Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri'nin (TKİ) uhdesinde bulunan maden sahalarının parçalara ayrılarak ruhsatlarıyla birlikte satılmasının önünü açan Torba Yasa Tasarısı'nın 58. Maddesi'nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilerek önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu'na gelecek olmasına maden işçilerinin tepkisi büyüyor.

TTK'da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), gelişmeler üzerine Olağanüstü Genişletilmiş Başkanlar Kurulu ile Temsilciler Kurulu'nu toplamış ve eylem kararı almıştı.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal, GMİS'e bağlı Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Merkez Servisleri, Amasra, MTA Şubelerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Üzülmez Müessesesi ve Kozlu Müessesesi'nin ardından 27 Ekim 2017 tarihinde TTK Amasra Müessesesi'nde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdiler.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci şunları söyledi;
"Genel Maden İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulumuz adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.İşten çıkan arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyorum.İşe girecek arkadaşlara da kazasız-belasız çalışmalar diliyorum.
Bu sıcak günlerin adamı, mücadeleci kardeşimiz Hakkı Arslan'ı sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.

TTK'yı göz göre göre zarara sürüklediler

Genel Maden İşçileri Sendikası olarak uzun zamandır Türkiye Taşkömürü Kurumu'na işçi alınması için mücadele veriyoruz.Zaman zaman KPSS ile küçük gruplar halinde işçi alınırken emeklilikler tüm hızıyla sürdü.TTK'da 2002 yılında 15 bin 119 işçi varken bugün işçi sayımız 7 bin 625'e geriledi.
Üretim 1 milyon tonun altına düştü.Doğal olarak kurumun zararı da arttı.TTK'yı göz göre göre zarara sürüklediler. Taşkömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödüyoruz.
TTK'yı küçültenler bize, TKİ'yi ve Soma modelini örnek gösteriyorlardı.Biz bunu kabul etmedik ve işçi alınması için mücadelemizi sürdürdük.Son olarak 21 Haziran 2016'da Taşkömürü, Demir-Çelik ve Zonguldak Paneli düzenledik.14 Temmuz 2016 tarihinde ise Madenci Anıtı'nda kitlesel basın açıklaması yaparak TTK'ya acilen işçi alınmasını istedik.Ancak 15 Temmuz günü hain darbe girişimi oldu ve devamında gelen olağanüstü hal uygulamasıyla bu mücadelemiz kesintiye uğradı.

TTK'yı özelleştirmenin yolunu açıyorlar

Şimdi ekonomik kriz beklentisiyle Torba Yasa çıkartarak çeşitli vergilerle faturayı bizlere kesmek istiyorlar. Bu Torba Yasa Tasarısı içerisine TTK ve TKİ'yi yani madenlerimizi de koydular.Türkiye Taşkömürü Kurumu'nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar.Ve bu yetkiyi TTK ve TKİ Genel Müdürlüklerine bırakmak istiyorlar.Bizi birbirimizle kavga ettirmeye çalışıyorlar.Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar. Karadon, Kozlu, Soma, Ermenek ve diğer faciaları unuttuğumuzu sanıyorlar. Bize yeniden Soma Modeli'ni, hatta daha ağırını dayatıyorlar.
Bu yasa tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi.Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda gelişmeleri değerlendirdik.Ardından Temsilciler Kurulumuzu topladık.Üzülmez ve Kozlu Müesseselerinde işçi arkadaşlarımıza bilgi verdik.Arkadaşlarımız dimdik ayaktalar. Tek yürek, tek ses haykırdılar; Madenler bizimdir satılamaz, madenci feneri sönmeyecek diyoruz.

Özelleştirme ölüm demek

Madde TBMM Genel Kurulu'na geldiğinde farklı eylemlerimiz olacak.
Gözünüz, kulağınız Sendikanızda ve temsilci arkadaşlarımızda olsun.
Birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine
izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir.
Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.
Eğer Hükümet bu sese kulak vermezse 1990-1991 ve 1994 yıllarında olduğu gibi madenciler ve bölge halkı olarak tek yürek, tek ses meydanlarda olacağız.
Atalarımızın bize emaneti olan maden ocaklarımıza, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkacağız".

Mutlu; "Biz kömür gerçeğini anlatıyoruz"

GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, katıldıkları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda taleplerini ve uyarılarını ifade ettiklerini belirtti.
Mutlu şöyle konuştu; "Plan ve Bütçe Komisyonunda 90lı yıllardan itibaren bölgemizde bir rödevans sistemi geliştirildiğini ve bu sistemin başarısız olduğunu, vaat edilen üretimin ve istihdamın gerçekleştirilemediğini anlattık. Redevans sisteminin çöktüğünü ve ülkemize bir şey kazandırmadığını aksine kaybettirdiğini ifade ettik. Yeni getirilmek istenen sistemin Soma sisteminden daha tehlikeli olduğunu, böyle olursa devletin özel ocaklarda denetimi sağlayamayacağını,  iş sağlığı ve güvenliği kurallarını uygulatmakta zorlanacağını ifade ettik.

Bizim kimseyle siyasi bir kavga içinde olmamız söz konusu değil. Biz Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin gerçeği olan kömür gerçeğini ve bölgedeki sorunların ne kadar çok olduğunu, bu getirilmek istenen yasanın da sorunları çözmek yerine sorunları daha da derinleştireceğini ifade ettik.

Ülkemizi yönetenlerin sesimize kulak vermesini, haklı sesimizi duymasını ve bu bölge üzerinde kararlar alırken, yasalar çıkarırken bu bölge insanına sorulması gerektiğini ifade ediyoruz.           

Bölge siyasetçilerine, bu bölgeden sorumlu olan siyasi iktidar temsilcilerine sesleniyoruz; Yüzünüzü bize dönün. Yüzünüzü işçiye dönün, yüzünüzü bu bölgenin halkına, insanına dönün ve kararlarınızı öyle alın. Kararları beraber alalım, ortak alalım. Çünkü biz bu bölgede ortak yaşıyoruz, ortak yaşamaya devam edeceğiz.

Amasra bizim için çok önemli bir bölge.Amasra demek Karadon demek, Amasra demek Üzülmez demek, Amasra demek Armutçuk demek. Amasra demek TTK demek. Hep beraberiz, beraber mücadele edeceğiz" dedi.

Maden işçileri konuşmalar sırasında "Madenci feneri sönmeyecek", "İş, aş yoksa barış da yok", Direne direne kazanacağız", "Madenlere uzanan eller kırılsın" sloganlarını attılar.

Editör: TE Bilisim