Madem doğruları konuşacağız, KONUŞALIM!

Öncelikle şunu belirteyim ki benden çokça yaş büyük Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Emen’e köşe yazılarıyla cevap vermekten hicap duyuyorum ama madem Başkan Mustafa Emen “KGD  ve bilinmesi gereken doğrular” isimli köşe yazısında hakkımda ithamlarda bulunmuş, kendince algı yaparak şahsımın gazetecilere “Satılık kalemler” dediğimi iddia etmiş, bize de kendisine cevap vermek zaruri olmuştur.
Gazetecilik mesleğinin dik duruş ve karakter gerektirdiğini, meslekte korkusuzca konuların üzerine gidilmesi gerektiğini 10 yıl önce bitirmiş olduğum Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Radyo Televizyon bölümünde okuduğum yıllarda öğrendim. 
Bugün 10 yıllık mesleki tecrübemle Zonguldak’ın iki tane televizyonundan bir tanesinde Haber Müdürlüğü yapıyor, yine kendi emek ve çabalarımla kurmuş olduğum Lens Medya Haber sitesini yönetiyorum.
Gazeteci, gazetelerde ve süreli yayınlarda yayımlanmak veya radyo ve televizyondan yayınlanmak üzere güncel olayları ve haberleri toplayan, veren ve yorumlayan kişidir.
Bakın bu tanımın altını özellikle çiziyorum.
Ne diyor; “Gazeteci, güncel olayları ve haberleri toplayan, veren ve yorumlayan kişidir.” 
Ben de geçtiğimiz günlerde ZONSİAD Başkanı ve aynı zamanda Ak Parti İl Yönetimi’nde görev alan Nejdet Tıskaoğlu’nun Gazetecilere düzenlemiş olduğu barbekü partisini Elmas Televizyonu’nda ve internet sitesinde “Tıskaoğlu seçim yatırımına gazetecilerden başladı” diyerek eleştirdim ve haber yaptım.
Bu bir görüştür!
Bu benim görüşüm ve olan olayı bir şekilde yorumlamamdır. 
İşletmeciliğini yaptığı Çaycuma’daki Bungalov evlerinde gazetecilere düzenlemiş olduğu barbekü partisinin ardından, bungalov evlerinde kalmaya yüzde elli indirim yapan Tıskaoğlu bence seçim yatırımı yapmıştır. 
Ben bu yorum haberimde neymiş “gazetecilere satılık kalemler” imasında bulunmuşum.
İyi madem ben böyle bir imada bulundum.
Daha önce Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin yönetiminde beraberken, şimdilerde yanından ayrılmadığın bir başka gazeteci meslek örgütünü temsil eden başkan için; “O bir kadeh rakıyla gazetecileri satın alıyor. Oradaki bayan gazetecilere etek, giysi alarak kendine bağlıyor. O başkanın geliri çok. Herkesi bağlamış kendine” derken sen o dernekteki gazetecilere ne demek istedin?
Mustafa Emen ağabey! 
Benden yaşça çok büyüksün! 
Ama lütfen önce kendi kapının önünü süpür.
Arkada başka, yazılarında başka olma!
Gelelim Elmas Televizyonu’nda yayınlanan, Halkın Sesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cevdet Akgün ve Hürdüşün Gazetesi İmtiyaz Sahibi Lokman Gül ile birlikte yaptığımız “Zonguldak’ta Neler Oluyor?” programında konu ile ilgili konuşulanlara!
Aç bir daha izle!
Benim “Satılık kalemler” gibi bir ithamım var mı?
KGD Yönetim Kurulu Yönetimi, Danışma Kurulu üyeleri de izlesin. 
Programda kim ne demiş?
Lokman Gül ve Cevdet Akgün’ü ara, “Bizim için bir şeyler söylemişsin programda" de, bakalım sana ne diyecekler!
Bu konuda ne Cevdet Akgün’ün, ne de Lokman Gül’ün söylemleri beni ilgilendirmez.
Yine Elmas Televizyonu internet sitesinde “Perde Arkası” rumuzuyla yazılan köşe yazısında gazetecilerle ilgili söylem ve yazılar beni ilgilendirmez.
Ben Elmas Televizyonu’nun Haber Müdürü’yüm, Genel Yayın Yönetmeni değil.
Ben kendi yazılarım ve söylemlerimden sorumluyum.  
Daha önce yönetimdeyken başkanlık konusunda senin tutum ve davranışlarını eleştiriyordum, yine eleştirmeye devam edeceğim.
Sana bir yazımda “TTK emeklisi” diye hitap etmişim!
En azından ben yalan konuşmamışım.
Daha önce sana “Fındıkçı başkan, TTK Emeklisi Başkan” yazıları yazan malum gazeteciye de uyarı kağıdı gönderdin mi?
Benim tecrübesizliğime ve deneyimsizliğime atıfta bulunmuşun ya, bende senin dik bir duruş gösterememene, arkasından konuştuklarının nasıl yanında keyifle oturduğuna atıfta bulunuyorum.
Şu an bile sana bunları yazmaktan hicap duyuyorum ama yapacak bir şey kalmadı.
Madem doğrular ve gerçekler konuşulacak.
Konuşalım. 
Beni Karaelmas Gazeteciler Derneği’ne üye yapan, yönetime alan Mustafa Emen’miş! 
Bu konuda da bana hatırlatma yapmış.
Bizim tecrübesizliğimize veriyor ya, ben de artık yaşından dolayı unutkanlığına veriyorum. 
Ben Karaelmas Gazeteciler Derneği’ne İmza Gazetesi sahibi Osman Sav’ın başkan olduğu dönemde üye oldum.
Yine o dönem Pusula Gazetesi’nde görev yapıyordum. 
O dönem Pusula Gazetesi’nde görev yapan Osman Sav, Pusula Gazetesi’nden ayrılmış ve İmza Gazetesi’ni kurmuştu. 
Bu olayların üzerine Ali Rıza Tığ ve Osman Sav arasında tartışma ve birbirine yazılar yazma başladı. 
O dönem Ali Rıza Tığ, tüm çalışanlarından Karaelmas Gazeteciler Derneği’nden istifa etmesini istedi.
O dönem tek Atilla Öksüz ve ben Karaelmas Gazeteciler Derneği’nden istifa etmedik.
Dedim ya, gazetecilik bir duruş, karakter meselesidir.
Karaelmas Gazeteciler Derneği Yönetimi’ne girmeme gelince!
O dönem beni yönetiminde görmek isteyen Mustafa Emen’e; “Benim adayım Gürkay Gündoğan. Kendisinin başkanlık düşüncesi var. Aday olursa onun yönetimine gireceğim. Onu ikna et başkan adayı olmazsa senin yönetiminde yer alırım” dedim.
Mustafa Emen sıkılmasa; “Ergin’in elinden tuttum, derneğe üye yaptım” diyecek.
Yine başkan, beni meydanı boş bulmakla itham etmiş.
Evet meydan boş, o boşluğu da sayende “Gazetecilere etek alarak, rakı ısmarlayarak elinde tutuyor” diye itham ettiğin cemiyet dolduruyor.  
Meydan o kadar boş ki, bayan bir gazeteci, başka bir erkek gazeteci tarafından tehdit ediliyor ama kimse çekintisinden ses çıkaramıyor.
Bak bende hakaret etmiyorum.
Güzel güzel anlatıyorum doğruları!
Yazı çok uzadı.
Başkan, bir de yazısının sonunda “konu kapanmıştır” diye yazmış olayı bitirmiş.
Artık benim için de konu kapandı.
Hayır hala kapanmadı diyorsak KGD'deki "Tuzluk oyunundan" devam edebiliriz!.
Vermiş olduğum rahatsızlıktan dolayı özür dilemeyeceğim.
Çünkü gerçekler bazen rahatsız eder!
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımın, bu işe gerçekten gönül vermiş tüm saha arkadaşlarımın yeni yılını kutlar, sağlıklı bir yıl dilerim.