Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi tarafından gönderilen tamimle, milletvekili aday adayları arasında temayül yapması salık verilen parti örgütleri, Zonguldak’ta da bu tamimin gereğini yapmaya başladılar.
*
Tamimin gönderilmesinden önce bir hamlede bulunan, ancak, demokratik bir temayülün izini bile göstermeyen Zonguldak İl Örgütü, Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ı yıpratmaya yönelik bir hamle gibi gösterilen oylama sonucunun basına yansımasıyla sıkıntıya düşmüştü. 
Merkez İlçe Başkanlığı tarafından yapılan temayülde ise İlçe Başkanı Ebru Uzun’un tesir ve baskı altında tutmaya yeltenmediği yönetim kurulu üyeleri içlerinden geldiği gibi oylarını kullandı. Hal böyle olunca, Merkez İlçe Örgütü’nün temayül sonucu ile İl Örgütü’nünki arasında kocaman bir fark(!) ortaya çıktı.
*
Zonguldak İl Örgütü ve Merkez İlçe örgütlerinin temayüllerinden sonra gözler Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü’ne çevrilmişti. Esasen, olası bir temayül sonucu aylar öncesinden belliydi. 17 kişilik yönetim kurulunun ekseriyetle Eylem Ertuğrul’dan yana tavır takınabileceği gözle görülebilecek kadar net.
Buna rağmen atamayla göreve gelen İlçe Başkanı Hikmet Uzuner ve kendisine yakın ekibi, bu yoklamanın yapılmasına bile tahammül göstermedi. Yanına aldığı birkaç yönetici ile birlikte geçtiğimiz günlerde Genel Merkez yolunu tutan Uzuner, örgüt olarak tek adaylarının Eylem Ertuğrul olduğunu gösteren bir yazıyı ilgili genel başkan yardımcısına teslim etti.
Uzuner’in, ilçenin milletvekili aday adaylarından biri olan Uğur Likoğlu’na söyleyebilecek kadar gamsızlaşması ile ortaya çıkan bu gerçek, ilçe örgütünü de karıştırdı. Bazı yöneticilerin, Uzuner’in genel merkez ziyaretinde böyle bir yazı iletmesinden haberdar edilmediklerini ifade ettiler.
*
Yaşananların ortaya çıkmasından sonra düşüncelerine başvurduğum bazı milletvekili aday adayları, inanın bana, çok gerginler. Partiye ve örgütlere zarar vermemek adına susmayı tercih etmelerini, yüksek erdemlilik duygularına bırakıyorum.
*
Sayın Uzuner ve ekibine söylenecek çok söz var. Haftalardır da bıkmadan, usanmadan ifade etmeye çalışıyorum: Aday adaylarının arasında bu kadar keskin bir ayrım yapmak, birini diğerlerinden ayrı tutmak; o biri dışında ziyarete bile gelseler başka aday adaylarına gözlerin kenarlarıyla bakmak, bazı aday adaylarını sorguya çeker gibi sorular sorarak aday adaylarını geldiklerine geleceklerine pişman etmek doğru değil.
Yazıktır, dedikçe örgüt yönetimi daha da beterini yapmaya başladı.
Kaç defa söylemek gerekiyor, bilmiyorum.
Bizler de bu aday adayları arasından kendimize yakın hissettiklerimizin listeye girmesini isteyebiliriz; ancak bu adayların her birinin sevenleri ve destekçileri olduğunu unutmayın sayın Uzuner! Bu gerçeği size kaç defa ifade etmek gerekiyor? Kaç defa sizi uyarmak gerekiyor?
Sizin partililerinizi utandırmaya ne hakkınız var!
Şundan adım gibi eminim ki, koştura koştura gittiğiniz genel merkezde elinizde tuttuğunuz o dilekçeyi Hasan Baltacı’ya da verememişsinizdir. Kendiniz kadar sevdiğiniz(!) genel başkan yardımcınızın odasının kapısının önünde beklemişsinizdir.
Genel Merkez’in tamimine rağmen; “Ben bu temayülü yapmayacağım. Biz yönetim olarak zaten kararımızı verdik.”, demek; bir de bunu aday adaylarından birine söylemek; İl Başkanı Murat Pulat’ın, örgüt başkanlarını arayarak; “Temayüllerde milletvekillerine oy vermenize gerek yok.”, deyip Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş’ı yok hükmünde tutması kadar ayıp ve yersiz!
Genel Merkez’inizi arayalım; bir daha size tamim falan göndermesinler. Siz başlı başına bir genel merkez(!) olmuşsunuz(!) zira! Kağıt israfına da gerek yok!
Senin genel başkanın, yıllardır; “Hak, hukuk- adalet!”, diye bağıracak, sen ve ekibin göz göre göre adaletsizlik yapacaksınız ve buna göz yummamızı bekleyeceksiniz…
İş midir bu!