büyükler partide yapıldı. Bunun böyle olacağını Harun Bey ve arkadaşlarına delege seçimleri öncesinde söylemiştik. Tekrar ediyorum. Bunun böyle olacağını, bu söylediklerimin bu noktaları gelebileceğini biz delege seçimlerinden önce Harun Bey'e söylemiştik. İlçe yönetim kuruluna, İlçe Başkanımıza anlatamadık. Zaten bizi anlama noktasından uzaklaşmıştı Atilla Bey.


-Peki, İl Başkanlığı seçiminde somut bir öneriniz, talebiniz olacak mı? Ya da kiminle, şimdi siz bir adayı desteklemeyeceksiniz, aday çıkarmayacaksınız belki ama çıkan adaylardan sizde destekleyeceksiniz. Ya da bu konudaki kriterinizde kim vardır? Ya da kim bu konudaki duygularınıza yakın olur?


-Şimdi gazetemizin bir tanesinde adaylarla ilgili bir anket vardı değil mi? Bizim mevcut bir il başkanımız var, 8 tane ilçe başkanımız yeniden seçildi. Ben hepsini tekrardan kutluyorum. Dün Fikret Zaman'ı da kutladığımı arkadaşımızın yeni göreviyle ilgili merkez ilçe başkanımıza da söylemiştim. Şimdi ilçemizin onlarda şimdi kendi aralarında düşünüyorlar değil mi Atilla Bey? Bizlerinde düşündüğü gibi, şimdi onlar bir noktaya gelirler. Bizle konuşma gereği duyarlar. Bizde kendi fikirlerimizi sunarız. Meclis İl Başkanımızla mı gidilir? Ya da onların farklı bir görüşü mü olur? Bunları daha yeni, süreç yeni başladığı için muhtemelen yani, son iki haftada bunlar şekillenir diye düşünüyorum. Biz taban ne derse ona uymuşuzdur bu güne kadar. Yani örgüt ne derse uymuşuzdur. Ona aykırı bir ses çıkarmamışızdır. Ama azınlıkta da kalsak ya da sesimiz az çıksa da doğruları söylemeye çalışmışızdır. Kongrede olduğu gibi. Şimdi kongrede anlatmaya çalıştığım fakat kazanan listenin arkasında olan demin bahsettiğim, işte adayları çıkaran arkadaşlarımız, benim anlattıklarımın tamamını anlattılar kendileri delegelerinde anlamaya başladıklarını anladılar. Orada ikisi de sağdan soldan kalkarak, konuşmamın geri bölümünü divan başkanımız maalesef aslında o kendileri insanların konuşmalarını teşvik etti. Konuşanlar hep bana geldi. Benim şahsiyetime geldi. Dolayısıyla bende orada cevap vermem gerekiyordu.
Cevaplar da geniş oluyor.

Şimdi belediyelerimizle ilgili kısma geliyorum. Şimdi tekrar söylüyorum bakın, kongrede söylediklerimi şimdi tekrar herkesin anlayacağı dilden tekrar söylüyorum Atilla Bey.

-Aynı sertlikte mi söyleyeceksiniz?

-Bakınız biz kongrede bağıracağız. Kongrede çağıracağız. Kongrede hakaret etmeyeceğiz. Kongrede küfür etmeyeceğiz. Kongrede saygısızlık etmeyeceğiz. Bağıracağız. Orası bağırma yeri kongreler. Şimdi tabi bütün arkadaşlarımız; parti içerisinde, Zonguldak merkezde bilhassa oklarını bana yönelttikleri için şimdi orada böyle kargaşada hiçbir şey olmaz. Sonuçta böyle kongreleri biz çok gördük. 95 Kongresi, 98 Kongresi 2001 kongresi ve 2001 kongresinden sonra 10 yıl bir ara verdim, biliyorsunuz. CHP'deki çalışmalarıma. Şimdi belediyelerimizle ilgili kısma geliyorum. Bakın bu çok çok önemli. Bu Türkiye'de bizim bütün milletvekillerimizin konuştuğu aşağı yukarı bu belediyelerimizle ilgili sıkıntı.

-Ben bir parantez açayım mı? Şerafettin Bey niye belediyelere girdi. Diyor bir izleyicimiz. Mevzu şu: Kongre tartışmasındakilere vakıf olmaya bilir herkes. Çaycuma Belediye başkanı Bülent Kantarcı ile ilgili yaklaşımınız eleştiriliyor. Aynı zamanda Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir...

-Ben şu anda anlatacağım. Bakın ben ne diyorum millet nasıl anlıyor? Bir daha konuşalım.

-Tabi, buyurun.

-Şimdi bakınız, belediye başkanı seçilecek veya seçilmiş Ahmet, Mehmet önce seçim öncesini söylüyorum. Bütün parti örgütü seferber oluyor değil mi? İşini, gücünü bırakarak o adayımızın kazanmasıyla ilgili doğru mu Atilla Bey?

-Evet, doğrudur.

-Her şeyi bir tarafa bırakıyorum. Herkes çalışıyor sahada. Sonradan o Belediye Başkanımız kazanıyor. Şimdi o Belediye Başkanımız belediye başkanlığı koltuğuna kendisi mi gelmiş oluyor, parti örgütü mü onu getirmiş oluyor, üyeler mi getirmiş oluyor?

Ben bu soruyu soruyorum, vicdanı olan herkesin anlayacağı dilden partililerimize. Şimdi kendisi gelmediğine göre, bağımsız gelmediğine göre, bağımlı olduğu bir partisi vardır. Bağımlı olduğu bir partisi olduğuna göre, bağımlı olduğu bir örgütü vardır. O zaman bu çalışmaları bir tarafıyla tüm hemşerileriyle ilgili tarafsız bir biçimde yürütürken bir partisi olduğunu, bir örgütü olduğunu da unutmayacak. Yarın seçim günü. O kapıdan sokmadığı veya değer vermediği veya işiyle gücüyle ilgilenmediği. İşi gücü denince bu geniş bir yelpaze biliyorsun. İş alımlardan, belediyedeki hizmet alımlarına kadar hepsi içine girer. Şimdi bunun cevabını bana değişik verebilirler. İşte biz şöyle işçi alıyoruz veya işlerimizi şöyle, hizmet alımlarımızı şöyle yapıyoruz buraya girmiyorum zaten. Ama işçi alımlarına girmem lazım. Bizim o gün Akın Bilal bana 2014 yerel seçimlerinde çalışan gençlerin isimlerini verdi. Bunların hiç biri işe giremedi dedi. Kendisi dahil.

Şimdi tabi 2014 yerel seçimlerinden sonra Atilla Bey, Zonguldak Belediye'miz bu arkadaşlarımızın mesleklerine uygun hiç adam almadıysa veya yapılarına uygun, o zaman diyecek bir şey yok. Ama aldıysa ki aldı. O zaman bu gençler veya bundan sonraki seçimlerdeki gençler, çalışacak gençler niye partimizin arkasında olsunlar? Sen bir Gençlik Kolları Başkanı'nı bile ayrım gözeterek oraya işçi alındığını biliyorum. İşe almıyorsan, parti içerisinde Şerafettin Turpcu, Harun Akın veya bir başkası arkadaşa yakınlığıyla bu insanları işe almıyorsan veya işlerini görmüyorsan o zaman bu yaptığının AKP'den farkı ne? O da partizanlık yapıyor. Kendi partisine yakın olmayanlara ne iş veriyor, ne ekmek veriyor taşeron işçiyi bile AKP üyesi istiyor. E sende o zaman parti içerisinde Halil Furat'a, Şerafettin Turpcu' ya, Harun Akın'a veya bir başkasına yakın veya uzak diye işe alacağın insanlardan veya falanca ilçe başkanı belediyeyle işlerini iyi götürüyor diye onun dediklerini yapıyorsan o zaman burada ne olacak? Burada birlik bütünlük olur mu?

İşte oradaki beş adaylı veya üç adaylı, dört adaylı bir yarışmaya dönüşür. O zaman ne yapar insanlar? Birbirlerine kin duyarlar. Nefret duyar. Kinin, nefretin olduğu yerde, sevginin olmadığı yerde partinin başarısı olamaz Atilla Bey. Ben kongrede bunları söylemek istedim. Şimdi bütün bunlara rağmen bir çizgi çekiyorum ve diyorum ki telefonda size bu soruyu soran arkadaşımız dahil, sormayan arkadaşlarımızda. Bir belediye başkanı veya bir aday adayı, eğer önce partisinde bir terazide tartılıp geçer not alıyorsa, kamuoyunda da bu geçer notu alıyorsa, bizim için sorun yoktur. Bu Bülent Kantarcı olur, bu Muharrem Akdemir olur. Ama bunu sırf belediyede koltukta oturuyorum diye, bakınız belediye gücüyle insanları susturuyorsanız, belediye gücüyle ilgili insanları itiyorsanız, belediye gücüyle ilgili gazetelerde yazılar yazdırıyorsanız o beni bağlamaz, o partiyi bağlamaz. Biz onları gördük. 40 yıllık siyasi hayatımızda belki daha fazla oralardaki güçlerde bir şey olmadığını gördük.

Ne devlerin devrildiğini gördük. Tekrar söylüyorum; diyorum ki; kendi kaderini değil, şehrin kaderini değiştirecek başkanları arıyoruz. Bulundukları şehirlerin kaderlerini değiştirecek başkanları arıyoruz. Tekrar söylüyorum. Kendi kaderlerini değil, yaşadıkları şehirlerin kaderlerini değiştirecek başkanlar ve başkan adayları arıyoruz. Benim için budur. Ben öyle herhangi bir kişisel bir düşmanlığım, ne Bülent Kantarcı ile ilgili ne Muharrem Akdemir ile ilgili parti memnunsa, Zonguldak memnunsa, Çaycuma memnunsa yollarına devam ederler. Bu kadar net söylüyorum. Ama bu kongrelerin iç hesaplaşmasını iyi hesap etmemiz lazım. Bundan önceki partinin geldiği süreç, Türkiye ile ilgili. Benim Türkiye ile ilgili de iddialarım var. Benim partimizin iktidar olmasıyla ilgili de iddialarım var. İddia olduğu vakit benim o iddianın içerisinde de iddialarım var. Neyle ilgili var? Zonguldak ile ilgili var. Hangi Zonguldak ile ilgili? Mağdur edilmiş, hakları elinden alınmış, göçe zorlanmış, büyükşehirlerde kölelik ücretleriyle çalışan Zonguldaklı hemşerilerimizin haklarını korumak için benim iddiam var. İnşallah önce partimiz bu iktidara gelecek sonra da biz Zonguldak'ın hakkını almak için kendi iddialarımızı ortaya koyacağız.

Editör: TE Bilisim