Cumhuriyet Halk Partisi eski merkez ilçe başkanı Ebru Uzun Gazete Kritik'te yazdığı yazısında 24 Haziran'da yapılacak olan erken genel seçime dikkat çekerek iktidarı sert bir dille eleştirdi.

Uzun yazısında şu ifadelere yer verdi;

"16 Nisan referandumunun ardından yine OHAL sopası altında ülkenin kader seçimine gidiyoruz. 

3Y (Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar) ile mücadele için yola çıktığını söyleyen iktidar 16 yılda yoksulluğu da yolsuzluğu da yasakları da  

30 sene öncesinden beter hale getirdi. 

Kurucularına hakaret ede ede içini boşalttıkları ruhsuz bir Cumhuriyet kaldı ortada.

24 Haziran günü yine sandık başındayız, oylarımızı kullanmak yetmeyecek birde sandıklarda oylarımızı çaldırmamak için mücadele edeceğiz.

Şimdi iktidar cephesi" istikrar sürsün" diyerek, "büyük güçlü Türkiye" diyerek, "sandıktan çıkarsak Türkiye uçacak" diyerek hayal satıyor. Tıpkı bundan önceki her seçimde olduğu gibi. 

Hangimiz istemez ki güçlü Türkiye‘yi? Ama halimiz ortada... 

Ülkede terör arttı, işsizlik arttı, aramızın iyi olduğu komşumuz kalmadı, komşularımızdaki yangına körükle gittik o yangınlar bize sıçramaya başladı. Siyasi nezaket, siyasi ahlaktan eser yok. Geçen on altı yılda kendilerine özgü biatçı bir partili, seçmen, bürokrat, memur, iş insanı ve hatta toplum yarattılar. 

Sorgulama yok, kıyaslama yok. Kendileri gibi düşünmeyen, inanmayan, sorgulayan ve araştıran herkesi hain gören bir kitle oluşturdular. Toplumsal nefreti hat safhaya ulaştırdılar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başarısının sırrı da bu zaten. Daima kendini merkeze oturtup, sürekli karşıtlık üretmek... yoksa da mutlaka bir düşman yaratmak ve ''Tayyip Erdoğan karşıtlığı'' üzerinden kendi kitlesini bir arada tutmayı sağlamak ve korku salarak gücünü korumaya çalışmak...

Çünkü çok iyi biliyor ki sindirilen, korkutulan toplumları her şeye inandırmak ve desteğini almak her zaman mümkündür.

Hak, adalet, ahlak kendi işine geldiği gibidir. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki korkutandır en çok korkan!..

Artık söyleyecek yeni bir sözünüz yok, ülkeyi iflasın eşiğine getirdiniz. 

Beceriksizliğinizi ''faiz lobisi iş başında'' bu dış güçlerin oyunu diyerek örtecek eşiği çoktan geçtiniz. 

On altı yılda en çok kazananlar faizciler olduğuna göre faiz lobisine en büyük hizmeti siz yapmışsınız. Şimdi neden şikayetçisiniz?

Dış güçler dediklerinizle düne kadar can ciğer kuzu sarması idiniz. Hatta EŞ BAŞKANIZ diye kibirleniyordunuz. Birlikte yürüdüğünüz yolda havanızdan geçilmiyordu. Evet, bugün dış güçler diye kodladıklarınız adeta sizin yürüteçlerinizdi. Ne zaman ki desteklerini çekip sizi yalnız bıraktılar ancak o zaman anladınız bazı gerçekleri.

Fakat ne yazık ki hiç ders almadınız ve gerçekte asla A, B, C planlarınız ya da kendinize ait bir projeniz olmadı. ABD projeleriyle en sonunda ülkeyi duvara toslattınız.

Polemiklerle birbirine baskın çıkma çabasını, okuyana entel-dantel demeyi, çok çalışana inek demeyi, haram yemeyene saf salak muamelesi yapılmasını, yalakalığı, rüşveti, yolsuzluğu kutsadınız. Hatta günah olmaktan çıkaran fetvalar verdirttiniz. 

Bir vatandaş olarak diyorum ki ahlaklı olalım, vicdanlı olalım, dünyada güç olmak istiyorsak gerçekten güçlü Türkiye istiyorsak akla ve bilime önem verelim. 

Oy kazanmak için fanatik duygulara hitap eden argümanları kullanıp bizi birbirimize düşürüp kısır tartışmalarla kafamızı şişiren ömrümüzü tüketen ''İç güçlerden'' çektiğimizi dış güçlerden çektik mi bir düşünelim..."

 

Editör: TE Bilisim