36 YIL SONRA FENER LİSESİ'nde
Kapısından içeri adım attığınızda nasıl ki "Evim, evim güzel evim" derseniz, ben de Fener Lisesi'nden içeri girdiğimde aynı duyguları yaşadım. Kafamın içindeki odacıkların pencerelerinden acı-tatlı binlerce anı el sallamağa başladı. Bir dönem birlikte çalıştığımız arkadaşlarla kucaklaşmamız alt salonda başladı. Bu okulda göreve başladığım ilk gün (Kasım- 1971), önümü ilikleyip, kapısnı tıklattığım Öğretmenler Odası ise neredeyse bir bayram yeri havasını yansıtıyordu. Atatürkçü Düşünce ışığıyla aydınlanmış çok değerli öğretmen arkadaşlarımın bu binanın okul olmasında çok büyük emekleri vardı.
Geçen yıl, Fener Lisesi'nde birlikte çalıştığımız öğretmen arkadaşlarımın Devrek'e gelerek beni ziyaretleri, hem uzun süredir görüşemediğimiz arkadaşlarla özlemle kucaklaşmamızı, hem anılarla süslenen keyifli üç-dört saat geçirmemizi sağlamıştı. Ama Sevda Orhan ile Taner Güneşi başta olmak üzere bütün arkadaşlar ikinci buluşmanın Zonguldak'ta olmasını istemişlerdi.
Bir gün Sevda Orhan telefonda, buluşma işinin Zonguldak dışındaki arkadaşların da katılımının sağlanarak Fener Lisesi'nde olacağını bildirmişti. Bu durum "arkadaş buluşmasını aşacak" gibiydi. Sevda Hanım, Nisan ayında yaptığımız görüşmede ise buluşmanın 12 Mayıs'ta olacağını iletti. Ayrıca "Sen müdürümüzdün, mutlaka katılmasın" diye de tembihledi.
[*][*][*]
Fener Lisesi'nden 36 yıl önce 15 Mart 1982 tarihinde ayrılmştım, ayrılmak zorunda kalmıştım. Şimdi okulumuzla, birlikte çalıştığımız arkadaşlarla, bizden sonrakilerle kucaklaşacaktık. Fener Lisesi, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak ilk görev yerimdi benim. İlk göz ağrımdı. Bu anlamda duygusal bağlarım da vardı okulumla. Bu bağı, düşünceleri, sevgiyi dizelere de dökmüştüm mesleğimin ilk yıllarında. Daha stajiyerliğim yeni kalkmıştı ki müdür yardımcılığına getirilmiştim. Sonrasında ise Kasım 1979'da müdürlük görevine atanmıştım.
Sevgili okulumuzla ilgili bir yığın proje vardı kafamda. Ancak dönemin iktidarı, Töb-Der başkanlığı yapmış bir idareciye tahammül edemediği için beni Amasya ili emrine sürmüştü. Bir yandan sürgün yazısının tebliğini beklerken diğer yandan da Fener'de aynı şevkle görevime devam ediyordum. Derken 12 Eylül darbesi gümledi tepemizde. Müdür olarak görev yaptığım sırada uyduruk bir soruşturma ile alınarak (sürülerek), Zonguldak Endüstri Meslek Lisesi'ne öğretmen olarak atanmıştım. Yeni okulumda daha iki buçuk ayı doldurmuştum ki 12 Eylül yönetimi de bana tahammül edemediği için bu kez ünlü 1402 sayılı yasa ile 3.Haziran 1982 tarihinde görevime tümden son verilmiş, ekmeksiz susuz sokağa bırakılmıştım.
Bir yıl kadar boşta gezdikten sonra annemin çok önemli katkısıyla "Kent Briç Bezik Salonu"nu açmıştım. Kimine göre "Lokal işletmeciliği", bana göre "kahvecilik" yaparak eve ekmek götürmeğe başlayabilmiştim. Sanırım 1983 Kasım ayında başlıyan kahveciliğim, 1990 Mayıs ayı sonunda Danıştay kararıyla göreve dönünceye kadar sürmüştü. Yeniden göreve 1.Haziran.1990'da yine EML'de başlamış, 1994'de Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu olmuş, başkanlığını yapmış, 1997'de emekli olmuş, geçirdiğim ağır bir ameliyat sonrasında 2006 Nisan başında Devrek'e taşınmıştım. Meslek yaşamımın kalın çizgileri böyleydi.
[*][*][*]
Fener Lisesi Öğretmenler Odası'nda: Okul Müdürümüz Resul Arslankaya, Hamit ve Müşerref Kalyoncu, Şükür ve Gül Kargıdan, Sevda ve Ahmet Orhan, Taner Güneşi, Yılmaz Bir, Güner Demiroğlu, Fehmiye Kasapoğlu, Melahat Özgümüş, Şakir Saraç, Şükran Ilıkçılar, İsmet ve Şahide Devrekanlı, Feride Çelikiz, Nalan Akı, Melike Koltuk, Fethi Taşdeler, Metin Küçükali, Hasan İçen, Semih Güreş, Güzin-Reşat Erguvan, Serap Karakaş, Seyhan Bahadır, Süleyman Bey, Ruken ve Gürsel Yıldırım, Cemil Bahadır, Emine Coşkun, Elif Yetimoğlu, Candan Yıldırım, memurlarımız Nesrin Sağlam, Nadire Tok.. Unuttuklarım varsa özürler diliyorum. Varsa lütfen bu yazının altına eklemenizi rica ediyorum.
1969-1970 yılında açılan okulumuzun ilk müdürü Erol Turan(vefat), Ahmet Yardibi, Sıddık Alakuş, Ali Alemdar(vefat), Hamit Kalyoncu, İsmet Demir ve Resul Arslankara. Okulumuzda önemli çalışmalara imza atan çok sayıda öğretmen arkadaşlarımız da var geçmişte. Saymağa kalksam unuttuklarım olabilir. Kimler geldi, kimler geçti diye selamladık onları. Yaşamını yitirenleri saygıyla, bu gün okulumuza gelemiyenleri de sevgi ile andık hep birlikte.
Aslında ilk yılları okulumuzun öğretmen kadrosu ve öğrenci olarak kendini bulma ve oturuşma dönemleri sayılabilir. Benim dönemim dahil, az uğraş verilmedi bu konularda. Şimdi ise okulumuzu yerleşmiş, oturuşmuş, ek-binası yapılmış, tertemiz bulduğumu belirtmeliyim. Resul Bey'e de söyledim, 150-200 kişilik bir de konferans salonu eklenirse çok iyi olacaktır.
[*][*][*]
Müdür Bey kısa bir konuşma ile "Fener Lisesi Emekli Öğretmenler Kurul Toplantısı"nı açtı ve hazırlanan gündeme göre esprili uyarılarını da yaptı. İkinci olarak ilginç bir olaya tanık olduk. Öğretmen Sevda Orhan, 1987 yılında "2000 yılının Fener Lisesi öğretmenlerine verilmek üzere" bir mektup kaleme alır. Üzerinde "İkibin yılında verilmek üzere" kaydı bulunan mektup, öğretmen Yelda Avşar tarafından postaya verilir. Mektup postacı tarafından 2000 yılında İsmet Demir'in müdürlük döneminde adrese, yani Fener Lisesi'ne götürülür. Müdür Bey mektubu Öğretmenler Kurulu'nda okur ve birer örneğini dağıtır. İşte bu mektup bizim kurulumuzda da Sevda Orhan tarafından okundu ve hepimizin onayı ve alkışlarıyla karşılandı. Sevda Orhan öğretmeni, çağından sorumlu bu davranışı nedeniyle içtenlikle kutluyorum.
Sonra hep birlikte müzik öğretmeni Güzin Erguvan yönetiminde "Öğretmen Marşı" ile "İzmir Marşı"nı okuduk. Coşkumuz doruğa çıktı denilebilir. İşte bu tablo okulumuzun gerçek yüzüydü. Öneri üzerine "2018-2019 öğretim yılının Fener Lisesi 50. Kuruluş Yılı" olması nedeniyle bir komisyonla okulun bütün öğretmen ve idarecileriyle iletişime geçerek, büyük bir buluşma gerçekleştirilebilir. Bu konuda okulun mezunlarıyla ilişkiye geçerek bir "Fener Lisesi Mezunları Derneği" kurulabilir. Böylece 50.Kuruluş Yılı etkinlikleri, okul, mezunlar, emekli ve çalışan öğretmenleri işbirliği ile kutlanabilir.
[*][*][*]
12 Mayıs günü Fener Lisesi'nde çok güzel, çok anlamlı, özlem dolu bir toplantı gerçekleştirildi. Elbette bu Fener Liselilik duygusunu çoğaltan buluşma Sevda Orhan'ın başının altından çıkmıştı. Melahat Özgümüş, Nalan Akı, Melike Koltuk, Taner Güneşi ve elbette okul müdürü Resul Arslankara'nın işbirliği ile hasretlerimize merhem olan bu önemli buluşma için çok çok teşekkürler ediyorum. Emeği geçenler sağolsunlar var olsunlar. Aynı akşamki yemeğe, sabahki kahvaltıya Ankara yolcusu olduğumuz için biz katılamadık. Toplantı sonrasında ise bizi özel otolarıyla Devrek'e kadar götüren Nalan ve Nejat Akı'ya da özel teşekkürlerimi iletiyorum.

Editör: TE Bilisim