Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı, Ankara’da meclis kaydını yaptırmasının ardından ilk açıklamasını yaptı.
Muammer Avcı’nın açıklamasını iyi değerlendirmek lazım.
Avcı’nın açıklamasının satır başları şu şekilde; 
“Şimdi bize düşen her ne iş yapıyorsak en iyisini yapmak veya yapılmasına katkı vermektir. 
Yalan, dolan, hırsızlık, talan hepimizin lanetlediği ve ayaklarımızın altına alacağı bir pisliktir. Bunlarla mücadeleyi hep beraber yapacağız. 
Hiç kimsenin yaptığı işte başarıyı kendine başarısızlığı iktidara mal etmesi normal karşılanamaz.
Yani demem o ki; ülke olarak altyapı eksikliklerinin çoğunun bitirildiği ve artık insan odaklı hizmet ve kazanımların olacağı şahlanış dönemine giriyoruz. 
Şikayet yok, çözüm var! Zonguldak özelinde de Türkiye genelinde de refah içinde bir toplum hedefliyoruz. 
“Kazanan çok, kaybeden yoktur” inancıyla hareket ediyoruz.”
Bu açıklamadan, ders çıkartması gereken çok kişi var
Aslında bugün, Muammer Avcı’nın üzerine Ali Rıza’yı salarak yıpratmaya çalışanlar, Avcı’nın;
“Yalan, dolan, hırsızlık, talan hepimizin lanetlediği ve ayaklarımızın altına alacağı bir pisliktir.”
Sözünü söyleyebilecek potansiyelini bildikleri için etekleri tutuşuyor!
Sadece söylemekle kalmayıp, yalana, dolana, hırsıza göz yummayacağını bildikleri için Avcı’yı önlerinde engel görüyorlar!
Hamdi Uçar’ın Mustafa Çağlayan ile Özsüt’te yaptığı toplantıların sebebi işte bu sözler!
Hiçbir işi gücü olmayan, yeğeninin üzerinden engelli aracına binen, il başkanlığını kendisine meslek olarak gören, ardından da ‘dava adamıyım’ diye gezen.
Daha düne kadar akçeli işler nedeniyle Merkez ilçe başkanlığı görevinden alınan Mustafa Çağlayan’ın, asaleten il başkanı olmak için Özsüt’te, Bungalov evlerde verdiği sözlere rağmen, Muammer Avcı’nın yüzüne gülerek, arkasından yaptırdığı haberlerin sebebi işte bu sözler!
Gazipaşa’ya çıkalım 100 kişiye soralım;
Zonguldak’ta kim, yaptığı işte başarıyı kendine başarısızlığı iktidara mal eder diye.
90’ı Ömer Selim Alan diyecektir!
Muammer Avcı’nın sözlerinden ders çıkartması gerekenler, kendisini AK Parti’nin üzerinde görenlerdir.

MAZLUMUN MALINA ÇÖKENLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hiçbir ayrım yapmadan, mazlum ve mağdurlara sahip çıkışımızla milletimizin huzurundayız” demişti.
Hakikaten öyle.
Recep Tayyip Erdoğan ve kadroları bugüne dek hep mazlumun yanında yer aldı.
Dün Elmas TV’de bir haber çıktı.
Erdemir’den emekli olan yaşlı bir amca ve eşi.
Çocuklarının bir işi olsun diye tavuk çiftliği kurmaya karar veriyorlar.
İnşaat işleri yapan İbrahim Sezer’i buluyorlar.
İbrahim Sezer, Adem Akduman ile Malide Akduman çiftine ortak olmak istediğini söylüyor.
Bir şekilde ortak oluyorlar.
İbrahim Sezer yaşlı çifti çalıştırıyor, işletmeyi kendisi yapıyor.
İşletme Malide Akduman adına olduğu için, İbrahim Sezer’in vergi sigorta borçlarını ödemediği iddia ediliyor.
Daha bir çok iddia var.
Yaşlı çift, malımıza çöktü diyor,
‘Sizi buraya gömerim’ diyerek, tehdit etti diyor.
Biz bu iddiaları sormak için, şu anda AK Parti Ereğli İlçe Başkanı olan İbrahim Sezer’i arıyoruz ama ulaşamıyoruz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hiçbir ayrım yapmadan, mazlum ve mağdurlara sahip çıkışımızla milletimizin huzurundayız” derken,
 AK Parti Ereğli İlçe Başkanı olan İbrahim Sezer, mazlumun malına çöküyor!
Ereğli AK Parti teşkilatında garip işler oluyor.
Dönemin AK Parti Ormanlı Belde Başkanı Mehmet Erdoğdu’nun ‘SKM Ankara Genel Başkanlığına’ yazdığı dilekçede,
“Saffet Bozkurt ve İbrahim Sezer partiye ihanet etti. 
Seçimleri 33 oyla kaybettim. CHP’ye çalıştılar” demişti.
Aynı Saffet Bozkurt, ilçe başkanlığı döneminde, CHP’li olan Kandilli Belediyesinin avukatlığını yapmaya devam etti.
Düşünsenize başkan CHP’li, belediyenin avukatı AK Parti İlçe başkanı. 
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi adama?

DEVLET MEMURLARINDAN 30 BİN TL ALMAYA UTANMADIN MI?
İlçede bir lise müdürüyle, bir eğitimci kömürlüğe giriyor.
İş sağda solda konuşulunca, ilçedeki namuslu gazeteci, merkezdeki daha namuslu gazeteciye haber veriyor.
Merkezdeki namuslu gazeteci haberi yapıyor, haberde yazamadığı detayları altına yorum olarak yazıyor.
Sonra ilçedeki namuslu gazeteci devreye giriyor, kömürlüğe girenlerden 30 bin TL para alınıyor.
Ardından haber kalkıyor!
Paranın ne kadarı ilçede kalıyor, ne kadarı merkeze geliyor bilmiyoruz.
Ama bu iki gazeteci, konuştuklarında mangalda kül bırakmıyorlar.
Köşe yazılarında kendisinin en namuslu olduğu, bizim şantajcı olduğumuz imalarını yapanların, pislik paçalarından akıyor!
Namussuz bir yoldan, namuslu bir yere erişilmez!
Namussuzlara diyeceğimizi dedik, peki ahlaksızlara ne demeli!
Kömürlükte yakalanan ahlaksızların dosyasını kimler kapattı?
Bu ahlaksızlar, kömürlükte ahlaksızlık yapmıyordu maden, gazeteciye neden 30 bin TL verdiler?
Madem ahlaksızlık yaptı, bürokratın eşi bunlara nasıl inandı?
ne diyor bozkırın tezenesi Neşet Ertaş;
Doyulur mu, doyulur mu, canana kıyılır mı?
Cananına kıyanlar hakkın kulu sayılır mı?