Yazar Can Kartoğlu'nun "Maratonun ihtiyar delikanlısı" olarak tüm ülkede tanınan babası Safder Kartoğlu'nun hayatını anlattığı "Safder" adlı kitabın imza günü ve tanıtım toplantısı yapıldı. Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV) tarafından, TMMOB maden Mühendisler Odası lokalinde düzenlenen etkinliğe Safder Kartoğlu, CHP Merkez İlçe Başkanı Fikret Zaman, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Coşkun'un yanı sıra kalabalık bir izleyici topluluğu katıldı. Yazarı tarafından tüm gelirleri çocuk ve gençlik projelerinde kullanılmak üzere ZOKEV'e bağışlanan kitabın imza günü duygulu anlara sahne oldu. ZOKEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öztürk'ün yönettiği etkinlik ZOKEV Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kalafat'ın açış konuşması ile başladı. 

"MUHTEŞEM BİR ZONGULDAKLI DAYANIŞMASI ÖRNEĞİ"

Sözlerine, "Çok güzel ve bir o kadar da anlamlı bir etkinlik yapıyoruz diyerek başlayan Kalafat, "Sevgili Can Kartoğlu, babası efsane insan Safder Kartoğlu'nun hayatını anlattığı ve ‘iyiliğin kitabı' olarak tanımladığı ‘Safder' adlı son eserinin tüm gelirlerini çocuk ve gençlik projelerinde kullanılmak üzere ZOKEV'e bağışladı. İyiliğin kitabından elde edilen gelir başka iyilikler için kullanılacak. Bizi çok mutlu eden bu kitap aynı zamanda muhteşem bir Zonguldaklı dayanışması örneği olarak da kütüphanelerde yerini alacak. Bizi duygulandıran bu incelikli davranışından dolayı Sevgili Can Kartoğlu'na nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Zonguldak'ımızın önemli bir değeri olan Sayın Safder Kartoğlu'na uzun ömürler diliyorum" dedi. 

"BİR İNSANIN ONURUYLA, DİMDİK VERDİĞİ BİR YAŞAM MÜCADELESİ"

Etkinliğin moderatörlüğünü yapan ZOKEV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öztürk, bu zamana değin birçok etkinlikte bir arada olduklarını ancak kendini en çok heyecanlandıran, en anlamlı toplantının bu olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, "Gerçekten iyiliğin kitabı bu. Böyle bir kitabın tanıtım toplantısında siz iyi insanlarla bir arada olmak çok mutluluk verici. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Kitabı okuduğunuzda siz de göreceksiniz, pek çok açıdan Zonguldak için çok değerli bir çalışma. Zonguldak'ın bir zamanına tanıklık edeceksiniz. En önemlisi de karşımızdaki tepede bulunan Devlet Hastanesinde başlayıp, sonsuzluğa uzanan bir aşkın hüzünlü öyküsünü okuyacaksınız. Bir insanın onuruyla, dimdik verdiği yaşam mücadelesi var sayfaların arasında. Böyle bir kitabın ZOKEV'e teklif edilmesi, gelirlerinin ZOKEV'e bırakılması bizim için çok onur verici. Çok onurlandık. Böyle bir onuru bize yaşattığı için Sevgili Can Kartoğlu'na çok teşekkür ediyorum. Şeker şerbet bir dille yazılmış, en çetrefil sorunları bile Türkçenin doruklarında dolaşan bir dille anlatan bu kitabı keyifle okuyacağınızı düşünüyorum" dedi. 

"ALTI KARA ÜSTÜ BETON YA DA DUMAN ZONGULDAK"

Kitabın yazarı Can Kartoğlu son derece duygulu bir dille yaptığı konuşmasına "Zonguldak'ın uçsuz bucaksız yalnızlığı, dostlarım, merhaba, hoş geldiniz. Size baktığımda çok güzel olduğunuzu görüyorum. Birlikte çok güzlesiniz" diyerek başladı. Kartoğlu konuşmasına, "Kızım Can daha küçükken, Zonguldak yoluna girdiğimizde, arabada, Volkan Konak'ın ‘Hey gidi Karadeniz' şarkısını dinlerdik. Zonguldak'a doğru yaklaştığımızda ne olduğunu bilemediğimiz bir şey bizi diriltir, duygulandırır, Can, içinde kitaplar, defterler, iğne iplikler olan pembe çantasından Volkan Konak'ın kasetini çıkarır bu şarkıyı çalmaya başlardı. O coşkulu şarkı çalmaya, biz de ağlamaya başlardık. İçimizden biri ‘Evimizi ilk görene İstanbul Pastanesinden supangleler benden' derdi. Ve mutlaka ilk çığlığı ‘Gördüm' diye annem atardı. Sonra hepimiz teker teker evi gördüğümüz söyler, kızım Can, "Tamam gördüm, şu sarı ev' diyerek ritüeli tamamlardı. Sonra şarkıyı başa sarar, şarkıyla hem güler hem ağlardık. Şu sırada da aynı duyguyu yaşıyorum. Bu sefer annem olmadan Zonguldak'a girerken, evimizi görmek için yine baktım, göremedim. Artık Zonguldak'ta nereye baksanız aradığınız şeyi göremiyorsunuz. İçinde yaşadığınız evler yok olmuş. Babanızın çalıştığı yeri bulamıyorsunuz. Bazısı var ama yok, çünkü her yer beton olmuş. Çocukken ‘Altı kara üstü yeşil Zonguldak' diye bir şarkı söylerdik, sanki şimdi ‘Altı kara üstü beton ya da duman Zonguldak' şeklinde söyleyeceğiz. Ama tabii ki söylemeyeceğiz. Bu kent için mücadele etmeye, kent kültürünü, değerlerini kucaklamaya, her zaman, koşullar ne olursa olsun kucaklamaya devam edeceğiz" dedi. 

"İYİLİKTEN İYİLİK DOĞURALIM"

Kartoğlu sözlerini, "Şimdi ben diyorum ki, iyilik yayma zamanı. Bütün kötülüklerin ortasında, Zonguldak'a yapılan bütün kötülüklere rağmen biz iyilik yayalım. Ben bu kitabı onun için yazdım. Zonguldak'tan bu topraklardan yetişmiş babam, beş kıtaya buradan koşmuş, aşkıyla, direnciyle, mücadelesiyle bu toprakların sesi olmuştur. Bu kitap iyiliğin kitabı olsun ve bize başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstersin. Tam da neredeyse umutlarımızı yitirdiğimiz şu günlerde, biz umutlu olalım. Babam yaşayan bir sanat eseri. Yazdığım kitap hikaye, bunu biliyorum. Buna rağmen ben yaşasın iyilik diyorum. Ben bu kitabı Zonguldak'ın aydınlık yüzü ZOKEV'in yüzü daha da aydınlansın, çocuklar ve gençler için kullanılsın diyerek verdim. İstiyorum ki, ezber bozalım, ‘İyilikten maraz doğar' sözünü tersine çevirip iyilikten iyilik doğuralım. Yoksa bu kentin yüzüne bakamayız" diyerek tamamladı.

"KÖMÜR KARASI SESİMLE KOŞUYORUM"

Son olarak konuşan kitabın konu kişisi Safder Kartoğlu ise, "Dünyanın neresine gidersem gideyim, nerede olursam olayım, hep Zonguldak'tayım. Zonguldaklı dostlarla bir aradayım. Ben beş anakarada, on altı ülkede maraton koştum. Koşularımı kömür karası sesimle, gücümle yaptım, bitirdim. Her maratonumda doğup büyüdüğüm Devrek'le, uzun yıllar çalıştığım Zonguldak'la kucak kucağa oldum. Gücümü, Devrek'ten Zonguldak'tan aldım. Bunu hiç unutmuyorum. Ben Atatürk'ün sevdiğini söylediği bir sporcuyum. Her yeni güne kavuşmak, o günü hak etmek için büyük uğraş veriyorum. Sınırsız mutluluk içindeyim. Spor sağlıktır. Spor barıştır. Spor kardeşliktir. Spor genç kalmaktır, dinçliktir. Sevgidir, saygıdır. Spor aşktır, mutluluktur. Ben maratonları hafif tempolu koşularla yapıyorum. Biliyorsunuz şairler şiirlerini sözlerle yazıyorlar. Ben Safder Kartoğlu, şiirlerimi adımlarla yazıyorum. Yürümek, koşmak güzel şeydir kardeşim diyorum, koşuyorum" dedi.

OKUDUĞU ŞİİRLERLE BİR ŞÖLENE DÖNÜŞTÜRDÜ

Daha sonra soru cevap şeklinde devam eden söyleşide, salonda bulunan birçok kişi Safder Kartoğlu ile anılarını anlattı. Kartoğlu sorulara verdiği içtenlikli yanıtları şiirlerle süsleyerek, etkinliği bir sanat şölenine çevirirken, pek çok katılımcı son dönemlerin en güzel etkinliklerinden biri olduğu yönünde görüş bildirdi. Bolca hatıra fotoğrafı çekilen etkinlik Can ve Safder Kartoğlu'nun kitaplarını imzalamasıyla son buldu.

Editör: TE Bilisim