“BU DEVREK’İN BAYRAMI”
Başkan Bozkurt, canlı yayında yapmış olduğu açıklama şu ifadelere yer verdi. “Adı festival ama bu Devrek’in bir bayramı. Bir bayram olarak düşünün, Devrekli insanların 3 günü 4 günü sosyal hayatın tüm canlılıklarını herkese sunabildiğimiz, çocuklara, kadınlara, erkeklere santraç turnuvasından tutun, tavla turnuvasına, basketbol, ayak tenisi. Demin semazen gösterimiz vardı. Devrek güzel günler yaşıyor. İnşallah nasip olursa bunu, bugünleri çoğaltarak yaşamak istiyoruz. Çünkü insanların eğlenmeye ihtiyacı var, insanların bu şehirde farklılaşmaya ihtiyacı var. Bütün gayretimiz de onun için şu anda. Büyük katkı paylarından bir tanesi benim kendi personelim yani sadece Çetin Bozkurt’un olması yetmiyor. Halk sizi anlayacak, halk sizi bilecek, halk kendinden olduğunu bilecek belediye başkanın veya yöneticilerin. Ben bunun da bir avantajını yaşıyorum. Her gün bu sokaklarda caddelerdeyim. Dediğiniz gibi bu alanı ilk defa kullanıyoruz. Hep hayalimdi. Zaten bunun için belediye başkanı oldum. Yani hayallerimizi gerçekleştirmek için belediye başkanı oldum. En büyük hayallerimden bir tanesi bir çok konuda aslında benim de Devrek’te şu anda açılışının yapılmasını istediğim bir çok yer var ama bekletiyorum. Beklemediğim tek yer Kent Müzesi oldu. O en büyük hayalim. Bugüne kadar gerçekleşmesini istediğim em büyük hayallerimden bir tanesi. Gerçekleştirdik, çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Halkımız, onlara sunduğumuz hizmetlere, seçeneklere çok çabuk cevap verebiliyor. Çünkü Devrek, hiç kimse kusura bakmasın başka yerlerden ayıran bir özelliği var Devrek’in. Herkesin atladığı zıpladığı Devrek, 1877’de ilçe olmuş, 1892’de belediye olmuş. Yani bu Zonguldak havzasında, belediyecilik nedir, ilçe nedir bilmeyen yerde Devrek gibi ilçe varmış. Kuvayı Milliye’nin ilk hareket noktası da Devrek’ten olmuş. Şimdi böyle bir kültürün içerisinde bir ağacın dalını alıp sanata dönüştürebilen insanların her türlü kültürel, sosyal etkinliklere cevap verebilmesi çabuk oluyor. Ben buradan öncelikle Devrek’te yaşayan tüm vatandaşlarımızı alkışlıyorum. Bedeni burada olmayıp da ruhen bizi izleyen, sosyal medya hesaplarından bizi izleyen, yurt dışında yaşayan bütün Devrekliler, dünyanın neresinde yaşıyorsa yani. Devreklilere de şükranlarımı sunuyorum. Devrekli olmak başka bir duygu, Devrek’te yaşayabilmek başka bir duygu, onu hissederek hayatımızı idame ettirebilmek çok daha başka bir duygu. Festival nasıl olur? Karnaval nasıl olur? Devrek’e gelsinler de bir seyretsinler 3 gün gelsinler. 3 günde 1 saatliğine gelip çıksınlar şuraya. Her şey parayla olmuyor, bunları parayla yapamazsınız. Çok büyük paralar harcayıp, çok büyük organizasyon yaparsınız olmaz işte demin söylediğim gibi. Halkta bunun karşılığı var, halk beni tanıyor ben bu halkı tanıyorum. Bunların hepsi inanın çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler, herkes böyle “teşekkür ederiz başkanım”. Demin eşimle hastanenin girişine girmiştik, orada bir anne iki çocuğuyla beraber, biri arabada, biri yanında kolunda, kızına dedi ki “bak bu amca kim biliyor musun?” dedi. Baktı “biliyorum” dedi. “Bu amca bugün senin mutlu olmanı sağlayan kişi” dedi. Bundan daha güzel bir geri dönüş alamazsınız hayatta.   Bakın bir konuyu atlamışsınız, Ali Altay Türkiye’nin değerlerinden bir tanesi tamam. Derya Uluğ Türkiye’nin değerlerinden bir tanesi tamam. Sinan Özen Türkiye’nin değerlerinden bir tanesi ama onların bir alt kadrolarına bakın, Emre Taşdemir Devrekli gurbetçi bir hemşehrimiz ona sahneyi teslim ediyoruz. Yarın akşam Derya Uluğ’un altına Batum Çelikler kardeşimiz Devrekli ona sahneyi teslim ediyoruz. Yarın akşam Zonguldak’ın gururu benim de her zaman dinlemekten keyif aldığım Sinan Özen’in alt kadrosunda da madenci korosu var. Kendi motiflerimizi koyuyoruz, kendi geleneklerimizi koyuyoruz. Zonguldak’ın geleneklerini de koyuyoruz içerisine. Onlar tabi ki büyük starlar, insanların televizyonda izleyen binlerce hayranları var ama  diğer taraftan onlarla beraber Devrek’in yetiştirdiği, buranın yetiştirdiği değerleri de harmanlamazsak bir şeyi eksik yapmış oluruz. Biz şarkıcı festivali istemiyoruz, biz sanat festivali istiyoruz, biz kültür festivali istiyoruz, biz kendi değerlerimiz ile yoğurulmuş bir festival istiyoruz. Burada seçenekleri sunarken, daha yarım saat bir saat önce Devrek Mevlana Derneği çok muazzam bir gösteri yaptı burada. Gidin ileride çocuklarımız için etkinlikler var orada, anneler çocuklarıyla hoşça vakit geçiriyor, oyun parkları var. Onun yanına gidin, resim sergisi, yaş resim sergisi, diğer tarafta yarın kitap imzalarımız, öbür tarafta bakın bir dünya el emeği, kadınlarımızın evlerde ürettiği malzemelerimizin hepsini stant kurduk, bastoncularımızı sokağa döktük. Devrek sokakta bu akşam. Devrek’te bayram yaşanıyor bugünlerde. Tavla ve santranç turnuvası başladı. 1.turlar geçildi, yarın 2. turlar var. Tavla turnuvası mesela 60 kişinin katıldığı bir tavla turnuvası. Tavla bir gelenek, Türk geleneği. Devrek’te her yerde yaşanıyor. Dedik ki gelin burada bir hünerinizi gösterin bakalım, 1.yi seçelim. İlk senemizde bunu yapmıştık. Tavla, santraç, ayak tenisi, diğer tarafta basketbol turnuvası, pazar günü veteranlar turnuvası. Seçeneğimiz, yelpazemiz geniş. Herkese hitap ediyoruz. Semazen gösterinden 1 saat önce, bizim yerli Devrek halk dansları grubu çıktı. Ondan sonra Moldova dansları, Bulgar dansları bunların hepsi çıkıyor. Devrek’te Edirne’den gelen folklor gruplarımız var. Kim ne isterse. Gençlere sahne teslim ediyoruz, sabahtan akşama kadar orada kendi hünerlerini gösteriyorlar lisesi gençler. Avcılar içim yarışmalarımız oluyor, hobisi olanlar için, avcı bayramımız oluyor Çolak pehlivan merkezi dediğimiz bölgede, kamplar kuruluyor, ateşler yakılıyor, avcılar sırayla hünerlerini gösteriyorlar orada atış yapıyorlar. Oranın da 1.si 2.si çıkıyor. Oralara da bekleriz. Yani herkese ulaşmaya çalıştık. Herkese teşekkür ediyorum. Hep şöyle düşünüyorduk 3 gün önce daha sel olur mu, sel olacak mı korkusundan çok çabuk festivale evrilebiliyoruz. Can kaybı olmaması çok güzel, maddi kayıplar yerine getirilebilir. Onların her zaman telafisi mümkün ama can kaybı olmadan bütün bölgemiz bunu atlattı. Allah bir daha 1998’i yaşatmasın. Bütün bunlar geride kalacak. Çok kullanmak istemiyordum ama söyleyeceğim, söylemek zorunda hissediyorum kendimi. Bu şehre, bu Zonguldak’a haksızlıklar yapılıyor, bu şehirde yapılan insanlara haksızlıklar yapılıyor.  Hepimiz birbirimize sıkı sıkı bu şehri seviyoruz diyorsak, sıkı sıkı sarılmak zorundayız.  Bazı insanlar illa seveceğim diye uğraşıyorsa onlar da Zonguldak tarihine gömülmeye mahkumdur” dedi.

Editör: TE Bilisim