Evet, Türkiye’de basın yayın organları üzerinden algı operasyonları her zaman oldu, olmaya da devam edecektir.

Ne yazık ki, bunun önüne geçilmiyor!

Fakat Zonguldak’ta öyle bir algı operasyonu yapılıyor ki haberi bilmeme rağmen, bazen ben bile “Yok artık!” diyerek bir kahkaha atıyorum.
Ama bilgili, gerçekten gündemi takip eden okuyucular bu algı operasyonlarını yemiyor.

Hatta hangi kurumun hangi maksatla o başlıkları attığını bile artık biliyor.

O yüzden gerçekten bir an önce Zonguldak’ın yeni, genç, dürüst gazetecilere ihtiyacı var.

Dürüst ve ilkeli, algıdan uzak, sağlam ve korkusuz gazetecilere ihtiyacı var.

Maalesef bu anlamda da şehrimizde sıkıntılar var.
Bakın size bir örnek vereyim.
Engin Zaman’ın “Talihsiz bir paylaşım!” diye adlandırdığım paylaşımını konu alan İYİ Parti Zonguldak İl Başkanı Yavuz Erkmen, bu konu hakkında açıklamalarda bulunurken, yine konu hakkında açıklamalarda bulunan Ak Parti Milletvekili Hamdi Uçar’ı iki yüzlü siyasetle suçladı.

Buraya kadar her şey normal.

Ama bazı gazetelerin attığı başlıklar inanılır gibi değil.

Başlık aynen şu şekilde, “Yavuz Erkmen, Engin Zaman konusunda Hamdi Uçar’a hak verdi!”

Bence bu başlık tamamen algı operasyonunun bir parçası diye düşünüyorum.

Ak Parti Milletvekili Hamdi Uçar’a yaranmak amacıyla atılmış bir başlık.

Haberin içini okuduğumuzda Yavuz Erkmen, aslında Hamdi Uçar’a destek vermiyor!

Aksine çifte standart yaptığı için Uçar’a tepkisini gösteriyor.
Bu Zonguldak’ta habercilik anlamında yapılan algı operasyonlarının en küçük bir örneği.
Zonguldak’ta işler nerden bakarsan onu görürsün mantığıyla ilerliyor.
Kime yakınsa kurumlar, onu nasıl överim diye düşünüyor. 
Şimdi size soruyorum.
Bu durum sizce gazetecilik mi, yoksa halkla ilişkiler mi? 

ALİ RIZA TIĞ’IN ŞİRAZESİ KAYDI!
Bugün Pusula Gazetesi’nde “Böyle habercilik olur mu? Böyle gazetecilik olur mu?” başlıklı haberi görünce kendi kendime “Allah Allah, neyin nesi ki acaba? “diyerek haberi tıkladım. 
Haberi okuduğumda gülme krizine girdim.
Pusula Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Rıza Tığ’ın şirazesinin kaydığını anladım.
Ali Rıza Tığ’ın biraz dinlenmeye ihtiyacı var bu sıralar.
Kadınların saldırısı galiba kendisini çok yordu.
Dinlensin biraz bence. 
Gençlere yol açsın.
Bakın ben size olayı anlatayım inanın siz de gülersiniz!
İmza Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Osman Sav, Ankara’da kanser tedavisi gören Nihat Aygün’ü arıyor ve sağlığı konusunda bilgi alıyor. Nihat Aygün kendisine, 28 Ekim’de midesinden ameliyat olacağını söylüyor.

Sav, geçmiş olsun dileklerini belirttikten sonra bunu gazetesinde haberleştiriyor.

Öğleden sonra Aygün’ün doktoru ameliyatı 7 Ekim’e aldığını, 7 Ekim’de ameliyatı yapacağını belirtiyor. 
Ali Rıza Tığ’da bu tarihi öğrenip, Osman Sav’ın yaptığı haberle karşılaştırıyor ve başlıyor, ”Osman Sav yalan haber yaptı. Böyle habercilik mi olur?” demeye.
Böyle bir ucuz numara kimin aklına gelir ki?
Tabi ki Ali Rıza Tığ’ın aklına gelir?
Diyorum ya, “Şirazesi kaydı!” diye.
Şimdi Pusula Gazetesi Ali Rıza Tığ bu şekilde algı yapabileceğini, itibar cellatlığını yapabileceğini düşünüyor ama kendi yaptığı haberleri unutuyor.

Hafızalarımızı biraz zorlarsak, ölmeyen birini, öldü diye yazan Pusula Gazetesi değil miydi?
Ak Parti Zonguldak eski milletvekili Hüseyin Özbakır’ın eşi Deniz Oklu’nun fotoğrafı yerine olayla ilişkisi olmayan birinin fotoğrafını yayınlayıp “Özbakır ile evlendi” yazmak, skandal mı yoksa habercilik mi?
Gerçekten meslekteki geçirmiş olduğu yıl sayısının hakkını veremiyor ama meslekte geçirmiş olduğu yıl sayısı bile olsa bu saatten sonra çekilmez!
Dinlen biraz dinlen.
Bu kadınlar galiba seni gerçekten yıprattı!