Araştırmacı yazar maden mühendisi Ekrem Murat Zaman yazdı...

"Kadıköy Vapur İskelesi önünde karşılaştık. Gün ortasıydı. Kadıköy PTT'sinin yakınında bir pastanede oturduk bir saati aşkın süre. Zonguldak'tan, Kilimli'den, spordan söz ettik … "Ben Zonguldak'ı düşünmeden uyuyamam" dedi. Doyamadık ikimizde sohbete. Akşam yemeğine beni Erenköy'deki evine davet etti. "Arkadaşlarımı da çağıracağım, Zonguldak'ı konuşacağız birlikte" dedi.

18.00'di buluşma saatimiz. Her zamanki asaleti ve kibarlığıyla evinin önünde karşıladı beni… Dairesini gösterdi; "bak balkon demirleri üzerinde madenci heykeli olan" dedi.

Halil abi; "bir tek Sami gelecek, Dr. Tunç ve diğer arkadaşlar gelemiyorlar" dedi, üzüntüyle…

Akbank Müfettişlerinden olduğunu öğrenebildim Sami Gökmen'in sadece. Kendisinden söz etmedi hiç. Çocukluğunun Zonguldak'ı ve arkadaşı Halil'in başarılarını anlattı sohbet boyunca. Arkadaş canlısı bir insan. "İki arkadaş anca bu kadar dost olabilir" dedim içimden, onların sevgi dolu duygularını dile getirildikleri sohbete tanık olunca…

Sami Gökmen çocukluk arkadaşının başarılarından duyduğu mutlulukla "Riva Halil Güngördü" adlı şiiri yazmış. Çerçeveletip çok sevdiği arkadaşına hediye etmiş. Çerçeve salonundaki vitrinde gururla duruyor, diğer ödüllerin ve kupaların yanında.

Aziz dostuna yazdığı şiiri, özenle aldı yerinden Sami abi. Her mısrasını açıklayarak, çok iyi tanıdığı arkadaşının yaşamını da anlatırcasına, vurgulayarak okudu.
İkisi de spor akademisi mezunu bir oğlu, bir kızı, kızından erkek, oğlundan kız torunu olduğunu anlattı önce Halil abi. Fotoğraflarını gösterdi çocuklarının ve torunlarının.

Kaç doğumlu olduğumu sordu… "Aramızda 15 yıl yaş farkı var Ekrem" dedi ve benim bilmediğin yılları şöyle anlattı; "9.01.1943'de Adapazarı'nda doğdum. Dedem Arnavut'tu. Babam ve annem Üsküp, Kalkandelen doğumlu. Babamın memuriyeti nedeniyle 1945'de Zonguldak'a gelmiş, İnağzı'nda EKİ evine yerleşmişiz. 4 kardeşiz. Daha sonra Kilimli'de Gönül Alışır'larla komşu oturduk. İlkokulu Kilimli'de okudum. Kilimlispor'un genç takımında futbola başladım. Sonra Çelikel Lisesi'nin orta kısmına gittim. Çelikel'de okurken, 1956'da EKİ'de işe girdim. Çelikel Lisesi'nden takdirnamemizi alarak Coşkun'la birlikte (17-18 yaşındaydım) Kömürspor'a geldik. Selahattin Tetik ve Kemal Köksal'ın benim spor yaşamımda çok büyük emeği var. İzmir'de özel bir turnuvaya gittik. Stad Atletik adına koşuyordum. Buradaki ilişkiler sonucunda Kömürspor'dan Altınordu'ya transfer oldum. Altınordu'da oynarken Amatör Milli oldum ve askerliğimi yaptım."

Ben söyleşi için kameraya alırken, onun anlattıklarını müfettiş dikkatiyle dinleyen Sami abi; "aldığın büyük transfer tekliflerine karşın neden Zonguldakspor'a geldin, onu da anlat, Halil" diyerek araya girdi. Sevgili dostuna dair her şeyi bildiği şiirinden de belliydi.

"Evet, sevgiye geldim. Bak ben sana sevgiye gelmek ne demek onu anlatayım önce sevgili kardeşim." Ödüllü bir kısa filmi özetleyerek, örneklediği siyah civciv gibi "ben Zonguldak sevgisine geldim, Avusturya'ya gitmedim." dedi.
Zonguldak ve Kilimli fotoğraflarını gösterince onlara; "Tabi ya Kilimli Deniz Kulübü… Bak Halil bu Hakkı Kök'ün evi, evet Sami, karşısındaki de Turan Demirtaş'ların evi. Dur onu da arayalım. Yeni Mahallenin güzelliğine bak be Halil… Bizin bilmediğimiz görüntülerde var. 36'nın fotoğrafı bu, demiryolu yeni döşeniyor." Yaşı 65'i aşmış iki insan çocuk oldu adeta. "Çocukluğumuzun Zonguldak'ına götürdün bizi..." dediler. Her ikisi de o an orada olmasını istedikleri arkadaşlarını telefonla arayarak, ortamı anlattılar. Bense o masada, onlarla birlikte olmanın ve Zonguldak sevgisine kadeh kaldırmanın sonsuz mutluluğu içindeydim.

Bir hüzün çöktü Halil abiye; "insanlar yaşlanınca köylerine dönerler. Bizim köyümüzde yok ki dönelim. Her taraf yıkılmış, yok olmuş anılarımız."

"Yeni Mahallede oturduğunuz ev yıkılırken oradaydım. Biliyorsun temelinden aldığın bir avuç kumu da sana getirmiştim Halil" dedi Sami abi.

"Samiciğim, Ekrem kardeşim" dedi Halil abi; "Hiç unutmam. Kadıköy sahilinde bir bankta oturuyorduk. Önümüzden tak tak tak tak sesiyle geçiyordu motor. Aklıma Zonguldak'ın düştüğü bir anda… Ermeni arkadaşım, Halil Hoca insan anılarınla hayallerinle yaşar. Bu bir Ermeni atasözüdür dedi..."

Sözün bittiği yerde Sami abinin; "işte biz de anılarımızı canlandırdık, köyümüze dönemesek de hayaller kurduk Halil" sözü dağıttı hüznü"

Editör: TE Bilisim