ZOKEV'in düzenlediği "Ekonomik ve Ekolojik Sürdürülebilirlik Açısından Filyos Vadisi Sempozyumu"nun konuşmacılarından biri olan ve uzun yıllar bölgenin planlama çalışmaları içinde yer alan Şehir Plancısı Dr. Ümit Özcan, "Filyos Projesi'nin gerçekliği olmadığını iddia etti.

 

Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfının düzenlediği Ekonomik ve Ekolojik Açıdan Filyos Vadisi Sempozyumu'na katılan ve bölge planlama çalışmalarında uzun yıllar görev alan Bölge Plancısı Dr. Ümit Özcan Filyos Vadisi Projesi için önemli açıklamalarda bulundu. "Bir şehir plancısıyım. Yeni mezun olmuş bir şehir plancısı olarak İmar iskan bakanlığı bize Filyos'a gönderdi" diyerek sözlerine başlayan Özcan, "Bize ‘Kömüre bağlı ekonomisi tek sektöre sıkışan Zonguldak için yeni istihdam alanları yaratmak istiyoruz. Ancak Havzay-ı Famiyye, Teskere-i Samiye gibi kısıtlarımız var.  Bunu aşabileceğimiz tek yer olarak Çaycuma-Filyos hattı üzerinde ki cazibe merkezinde bir planlama çalışması yapmanızı istiyoruz' dendi. 1982 yılında benim başkanlığımda, 4 plancıyla birlikte Zonguldak alt bölge çalışmasını başlattık. Sürekli olarak Zonguldak'ın Çaycuma- Filyos arasına yerleştirilmesi isteniliyordu. Çok geçmeden anladık ki bizden istenen 600 tane toplu konutun yapılmasıydı. Bize bu açıklıkla söylemiş olsaydıı, biz de böyle bölgesel planlama çalışması içine girmezdik. Ama biz ciddi olarak çalışmaya başladık. Planın 1/1.000.000'luk bölümünü bitirdik. Çaycuma-Fiyos, Bartın, Ereğli ve Karabük olmak üzere 4 alt bölgenin çevre düzeni planının yapılması noktasına gelindi. Biz Çaycuma-Filyosiçin sismik bir problem olduğunu, MTA'dan zemin raporu alınması gerektiğini söyledik. Eğer zemin araştırma raporu olmazsa buraya yerleşim kararının verilmemesi gerektiğini dile getirdik. Bunun üzerine bize planı yaptırmadılar. Daha sonra bakanlık, bir başka ekibe,1995'te çevre düzeni planını yaptırdı.  Filyos Limanı ve lojistik bölge plana alındı" dedi.

 

LİMAN İÇİN OLUMLU GÖRÜŞ BİLDİREN JAPONLAR YAPIMINI ÜSTLENMEDİ

Konuşmasını "Biz neden o zaman Filyos Vadisi'ne nüfus yüklenmesine karşıydık?" sorusuyla sürdüren Özcan, "Biz o zamanki çalışmalarımızda buraya liman yapılması fikrinin hiç de yeni olmadığını öğrendik. 1954'te Hollandalılarca, burada ilk kez bir fizibilite etüdü yapıldı. Etüt olumsuz çıkmadı. 1963'te Seydişehir Alüminyum Fabrikasını kuran Sovyet ekibi de aynı etüdü yaptı, yine aynı sonuca ulaşıldı.  Benim bildiğim 7 tane fizibilite raporu var liman için. En son Japon JİCA ajansı bir etüt yaptı.  Onlar yapılabilir buldu. Hatta arkasına lojistik merkez, sonrasına serbest bölge önerilerini de onlar geliştirdi. Türk hükümeti, JİCA'ya yap, işlet, devret yöntemi ile limanı yapmasını teklif etti. Ancak aynı firma limanla ilgili gayet olumlu görüş bildirmesine karşın yapımını üstlenmedi. Bizim duayen bir hocamız vardı. Derdi ki, ‘Yalanın bir üstü kuyruklu yalan, onun bir üstü istatistik, onun bir üstü fizibilite raporudur.' Şimdi buna bir de ÇED raporu eklendi. Bir yatırımı isterseniz verimli, istemeseniz verimsiz bulabilirsiniz" dedi.

 

FİLYOS IRMAĞI LİMAN ÇOK HIZLI ŞEKİLDE DOLDURACAKTIR

Özcan, "Bir limanı yapabilmenin koşulları vardır. İlk soru kaç yıl hizmet edeceğidir. Filyos Türkiye'nin debisi en yüksek ırmağıdır. Bu inanılmaz bir agrega getirdiği anlamına gelir. Bu agrega da limanı çok hızlı şekilde dolduracağından hizmet süresi çok kısa kalacaktır. İkinci mal ve hizmet akımlarına bakılır. Bu da yok. Biz o zaman buraya liman yapmak yerine Zonguldak Limanı'nın dip derinliğinin artırılması için tarama yapılmasını önermiştik. O yapılmadığı gibi sırf Filyos'a liman yapılsın diye Zonguldak limanından yapılan roro seferleri kaldırıldı.  Bunu sürüklenen bir hayal uğruna insanların sahip oldukları varlıklarına da nasıl zarar vereceklerini anlatmak için söylüyorum" diyerek sözlerini sürdürdü.

 

ZONGULDAK'IN BAŞKA TARIM ARAZİSİ YOK

Konuşmasını "Biz elimizde çok ciddi araştırmalar olmamasına karşın buraya yükleme yapılmasına neden karşı çıktık?" sorusu üzerinden sürdüren Özcan, "Çünkü çıplak gözle gördüğümüz şeyler vardı. Orada bir kale kalıntısı, su içinde bir liman vardı. Bir tarih yatıyordu. İkincisi Filyos Batı Karadeniz Bölgesinin tek vadisi ve ekosistem olarak tüm Karadeniz'de bir benzeri daha yok. O nedenle raporumuz da biz Flyos için ‘biricik' tanımını kullanmıştık. Bu vadinin aşırı yapılaşma ve sanayi ile kirletilmemesi için ta 1983'te rapor yazdık. Ona rağmen ondan bundan vaz geçilmedi. Yalnız ırmak ve yatağında değil tüm bölgenintoprak yapısı sıvılaşmaya çok müsait. Taban suyu çok yukarıda. Buraya yapacağınız tüm binalar ciddi bir tehdit altında olabilir. Buralar ayrıca birinci sınıf tarım arazisi ve Zonguldak'ın başka tarım arazisi yok. Biz bu nedenlerle buraya nüfus yüklemesine itiraz ettik" dedi.

 

ÜST KULLANIM HAKKI TANIMIYLA TOPRAK KULLANIMINI ÖNERDİK

Sözlerine "O yıllarda bir imar affı çıktı" diyerek sözlerini sürdüren Özcan, "Ancak bir Boğaziçi, bir de Zonguldak kömür havzası için imar affı yapamıyoruz ama özel bir yasa çıkaracağız dendi. Biz Zonguldak kömür havzası için çok ciddi çalışmalar yaptık. Yasalara yeni giren ‘üst kullanım hakkı' diye bir tanımı toprak kamulaştırılması yapılmaksızın, ortak çözüm olacağını düşünerek bir kanun taslağı hazırladık. O taslak hiçbir yere sunulmadı, hiçbir yerde kullanılmadı, mecliste bile görüşülmedi. Boğaziçi için yasa çıkarıldı. Ama Zonguldak için çıkarılmadı. Unutuldu gitti. Çünkü işlerine gelmiyordu. Bu bilgi karartılmış bir bilgidir. Sonuç olarak çok emek verdiğim, gençliğimi harcadığım Zonguldak alt bölge planlaması kayboldu gitti" dedi.

 

ZONGULDAK'A EN BÜYÜK İHANETİ ZONGULDAKLILAR YAPIYOR

Özcan sözlerine, "Kendimi Zonguldaklı sayıyorum. Buraya çok emeğim var, doktora tezimi deFilyosVadisi üzerine yaptım. Zonguldak hangi kazığı yediyse, kendi seçtiği adamlardan yedi. Dışarıdan gelenler burada bir çıkara sahip değil. Burada yaşayanların doğal olarak burada çok çıkarları var. Onun için de her şeyden vaz geçiyorlar. Zonguldaklı aslında sorunu biraz da kendi içinde aramalı. Açık söylüyorum Filyos'a liman yapılamaz. Oraya hiçbir şey için büyük bir para yatırılacak. Serbest bölge, sanayi bölgesi tartışması da çok gereksiz. Oluşturulan sanayi bölgesi oraya liman yapılması için gereken yatırımlar.  Onlar olmadan limanı yapmanın hiçbir anlamı yok. Onların yapılması da söz konusu değil. Tıpkı üçüncü köprü gibi, dışarıdan şu kadar gemi gelecek diye garanti verirseniz ancak limanın işletmesini birisi üstlenir, yoksa limanı unutun yok öyle bir şey" diyerek devam etti.

 

FİLYOS DÜNYANIN EN DEĞERLİ TOPRAĞINA SAHİP

Neler yapılabileceği üzerine de görüşlerini açıklayan Özcan, "Öncelikle böyle bilgilendirme toplantıları yapmalıyız. Yöreye ilişkin kafa yormuş insanlar burada neler yapılabileceğini gelsin anlatsın. Halk da kendi aklını koysun.   Birlikte karar vermeyi sağlayacak katılımcı bir süreç yaşansın. ZOKEV'in yaptığı çalışmalar hakikate çok değerli. Ortak aklın oluşturulması, sivil toplumun sürece dahil olması gerekli. Ne yazık ki Zonguldak'ta sivil toplum da kalmadı. Maden yürüyüşüyle kazanılan yer korunamayarak çok önemli bir mevzi kaybedildi. Burada tarım ve turizmden başka bir şey düşünülemez. Burada çok değerli bir tarım toprağı olan ırmak mili var. Sadece kum deyip üzerinden geçmemek gerekiyor. Irmak mili dünyanın en verimli toprağı demektir. Bütün yukarıdan aşağıya gelen yüzey toprağı üzerinde 10 yıl gübre kullanmadan üretim yapılması mümkün. Burada organik tarımla ilgili çok ciddi çalışmaları organize etme şansımız var. Onun dışında ciddi turizm büyük potansiyel var. Ereğli ve Bartın'da mitolojik kahramanlarla dair öyküler var. Buralardan Homerson'un ‘İlyada'sında da söz ediliyor. Burada bir mitolojik zamanlarla ilgili gerçekliğe oturtarak bir turizm yaratılabilir. Herkül dizileri dünyada best seller olurken bu coğrafyada bununla ilgili çalışma yapılmaması kabul edilemez" diyerek sürdürdü.

 

ZONGULDAKLI UZUN ZAMANDIR HAYALLERLE OYALANIYOR

Özcan konuşmasının son bölümünde, "Filyos'un seçilmesinin tek nedeni Havzay-ı Fehmiyye, Teskere-i Samiye nedeniyle kömür havzasında özel mülkiyetin olmamasıdır. Mülkiyetin başladığı yer Filyos Vadisi'dir. O nedenle yoğun kamulaştırma yapılmaktadır. Devlet, tipik Laz müteahhit gibi düşünerek ırmağı bir seddeler, yatağını düzgün hale getirirsek çok büyük alanlar kazanırım duygusuyla hareket ediyor. DSİ seddeleme çalışmaları yapıyor ama 98 selinin sonuçlarını biliyoruz. Bu nedenle DSİ seddeleme fikrine ‘mümkün değil' diye itiraz etti.  Zonguldaklı uzun zamandır hayallerle nasıl bu kadar oyalanabiliyor şaşırıyorum. Ben Zonguldak'la ilgili çok toplantıya katıldım.  Yine bir seçim öncesinde Filyos'un konuşulduğu toplantıda milletvekili adayı olacağımı söyledim. ‘Beni seçerseniz söz veriyorum Filyos'a dünyanın en büyük Ufo tamir atölyesini açacağım' dedim. Salondakiler tıpkı sizin bugün yaptığınız gibi güldü. ‘Ne gülüyorsunuz' diye devam ettim.‘Size anlatılardan daha gerçekçi. En azından ufoların olma ihtimali var. Bu projenin hiç yok' diyerek de sözlerimi tamamladım. Son sözüm şudur: Zonguldaklı kendi yolunu kendisi çizmelidir" şeklindeki ifadeler de yer verdi.

 

 

 

Editör: TE Bilisim