Ziyarette konuşan Yavuzyılmaz konuşmasında: “Koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan tam kapanma gününde gazetecilerimiz fedakarca görev yapıyor. Tam kapanma diyoruz ancak hemen cemiyetin önündeki trafik akışına baktığımız zaman adeta normal günleri aratmıyor. Dolayısıyla bu da tam kapanmasının verimli bir şekilde ve hedefine uygun bir şekilde uygulanmadığı açıkça gözler önüne seriliyor.
Bir yandan vatandaşlar koronavirüs salgınına karşı tedbir alarak hayatta kalmaya çalışırken, bir kısım uygulamalarının da sayesinde maalesef koronavirüs ülkede hızla yayılıyor. Zonguldak’ın durumu biraz daha üzerine odaklanılması gereken bir şehir. Çünkü Zonguldak uzunca bir süre, 30 büyük şehirle birlikte ‘Ve Zonguldak’ denilerek; ilave tedbirler alınmak zorunda bırakılan, ciğerleri hassas bir şehir. Özellikle madencilik kültürünün yaygın olduğu şehrimizde hem çalışan madencilerimiz, hem de emekli olmuş madencilerimizin sektörün zorluk koşulları nedeniyle aslında sağlıklarını da öncelikle solunum sistemleri başta olmak üzere kaybetmiş durumda. Bu bugün bizim fark ettiğimiz bir konu değildir. Bugün herkesin ‘Zonguldaklı madencilerin ciğerleri hassasmış’ dediği bir durum değil. Bunu tüm devlet kurumları biliyor. AK Parti hükümeti ki, dün ya da bugün iktidar olmuş değil. 19 yıldır iktidardalar. Bu süreç içerisinde Zonguldak’taki tüm gelişmelerden aslında sorumludurlar. Yani övgüyü aldıklarında nasıl memnun oluyorlarsa, eleştiri aldıklarında ve eksik bırakılan işler ifade edildiğinde teşekkür etmesini bilen mütevazi yönetimlere ihtiyacımız var. 
Zonguldak koronavirüs salgının başladığı ilk süreçte nüfusa düşen ölüm oranlarında Türkiye’de birinci sıraya çıktı. Ve Zonguldak adı altında da şehre giriş ve çıkışlar bir süre kapatıldı. Bu tedbirler o kadar çok geç alındı ki, Zonguldak’a dışarıdan virüs gelmesini engellemek için değil de, sanki bu karar Zonguldak; Anadolu’da virüsün merkezine dönüştü; Zonguldak’tan Anadolu’nun diğer kentlerine virüs yayılmasın diye alınmış gibi oldu.
Koronavirüsün başladığı süreçte Zonguldak’ta PCR testi yapılmıyordu. Numuneler alınıyordu, birkaç gün içerisinde Bolu’ya gönderiliyordu. Bolu’da çıkan sonuçlara göre çeşitli tedaviler uygulanıyordu. Biz ısrarla TBMM’de, yaygın ve yerel basında dile getirmemizin ardından, Zonguldak diye bir şehir olduğunu AK Parti hükümeti hatırladı. Neticesinde Bolu’nun değil, Zonguldak’ın da daha kritik olduğunu; istatistikler ölüm oranlarıyla ortaya çıkmasıyla birlikte PCR testleri de, hızlı tanı kitleri de Zonguldak’ta uygulanmaya başladı ama kaybedilen canlar kaybedildi ve bu konuyla ilgili AK Parti yetkililerinden Zonguldak özelinde özür gelmedi.
Koronavirüs salgınıyla ilgili süreç devam ediyor. Zonguldak geldiğimiz son nokta itibariyle vakaların en hızlı yayıldığı üçüncü il konumuna geldi. Neden geldi? Yine defalarca uyarmamıza ve resmi başvurularda bulunmamıza rağmen; Zonguldak’ta 10, 20, 30, 40 ve 50 işçinin çalışmak için asansörlere binerek yeraltına indiği maden işçilerine aşıda öncelik tanınmadı. Aşıda öncelikli meslek grupları açıklandı ancak maden işçilerine o uzun listenin hiçbir yerinde yer verilmedi. Bu konuyla ilgili AK Partili milletvekilleri mutlaka kendilerinden oluşan hükümetin bakanlarına bu konuyla ilgili doğru bilgiyi aktarması gerekiyordu. Ya bu doğru bilgiyi aktarmadılar; dolayısıyla görevlerini eksik yaptılar, ya da doğru bilgiyi aktardılar ancak kendi bakanlıklarına bile Zonguldak’ın hakkı olan ve Zonguldaklının canını koruyacak olan konuda onları ikna edemediler. Sonuçta neresinden bakarsak bakalım AK Parti’nin sağlık politikalarının ve tercihlerinin Zonguldak’ta çöktüğünü görüyoruz.
Türkiye’de sağlık emekçileri başta olmak üzere bu zor günlerde yoğun bir çaba sarf eden basın emekçileri keza onlarla birlikte öncelikli olması gereken maden işçilerini dışarıda bırakması aslında AK Parti Hükümetinin Zonguldak’a ve maden işçisine bakış açısını da bir yerde ortaya koyuyor” dedi.

Editör: TE Bilisim