Orta Avrupa’dan gelen sanayi atıklarının Tuna Nehri ile Karadeniz’e akması sebebiyle hem Karadeniz hem de Marmara Denizi’ndeki kirlilik riskli hale geldi. Deniz sularındaki kirliliğin ağırlıklı olarak endüstriyel kaynaklı olması su canlılarının kimyasala maruz kalmasına sebep oluyor. Kimyasala maruz kalan canlılar tüketildiğinde ise vücuda zarar veren ağır metallere maruz kalınıyor.

"Ağır metaller vücudumuza yapışıyor"

Altınbaş Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Gökhan Taşpınar, “Vücudumuz aldığı ağır metali doğal yollarla geri atamıyor. Bu ağır metaller vücudumuzda birikiyor. Besin değeri olarak önemli bir yere sahip olan ve çocukların gelişimi için elzem yapıda olan su ürünlerinin böyle bir tehdit altında bulunması insanlar üzerinde hem fiziksel hem psikolojik olarak kötü etkilere neden olabiliyor. Dip balıkları, diğer balıklara oranla daha fazla kirliğe maruz kalan balıklardır. Karadeniz ve Marmara gibi risk altındaki sulardan çok fazla dip balığı tüketilmemesi ve özellikle çocuklara yedirilmemesi gerekmektedir. Kabuklu deniz ürünleri suyu filtre ettiği için riskli bölgelerden çıkartılan kabuklu su ürünleri de olabildiğince az tüketilmelidir” diyerek uyarıda bulundu.

Editör: TE Bilisim