Hürriyet Gazetesi yazarı Melis Aplhan; "Tarım arazisine termik santral ile tarım nasıl kurtulur?" başlıklı yazısında Zonguldak'ın acı gerçeğini haykırdı.

İŞTE O YAZI...

"Ülkemizde kömürlü termik santral projelerinin ardı arkası kesilmiyor.

Yine hemen her gün "Tarım bitti, her şeyi ithal ediyoruz" diye de konuşuluyor.

Bu ikisinin ilişkisini anlamak için kömür yatırımlarının tarımı nasıl etkilediğine bakalım.

Öncelikle, kömür madenciliği için hektarlarca tarım alanı kazılır, toprağın binlerce yılda oluşan verimli örtüsü yok olur. Buna ilaveten, maden sahasını su basmaması için saha susuzlaştırılır, bu da bölgenin su sistemini bozarak tarım alanlarının susuz kalmasına yol açar.

Susuzlaştırma sırasında kömürle temas eden sular asidik hale gelir ve ağır metaller içerir. Bu su civardaki nehirlere ulaşır, içme suyu kaynaklarını kirletir ve yeraltı suyuna karışır. Bu asidik su tarımda kullanılamaz.

Termik santrallerden çıkan kül, meyve ve sebzeleri kaplar, zehirler, kurutur.

Termik santraller, sistemlerini soğutmak için bol miktarda su kullanır. Çiftçinin sulama için kullandığı dere, göl, gölet ve yeraltı sularına ortak olur.

Termik santrallerden çıkan hava kirliliği asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmurları orman örtüsüne zarar vermekle kalmaz, toprağın su tutma kapasitesini olumsuz etkiler ve erozyona yol açar.

Santral bacasından çıkan nitrik asit ise ağır metalleri çözerek onların önce toprağa, sonra bitki yoluyla insanlara geçmesine yol açar.

Termik santraller toprağın sağlığını bozar, üretimi ve verimi azaltır.

Asit yağmurları yüzünden toprak bozulur ve tarımsal verim azalır. Santral bacalarından çıkan zehirli tozlar ağaçları kurutur. Termik santrallerden yayılan ağır metallerin topraktaki zehirli etkisi tarımın tamamen yok olmasına yol açabilir.

Bu bilgiler ışığında, binlerce yıldır tarımın beşiği olmuş Anadolu'nun termik santrallerden korunmasını beklersiniz...

Ne var ki, Türkiye'de şu anda projelendirilmiş veya duyurusu yapılmış kömürlü termik santral sayısı 60...

Adana, İskenderun Körfezi çevresi, Çanakkale, İzmir, Zonguldak-Bartın, Konya Kapalı Havzası ve Trakya'da yoğunlaşan projeler bazı yerlerde birden fazla santrali içeriyor.

Örneğin, kömür rezervinin bulunduğu Konya'nın Karapınar ve Ereğli ile Karaman'daki tarım alanları 5 milyon dekar alanı kaplıyor. 2013'te Karaman'daki elma üretimi Türkiye'deki toplam elma üretiminin 5'te biriydi. Burası Türkiye'de elma üretiminde ikinci, elma ağacı sayısında ise birinci sırada.

Linyit rezervinin üstünde bulunan Ereğli ve Karapınar'daki sebzecilik alanları da ilin sebzecilik alanlarının dörtte biri. Ama buraya termik santral yapılırsa yeraltından çekilecek suyun miktarı o kadar çok ki, 57 bin dönüm arazide sulu tarım yapma imkanı kalmayacak.

Şimdi şu durumda...

Gıda kalmayınca kömür yiyemeyeceğimize göre...

Toprağın altı mı daha değerlidir, yoksa üstü mü?

Elbette üstü.

Gelin siz de TEMA Vakfı'nın başlattığı "Kömür Üzer" kampanyasına katılın, tarım alanlarında madenciliğe izin vermemesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na seslenin.

Kampanyaya

destek vermek için change.org/komuruzer linkinden imza

atabilir ya da komuruzer.com

adresindeki talep dilekçesini doldurarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na faks ya da posta yoluyla gönderebilirsiniz"

 

Editör: TE Bilisim