Tarihte bugün...
22 Aralık 1895...
Lyonlu Lumière kardeşler sinemayı icat ettiler...

Zonguldak kömür işletmecisi Sarıcazade Ragıp paşa. 1914 yılında. İstanbul Taksim’de ilk sinemayı açtı...

Halka açık ilk sinema gösterimi, Paris'te Rennes Sokağı'nda yapıldı. 28 Aralık'tan itibaren de Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'nin bodrum katında düzenli gösterimler başladı. Sinemaya adını verenler, kaydında ve gösteriminde kullanılan makineyi icat edip ilk filmleri çekenler, Lyonlu Lumière kardeşlerdi.

SARICAZADE RAGIP PAŞA...

Sarıcazade Ragıp Paşa, ll. Abdülhamit’in Başmayincisi. Hem de oldukça girişimci bir Paşa.
1890’lı yıllar…1836’dan itibaren çıkarılan Zonguldak kömürleri elli yıldır çıkarılmakta, yani 19. yy’ın sonlarına gelinmiş. O zaman da bugünkü gibi müteahhit de denilen taşeron firmalar çıkarmakta kömürü. İşte bu taşeron firmalardan biri de Sarıcazade Ragıp Paşa’nın kömür işletmeleri.
Hem de kârlı bir iş olsa gerek. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öğreten’in 2007 tarihli ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 3. cilt, 5. sayıda 139-178 sayfaları arasında yayımlanan makalesinin 148. sayfasında aynen şu cümleler geçmektedir.
“216 numaralı ocak önce 127 ve 129 numaralı ocaklarla birleşmiş, sonra Alacaağzı mevkiinde Armutçuk, diğer adıyle Karameşelik’te bulunan 137, 216 ve 169 numaralı ocaklar birleşerek 216 numara üzerine işlem yapılan bir kömür maden ocağı haline gelmiş ve 31 Temmuz 1901 tarihli resmi işlem gereğince Ragıp Paşa’nın Hanımı Kamile Hanım tarafından işletilmeye devam edilmiştir… Ayrıca Sarıcazadeler’de de madencilik sektörüne karşı bir ilgi gözlemlenmiştir…….” İşte birçok ocak işletmesi Sarıcazade Pagıp Paşa ve mahdumlarının...

OSMANLI’DA İLK SİNEMA…

Osmanlının ilk sinema salonunu kim yaptırıyor? Bildiniz: Sarıcazade Ragıp paşa. Ne zaman? 1914 yılında. Nerede: İstanbul Taksim’de…
Binanın Mimarı Giulio Mongari. Bina ilk olarak “Majik Sineması” adıyla hizmete giriyor. 1944’te “ Türk Sineması”, 1946’da “Yeni Taksim Sineması” ve 1964’te”Venüs Sineması” olarak da bu tarihe geliyor. 1971’den sonra da Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarını sergilediği “Taksim Sahnesi” olarak kültürümüze hizmet veriyor. 2008’de boşaltılan binanın yaklaşık doksan yıllık sanat kapısı bir daha açılmamak ve alışveriş merkezi yapılmak üzere ebediyen kapanıyor.
Sözün kısası Zonguldak kömürü neredeyse bir yüz yıl kültür hayatımıza nefes veriyor, katkı sağlıyor.

SARICAZADE RAGIP PAŞA VE ZONGULDAK…

Ragıp Sarıca Paşa; Sultan II. Abdülhamit döneminde Yıldız Sarayı’nda başmabeyincilik görevinde bulunmuştur. Ragıp Sarıca Paşa, halen Yunan hudutları içerisinde bulunan Eğriboz'da 1857 yılında doğmuş ve Mülkiye Mektebi'ni bitirdikten sonra devlet hizmetine girmişti.1908 yılına kadar Yıldız Sarayı'nın güvenilir bir mensubu olan Ragıp Paşa, devlet memuriyeti yanında ticaretle de uğraşmıştır. Kardeşi ise padişahın doktorluğunu yapmıştır. Beyoğlu'nda birbirine yakın Anadolu, Rumeli ve Afrika hanlarını yaptırmıştır. Tekirdağ’da Umurca Rakı Fabrikasını kurmuştur.

Debdebeli yaşantısı, büyük bir serveti vardı. Önemli sayıda gayrimenkul edinmişti. Son derece zevkli ve bilgili olan paşa, yaptırdığı büyük binalarda zevkini ve kültürünü simgelemiştir. Sultan II. Abdülhamit döneminin bu varlıklı ve zevkli paşası 1908 Meşrutiyeti’nden sonra padişahın Selanik'te Alatini Köşkü'ne gönderilmesini müteakip Rodos'a sürgün edilmiştir. Sürgünde mide kanserine yakalanmıştır. Tedavi için İsviçre'ye gitti. Dönüşünde de çok yaşamadı, Çiftehavuzlar'daki köşkünde 1920 yılında vefat etti.

Sarıcazade Ragıp Paşa II.Abdülhamid’in Baş Mabeyincisidir. Şirket, 1900 yılında Kozlu, Kandilli ve Alacaağzı’nda elde ettiği ocakları alarak kurulmuştur. Türk sermayesiyle kurulmuş en önemli müessesedir. Modern tesislerle havzada kömür üretimini sürdürmüş ve komisyoncular aracılığıyla çıkardığı kömürü satmıştır.

Ragıp Paşa, Kozlu’ya geldiğinde hiç bir yerli madenci sermayelerinin azlığı sebebiyle deniz seviyesinden aşağı kömür çıkaramıyordu. Kozlu’da sadece Gürcü Panos ve Petro Gregoviç ocakları kuyu ile su altı (deniz seviyesinden aşağı) kömürü çıkarıyorlardı. Ragıp Paşa bunu fırsat bilerek 20 metreden daha aşağıdaki kömür tabakalarının imal hakkını Bahriye Nezareti’nden bir ruhsat ile alıp 17 mevkiinde 140 metre derinliğinde maden kuyusu açmıştır.

Ragıp Paşa, satın aldığı ocaklarda üretimi arttırmak için ocaklar çevresinde önemli çalışmalar yapmıştır. Bunlar sayesinde ve bir de saraya yakınlığından dolayı havzanın tamamen Ereğli şirketi Osmaniyesi’nin tekeline geçmesini önlemiştir.

Kaynak: Zonguldak Nostalji / Yüksel Yıldırım

Editör: TE Bilisim