Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan yazısında üniversite ve kente dair önemli bilgileri paylaştı.

Yükseköğretimin yurt sathında tam olarak yaygınlaşması ve yükseköğretimin isteyen hemen herkesin erişebildiği kitlesel bir hizmete dönüşmesi, Türkiye'de diğer gelişmiş ülkelere göre çok geç gerçekleşti. Türkiye ancak son on yılda, her iki lise mezunundan birinin üniversiteye gidebildiği kapsayıcı bir sistem geliştirebilmiştir. Ne var ki, ülkemizde her ilde en az bir üniversite olması sayesinde yükseköğretim alanında yaşanan büyümenin meyvelerini henüz tam anlamıyla alabilmiş değiliz.

Üniversitelerin bulundukları çevrenin potansiyellerini, zenginliklerini keşfedip eğitim ve araştırma çalışmalarında bunlara odaklanması, üzerinde durulması gereken önemli konulardan birisidir. Zira üniversiteler ile çevreleri arasındaki sınırlar ortadan kalktıkça, hem eğitimin kalitesi artabilecek hem de yapılacak sahici araştırmalarla bölgesel ekonomik, kültürel, sosyal kalkınma ve gelişme sağlanabilecektir. Bu yazıda, Bülent Ecevit Üniversitesi örneğinden hareketle kültür ve sanat alanında çevreye odaklanmanın getirilerine değineceğim.

 

Devrek Bastonu

Zonguldak'ın Devrek ilçesi yüzyıllardır bastonuyla bilinmektedir. Devrek bastonu, yörede yetişen Kızılcık ağacından üretilmekte ve Devrekli zanaatkâr ve mahir ustalar elinde şekil almaktadır.

Özellikle tanınma eksikliği ve talep yetersizliği dolayısıyla sıkıntıya giren geleneksel sanat, ancak az sayıda fedakâr ustanın sanatı sürdürmedeki kararlılığıyla ayakta kalabilmişti. Bülent Ecevit Üniversitesi, bu alana katkıda bulunmak amacıyla Devrek Meslek Yüksekokulu bünyesinde Geleneksel El Sanatları programını 2014 yılında açtı ve bölüm müfredatına Devrek bastonuyla ilgili ders ve uygulamalar koydu. Ek olarak, donanımlı bir atölye kurdu. Atölyedeki uygulama derslerinin Devrek'teki ustalar eliyle yürütülmesini sağladı. Böylece, Devrek bastonu ustalarıyla Devrek MYO arasındaki ilk köprü kurulmuş oldu. Programdaki öğrenciler Devrek Bastonu yapmaya başladılar.

Yine 2014 yılında üniversite bünyesinde Devrek Bastonu Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmuş ve mevcut program ve atölyeyi de kullanarak hızla faaliyetlerine başlamıştır. Bu çerçevede, ulusal ve uluslararası fuarlarda Devrek bastonunun tanıtım faaliyetleri sürekli yapılmakta ve Devrek bastonu üretimini geliştirme ve yeni tekniklerle zenginleştirme faaliyetleri de sürmektedir. Örneğin, Merkez sayesinde, Devrek bastonunda ilk defa mozaik ve sedef kullanımına başlanmış, geleneksel asa üretimi de yapılmaya başlanmıştır. Bu gelişmelerden sonra Zonguldak Valiliğinin himayesinde Zonguldak İl Özel İdaresi tarafından sunulan "Devrek Baston Satış Merkezi, Müzesi ve Doğa Kültür Parkı" projesi Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından kabul edilmiş ve halen uygulama aşamasındadır. Tüm bu gelişmeler, hem üniversite bünyesinde verilen eğitimin kalitesini ve araştırma kapasitesini artırmış hem de üniversite ile çevresi arasında organik bağları güçlendirmiştir. Diğer taraftan tüm paydaşların sürece katkısı alınarak bölgesel kalkınma ile ilgili önemli bir adım atılmıştır. Sonuç olarak, unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek tekrar ihya edilerek canlandırılmış ve günümüze adapte edilmiştir.

 

Selçuklu ve Osmanlı Seramikleri

Zonguldak Çaycuma ve Gökçebey havzası seramik üretiminde Türkiye'nin önde gelen iki büyük şirketi olan Yurtbay Seramik ve Çanakçılar Şirketler Grubuna ev sahipliği yapmaktadır. Seramik sektörüne katkı sağlamak üzere üniversitemiz Gökçebey Mithat Mehmet Çanakçı Meslek Yüksekokulu Mimari Dekoratif Sanatlar Programına tam donanımlı bir seramik atölyesi kurulmuş ve seramik üretimine başlanmıştır.  Selçuklu ve Osmanlı seramikleri üretiminde önemli mesafe alınmıştır. Dünyada önemli pazara hitap eden Morocco Zellij üretimine de başlanmıştır. Diğer taraftan, 2014 yılında Mühendislik Fakültesi bünyesinde Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü kurulmuş ve altyapısıyla bölgedeki seramik üreticilerine danışmanlık hizmeti vermeye başlamıştır. Seramik üretimi ile ilgili kazanılan deneyim ve AR-GE çalışmaları bölgedeki sektörle paylaşılmaktadır. Dolayısıyla hem programlarımızdaki öğrenciler doğrudan uygulamanın içerisinde önemli deneyimler kazanmakta hem de bölgedeki işletmeler, bilimsel danışmanlık desteğine kolayca ulaşabilmektedir.

 

Ahşap Oyuncak Üretimi

 Oyuncak sektöründe ülkemizin ağırlıklı olarak ithalat yaptığını göz önüne alan Bülent Ecevit Üniversitesi, ahşap oyuncak üretiminde 2016 yılında önemli bir adım atmıştır. Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren Ahşap Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Çaycuma Meslek Yüksekokulu sayesinde 2016 yılı itibariyle ahşap üretimi ile ilgili oldukça donanımlı bir atölye Çaycuma kampüsünde kurulmuş ve ahşap oyuncak üretimine başlamıştır. Özel tasarlanmış ahşap oyuncaklar, tornalama, kesme, delme, rende, zımpara ve diğer ahşap işleme teknikleri ve lazer kullanılarak üretilmekte olup hiçbir kimyasal kullanılmamaktadır. Ahşap oyuncaklar, bölgede yaygın olarak bulunan kayın ve çam ağaçlarından yapılmaktadır. Bülent Ecevit Üniversitesi, şu anda ülkemizde ahşap oyuncak üreten tek üniversitedir.  Ayrıca tarihi Eyüp oyuncakları da üretilmiştir.

Türkiye'de ahşap oyuncak farkındalığını artırmayı, tasarım ve inovasyon yeteneğini geliştirme, ahşap oyuncak tasarım ve üretim uygulamalarını teşvik etme ve oyuncak sanayimize uzun vadede katkıda bulunma amacı kapsamında 100'ün üzerinde ürünün prototipi geliştirilmiştir. Üretilen ilk oyuncaklar; Zonguldak Valiliği ile yapılan protokol çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Sevgi Evlerinde kalan çocukların ve şehit ve gazi ailelerin çocuklarının kullanımına sunulmuştur. Ayrıca, Zonguldak Valiliği ve TSO'larla ortaklaşa Çaycuma İlçesinde Oyuncak OSB'sinin kurulmasının hazırlıkları devam etmektedir.

 

Çalgı Yapımı

Bülent Ecevit Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümünde bir taraftan yaylı çalgılarının üretim teknikleri üzerine eğitim verilirken diğer taraftan keman, viyola, viyolonsel gibi yaylı çalgılar üretilmektedir. Bölümümüz, Türkiye'de çalgı üretimi yapan ve en donamlı atölyelere sahip olan iki bölümden birisidir. Ayrıca, Cila Uygulama Laboratuvarında geleneksel cilaların üretimi yapılmaktadır. Üretilen enstrümanlar dünyaca ünlü sanatçılar tarafından kullanılmakta ve üretim talepleri artmaktadır. Yine üniversite tarafından desteklenen bir projeyle Çalgı Yapım teknikleri ile ilgili ülkemizdeki ilk kitabın hazırlığına başlanmıştır.

Yaylı çalgı yapımında yaygın olarak, Ladin  ve Akçaağaç ailesi ağaçları kullanılmaktadır. Mukavemet gerektiren bölgelerinde ise Abanoz ağacı tercih edilmektedir. Batı Karadeniz Bölgesi, yurdumuzun en çok geniş yapraklı ağaç türlerini barındıran ormanlık alanlarına sahip olduğu için yeni hazırlanan bir araştırma projesiyle, çalgı yapımı için bölge kaynaklarını kullanmaya yönelik çalışmalar sürmektedir. Proje sonunda, ülkemizde çalgı yapımında bölge kaynaklarının kullanılabilme potansiyeli gösterilmiş olacaktır.

Üniversitelerin bulundukları bölge ile organik bağlarını artırdıklarında, hem eğitim kalitesinde iyileşmelere yol açan hem de bölgesel kalkınma ile ilgili adımların atılabilmesini sağlayan mütevazı iyi örneklerden bazılarını sizlerle paylaştım. Üniversitelerin dikkatlerini bölgelerine çevirmeleri, hem gelişimlerini akılcı ve gerçekçi bir şekilde yönlendirmeye hem de araştırma kapasitesinin geliştirilmesine yardımcı olma potansiyeline haizdir. Üniversiteler bulundukları mekânın şartlarını ve imkânlarını dikkate aldıkça, içerisinde bulundukları topluluklara daha anlamlı hizmet üretecek, sahici ve kalıcı bağlar geliştireceklerdir...

Editör: TE Bilisim