Siyaset, omurgalı olmayı gerektirir.
Zonguldak siyasetinde en büyük eksik, dik duruş gösteremeyen birtakım siyasetçiler.
Bakınız; 2019 yılından bugüne AK Parti kanadında çok farklı şeyler yaşanıyor.
Ömer Selim Alan’ın belediye başkanı seçilmesiyle, parti içindeki tüm dengeler değişti.
O dönem Merkez İlçe başkanı olarak görev yapan Mustafa Çağlayan, partiye gelen 5000 Euro yardımı kendi hesabına geçirmişti.
Bu skandalın ardından Ömer Selim Alan gitti genel merkeze, “Ben bu durumu, sahada açıklayamam” dedi.
Şak, Mustafa Çağlayan görevden alındı.
Ömer Selim Alan, Mustafa Çağlayan’ın görevden alınmasını o dönem Memurlar Lokali’nde kutlamıştı.
Ardından Zeki Tosun’u gözüne kestirdi.
Hastalığını sürekli gündeme taşındı.
Nerede, 
Ömer Selim Alan medyasında!
Planları saat gibi işlerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak’ta bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmiş olacak ki, Muammer Avcı’ya verdi il başkanlığı görevini.
İşte o andan sonra Zonguldak’ta bir panik havası hâkim oldu.
Her Allah’ın günü Ömer Selim Alan medyasında, Muammer Avcı hedef alındı.
Avcı’nın arabasının peşine adam taktılar, park ettiği yeri haber yaptılar.
Ak Parti içindeki kirli yapı ve kirli yapının medya ayağı, Muammer Avcı’yı diz çöktürmeye çalıştı.
Ama başarılı olamadılar.
Bunlar Muammer Avcı’yı göndermeye çalışırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avcı’yı milletvekili listesinin en tepesine yazdı.
İyice etekleri tutuşan bu yapı, bu kez Muammer Avcı’nın kapısını çaldı.
“Biz aracı olalım bir daha hakkında olumsuz haberler yapılmasın” dediler.
Diyenler kim?
Bugüne kadar Muammer Avcı hakkında, iftiraya varan ithamları haber yaptıranlar!
Muammer Avcı ne dedi?
“Ne yazıyorsa yazsın, kimse bu işe karışmasın” dedi.
Kıbrıs imasını, köşe yazısında görünce biat edenler gibi olmadı anlayacağınız!
Bugüne kadar, Muammer Avcı’yı yazsın diye gazeteciye finans sağlayanlar, bu kez yazmasın diye para yollamaya başladı!
Muammer Avcı’dan boşalan il başkanlığı görevine, 2 yıl önce Merkez ilçe başkanlığı görevinden zimmet iddialarıyla alınan Mustafa Çağlayan vekaleten oturdu.
Başta dedik ya, siyaset omurga ister diye.
Daha önce görevden alındığı için teneke çalanlar bu kez Mustafa Çağlayan’a sarılmak zorunda kaldı.
Çağlayan’ın da işleri yolunda değil tabi bu sıralar, o yüzden, daha önce kendisini görevden aldıran otoriteye diş gösterecek hali yok.
Ne oldu, Ömer Selim Alan “Gel Mustafa, Git Mustafa” diye il başkanlığına vekalet eden ismi toplum içerisinde küçük düşürmeye başladı.
Aslında değişen tek şey ne biliyor musunuz?
Ömer Selim Alan önceden “Git Mustafa, Gel Mustafa” derken,
Şimdi “Gel Mustafa, Git Mustafa” diyor!
İl başkanlığı koltuğunun vekaleten de olsa tadını çıkartan Mustafa Çağlayan şimdilik iki büklüm.
Yeğeninin engelli raporuyla aldığı aracını parka çeken Çağlayan, şimdi şoförlü cip ile geziyor.
Aynısını Avcı yapsaydı emin olun, Ömer Selim Alan medyasında 3 hafta manşet olurdu.
Bu gel-git olayı ne kadar devam edecek izleyip göreceğiz!
Ama AK Parti’de Sancak Beyi görevine vekalet eden bir ismin, kapı kuluna dönmesi kabul edilir bir şey olmamalı.
20 yılın üzerinde tek başına iktidarda bulunan bir partinin temsilcisi kimsenin karşısında eğilip bükülemez.
Peki Zonguldak’ta bu kirli yapının amacı ne?
Dava falan değil öncelikle onu söyleyeyim.
Her biri kendi ikballeri uğruna çalışıyor.
Kendilerine yakın adamları, liyakate bakmaksızın il müdürü ya da daire müdürü yapmak.
Düşünebiliyor musunuz? 
Bu şehirde, adı avanta ile anılmış savcının karşısına çıkmış bir ismi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji il müdürü yaptılar.
Daha neler neler…
Ama artık bu düzen bozulacak.
Kullanılmaya müsait bazı isimleri bürokrat yaptırdılar.
Tüm algı ise kendilerine yakın medya organları üzerinden yürütüldü.
Merkez böyle peki Ereğli nasıl?
Saffet Bozkurt’tan boşalan ilçe başkanlığı koltuğuna İbrahim Sezer vekaleten getirildi.
İbrahim Sezer’in 2019 belediye başkanlığı seçiminde CHP adayı Halil Posbıyık’a çalıştığını tüm Ereğli biliyor.
AK Parti kimlerin eline kaldı görüyor musunuz?
İbrahim Sezer’in Halil Posbıyık’a çalıştığını, Saffet Bozkurt’un bilmeme şansı var mı?
Bence yok.
Peki neden bu ismin ilçe başkanı olmasına sessiz kaldı?
Orasını da seçimden sonraya bırakalım.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, bunları bilmesinin zamanının geldiğini düşünenlerdenim.
Elbet haberi olacaktır da!


KORSAN YAYINLARA GEÇİT YOK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından düzenlenen Yerel ve Bölgesel Yayıncılar Buluşması Sakarya’da gerçekleşti.
Elmas TV adına toplantıya katıldım.
Sakaryalı RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in ev sahipliğinde faydalı bir toplantı oldu.
Toplantının ana gündem maddelerinden birisi korsan yayın ile mücadele oldu.
Bizler lisans işlemleri ve işletme giderleri için yüz binlerce lira harcarken, eline telefon alıp yayıncılık yapmaya kalkan tipler hem bize hem de yanlış bilgiler ile topluma zarar veriyor.
Emek hırsızlığı ise cabası.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin caydırıcı cezalar ile önlem alınacak dedi.
Şikayetlerinizi bizzat bana iletin ben savcılık kanalı ile gereğini yaparım dedi.
Bizler de ileteceğiz tabi.
Bir diğer konu ise Basın İlan Kurumu’nun internet sitelerine verdiği Resmi İlan.
Biliyorsunuz, resmi ilan alan gazetelerin internet siteleri bu haktan bekleme süresi olmaksızın faydalanıyordu.
Biz TV Kanalları ise, şartları yerine getirmemize rağmen 24 ay beklemek zorunda kalıyorduk.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bizim talebimizi haklı buldu ve gerekli girişimleri yapacaklarını söyledi.
Biz elimizden geldiğince, basın etik kurallarına uyarak yayıncılığımıza devam edeceğiz fakat işletme giderleri çok yüksek.
Bu şartlar altında ayakta kalmaya devam.
Zonguldak’ta ‘yanlışa, yanlış’ diyecek birilerine ihtiyaç var sayın okur.