DİSK'e bağlı Enerji-Sen Genel Sekreteri Süleyman Keskin'in Elmas TV ana haber bülteninde Atilla Öksüz'ün sorularını yanıtlamasının ardından bir grup çalışan gönderdikleri mektupla DİSK'in yaklaşımını eleştirdi. 

İŞTE GÖNDERİLEN O MEKTUP

"Sayın Atilla ÖKSÜZ öncelikle Eren Enerji işçileri olarak sorunlarımızı kamuoyuna aktarmanız ve çözümü konusunda vermiş olduğunuz çaba için işçi kardeşlerimiz adına teşekkürü bir borç bilirim. Yalnız şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki, yapmış olduğunuz yayınlarda konunun tam olarak özüne inemediğinizi fark etmekteyiz. 16 Haziran Cuma günü akşamı DİSK'e bağlı Enerji-Sen Genel Sekreteri Süleyman KESKİN ile yapmış olduğunuz canlı yayında kamuoyunun ve işçi kardeşlerimizin merak ettiği bir çok soru ne yazık ki tarafınızdan konunun muhatabına sorulmamıştır. Bu sorular cevap bulmadığı sürece bozulan iş barışımız ve huzurumuzun yeniden tesisi mümkün olmayacaktır. Yaşanabilecek olumsuz vakalarda sadece Eren işçileri değil, bölge halkının tamamının olumsuz yönde etkileneceğini unutmamak gerekir.

Biz sendika mücadelesini sendikalı olmak için değil,kesintiye uğrayan haklarımızı yeniden kazanabilmek ve iş güvencemizi sağlayabilmek için başlatmıştık. Gelişen süreçler ise hiç planladığımız gibi olmadı ne yazık ki. İşçi arkadaşlarımız nerede ise kanlı bıçaklı olacak bir noktaya geldiler. Sendikalılar sendikasızlar, sendikasızlar sendikalılar üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başlamış bulunmaktadırlar. Sendikaya üye olmayanlara ağza alınmayacak hakaretler, sendika üyeliğinden ayrılanlara ise gerek sosyal medya da gerekse herkesin gözü önünde adeta linç kampanyası yürütülmektedir. Kişilikleri, şahsiyetleri her şeyleri ayaklar altına alınmaya başlanmıştır. Size göndermiş olduğumuz ekran görüntülerinde bunları bizzat görebileceksiniz. Bizim bu tavrımız aileler arası diyaloglara da yansımış bulunmaktadır. Bu süreçten eşlerimiz, çocuklarımız, tüm dost ve akrabalarımız da etkilenmeye başlamıştır. Hepsinden daha vahimi ise bizim haklarımızı savunacağını ve iş barışını tesis edeceğini söyleyen sendika yöneticileri bu ateşi söndüreceğine aksine daha da körüklemektedirler. İlimizin mülki amirleri ve önde gelen sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin temsilcileri de adeta sağıra yatmaktadır. Biz Eren işçileri olarak sadece kendi ekmeğimizin peşindeyiz. Kimse bizim üzerimizden rant sağlamaya çalışmasın. Biz kavga ile değil, uzlaşı içinde kardeşliğimiz bozulmadan sorunlarımıza bir çözüm üretilmesini istiyoruz. Konuya tarafsız olarak bakacağınıza olan inancımızı korumakla birlikte kamuoyunun ve bizlerin cevap beklediği soruları kamuoyunun gündemine taşımanızı özellikle istirham etmekteyiz.

1 ) Sayın Enerji Sen yetkilileri; bölgemizde giderek artan kutuplaşma sizleri hiç mi endişelendirmemektedir? Eğer endişeleniyorsanız bu güne kadar tansiyonu düşürücü hiçbir hamlede bulunmamanızın altında yatan sebep nedir?

2) Sendikanın işveren ile masaya oturabilmesi için her şeyden önce devlet tarafından yetkilendirilmiş olması gerekmektedir. Şu anda örgütlenme çalışması içerisinde olan sendika ise yetkili sendika olabilmek için geçerli olan rakamın çok altlarında kaldığı tarafımızdan bilinmesine rağmen sendika yöneticileri tarafından adeta gizlenmektedir. Yarın biz işçiler kapının önüne koyulursak, bize nasıl katkı sağlayabileceklerini çok merak etmekteyiz. Kimse sizi işten çıkartmaz gibi söylemler ne yazık ki; gerçekleri yansıtmamaktadır. Çates'de yaklaşık bir buçuk yıl önce 138 işçi kardeşimiz işinden ve aşından oldu. Bazıları şehri terk etmek durumunda kaldı. Biz işimizi ve aşımızı kaybedersek evimizin, çoluk çocuğumuzun rızkını sizler sağlayabilecek misiniz? Madem sağlayabilecektiniz; sendika olarak geçmişte işinden atılan kardeşlerimize neden sahip çıkmadınız?  Yoksa sizin sendikanıza bağlı olmadıkları için mi?

3)Diyelim ki yetkili sendika olma hakkını da elde ettiniz. İşveren, sendikanız ile masaya oturmak istemedi. Yaptırım gücünüz ne olacak? Biliyoruz ki; enerji sektöründe grev hakkı da bulunmamaktadır. Nasıl hakkımızı arayacaksınız? Olağanüstü halin yürürlükte olduğu, grev hakkımızın bulunmadığı, şirket yönetiminin sendikanızla masaya oturmak istemediği ve üstelik sendikanızın da yetkili sendika olmadığı bir süreçte nasıl bir yaptırım uygulamayı düşünüyorsunuz çok merak ediyoruz?

4)Sendika olarak söylemlerinizde bir çok çelişki yer almaktadır. Geçmişte yapmış olduğunuz basın açıklamasında olası işten atılmalar karşısında ''Fiili müdahale farzdır'' demiştiniz. Siz bizim bölgemizi ateş çemberine mi dönüştürmeye çalışmaktasınız? Yoksa işçileri ve bölge halkını galeyana getirip ikinci bir gezi kalkışmasının fitilini Zonguldak'tan mı yakmak istemektesiniz?

Dün ise yapmış olduğunuz açıklamada olası işten atılmalar da ilk önce resmi yollara başvuracağız. Sonrasında işçiler mevkilerine dönene kadar gerekli olan mücadeleyi vereceğiz dediniz. Bu mücadele tam olarak nedir? Bu süreç sonuçlanıncaya kadar mağdur olan işçi ve bölge halkının mağduriyetini gidermek için ne gibi yollara başvuracağınızı gerçekten çok merak etmekteyiz"

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim