Altan Akçakese’nin hazırlayıp sunduğu programda partilerinin konu edildiği genel ve yerel bazda birçok önemli soruya yanıt veren denetimli siyasetçi, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu isminin belirlenmesini alınabilecek en doğru karar olarak nitelendirdi. Uzun süre Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da cumhurbaşkanlığı adaylığı için isminin geçtiğinin hatırlatılması üzerine düşüncelerini paylaşan Muhittin Dikmen, bu iki belediye başkanının kendilerini göreve seçen halka sözlerinin olduğunu ve öncelikle bu sözlerin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Muhittin Dikmen yaklaşık iki saat süren programda genel siyasetle ilgili sorular üzerine özetle şu yanıtları verdi:
“Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı adaylığı için tabii ki doğru bir tercih. Biz CHP olarak ülkemizin ikinci yüzyılına hazırlanıyoruz. Bunun için yola çıktık. Bizim açımızdan bu, bir başkanlık seçimi değil; biz Tayyip Erdoğan’a rakip aramıyoruz. Bu ülkeyi Tayyip Erdoğan’dan daha iyi yönetecek birini aramıyoruz. Biz Türkiye’nin demokratik parlamenter sistemle yönetilmesi, milletin vekillerinin daha iyi, daha güzel, daha doğru işler yaptığı bir parlamentonun tekrar oluşturulması için çalışıyoruz. Altılı Masa’nın bir araya gelmesi fikri zaten genel başkanımızdan çıktı. Aday olarak lanse edilen isimlerin hepsi de değerli; ama onların şu anda bir görevleri var. Halka vaadleri var. Kendi belediyelerinde ve şehirlerinde verdikleri sözler var. Son günlerde sıkıntılı süreçler geçirdik; ama şu anki durumumuz Allah’a şükür çok iyi. Genel başkanımız da en az Mansur Yavaş kadar ve belki ondan daha fazla oy oranı ile seçimi kazanacaktır. Aydınlık bir Türkiye ve demokratik parlamenter sistem için halka söz veren kişi de zaten genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. 
Meral Akşener çok naif bir hanımefendi; ama aynı zamanda da bir demir leydi. Artık ailemizden biri. Dolayısıyla aile arasında böyle küslükler, kırgınlıklar olabilir. Bazen sert söylemler de olabilir. Evet, Meral Hanım masayı terk etmişti; ama biz daha çok çalışmaya kararlıydık. Bu tartışmalar benim özgüvenimi perçinledi. Meral Hanım masaya geri döndü; ben yine daha çok çalışacağım. Her hayırda bir şer olabileceği gibi her şerde de bir hayır vardır. Bence 3 ve 4 Mart günler yaşananlar bizim için olumlu olmuştur. Ekiplerimizi motive etmiştir. Her halükarda bu seçimleri almamız gerektiği olgusunu bir kez daha vurgulamıştır. Meral Hanım ile yolumuza devam edeceğiz. Eğer Meral Hanım’ın sinirlenerek söylediği cümlelere genel başkanımız da aynı sertlikle yanıt verseydi aşılamayacak sorunlar ortaya çıkabilir ve masa dağılabilirdi. Yol araçlarında hasar oluşabilirdi. Genel başkanımız bu tür tartışmaların üstesinden gelebilecek bir insan ve geldi de… 
Bence Cumhuriyet Halk Partisi Halkların Demokratik Partisi ile aynı masaya oturmaz. Ama iki parti anlaşabilir, konuşabilir. Bazı şeylerde ortak olabiliriz. Her iki parti de ülkenin iyiye gitmesini istiyor; ama bu bizim siyasi olarak aynı olduğumuzu göstermez.”

Editör: TE Bilisim