GMİS Kozlu Şube Başkanı Hüseyin Kolçak Evrensel'de yayımlanan yazısında Zonguldak maden işçisinin bekleyişini çok çarpıcı ifadelerle anlattı...

İŞTE O YAZI...

Emek sömürüsünün bütün acımasızlığıyla devam ettiği bu ülkede yaşayan ve bordro ile çalışan tüm emekçilerin yarınları için en büyük güvencesidir kıdem tazminatı. Kimimiz için çalışırken alamadığımız bir ev ya da otomobil hayalidir, kimimiz için çocuklarımız için yaptığımız gelecek planları, kimimiz için emekliliğimizin bir güvencesidir.

Bizler için bu kadar hayati derecede önemli olan kıdem tazminatı birileri için bir an önce sırtından atılması gereken bir yüktür. Yıllardır bu yükü sırtlarından atmak için uğraşan işverenler aradıkları fırsatı ve ortaklığı AKP Hükümetlerinin emek karşıtı politikalarıyla yakalamış gözüküyor.

İktidara geldiği günden beri ülkede emek sömürüsünü daha da yasallaştıran, sendikaları ve örgütlü çalışmayı yok eden AKP, çalışanların son kalesini de yıkmak için çalışmalarının sonuna geldiğini ve önümüzdeki günlerde taraflara bunu açıklayacağını söyledi. Bundan önce de yaptığının aynısını yaparak yine basın yoluyla algı operasyonlarıyla gerçek niyetini gizleyerek ve olayı çarpıtarak Kıdem Tazminatı Fon Sistemini geçirmenin hesaplarını yapıyor.

En büyük söylemleri şu anki sistemde kıdem tazminatından faydalanamayan milyonlarca çalışanın fon sistemiyle bu haktan faydalanacağını iddia etmek. Bunun için illa ki onların istediği şekilde fon sistemine geçmek yerine mevcut yasalarda birkaç değişiklik yapmak ve gerçek bir denetim görevini yerine getirmek sorunu çözmüş olur. İşçi alacaklarını kanunlar çerçevesinde öncelikli ve güvenceli hale getirmek bunun ilk adımı olur.

İktidar ise bunu yapmak yerine gizli saklı hazırladığı fon taslağını dayatma ve kandırma yollarıyla geçirmeye hazırlanıyor. Bundan hem işverenler hem de iktidar kazanan taraf olurken kaybeden yine çalışanlar olacaktır.

İşverenler daha az tazminat aidatı ödemek, daha kolay işten çıkarmak; iktidar ise fonda biriken paraları kendisi için istediği gibi harcama fırsatı yakalayacaktır.Biz çalışanlar ise iş güvencesiz ve daha az kıdem tazminatı hakkı ve örgütsüz bir çalışma yaşamının içinde bulacağız kendimizi.

Tüm bunlara karşı çalışanlar ve sendikalar ne yapıyor sorusuna verilecek cevap ise kocaman bir hiç olacaktır.

Hep beraber son kalemizin yıkılmasını seyrediyoruz. Kazanılmış haklara dokunulmayacak, sisteme giriş isteğe bağlı olacak gibi masallara inanmış bir şekilde kuzu kuzu bekliyoruz.

Türk-İş ise 2011 ve 2015 genel kurullarında almış olduğu ve "kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir, gündeme gelmesi bile genel grev sebebidir" diye tüm kamuya ve üyelerine övünerek açıkladığı kararları şimdi adeta unutturmaya çalışır şekilde cılız bir şekilde seslendiriyor.

Tam da kamu toplusözleşmelerinin gündemde olduğu bu dönemde aynı paralelde kıdem tazminatlarının da görüşülecek olması sendikaların olmayan dirençlerini daha da yok etmek için iktidarın akıllı bir taktiği olarak gözükmektedir.

Editör: TE Bilisim