BRTV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çetinkaya, son günlerde sayıları çığ gibi artan, sosyal medya korsan yayınlarıyla ilgili bir analiz yazısı kaleme aldı. İşte o yazı...

"Geçenlerde Eflanili şair, Hüseyin Ulukaya sosyal medya hesabında bir şey paylaşmış. O kadar anlamlı ki, bu anlamlı sözlerle başlayalım yazımıza…

“Kuyunu kazana, paçanı kapana iyi bak. Mutlaka tanırsın. Ya yalladığın İT’tir, ya da adam sandığın puşttur.”

Ne güzel demiş, “yalladığın ittir” diye… Onun bunun tetikçiliğine soyunmuş bir soytarı, boyuna, cüssesine bakmadan,  kalkmış bizim paçamızdan ısırmaya çalışıyor. Bak soytarı, sana ders niteliğinde oynamak istediğin, televizyonculuk soytarılığının yasal olmadığını tane tane anlatmaya anlatmaya çalışıyım. Hariçten gazel okuyan öteki, zamanında “adam sandığımız şahsa” da bir iki sözümüz yazımızın sonlarına doğru elbette olur.

Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Hukuk devletinde, insanların hakları yasalarla düzenlenir. Yasalar ve yönetmelikler, toplumda ihtiyaçlar karşısında hazırlanır ve herkes buna uymak zorundadır.

Yasalara, soytarılar uymaz diye bir madde olmadığına göre, mutlaka yasaya, yönetmeliği herkes gibi sende uyacaksın. Türkiye’de Radyo Televizyon yayıncılığı 6112 Sayılı Kanun hükümlerine göre yapılabilir. Bu kanuna göre, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kurulmuştur. Bu kurulun amacı, ülke genelinde radyo-televizyon yayıncılığını düzenlemektir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkemizde de radyo-televizyon yayıncılığı ile ilgili çok ciddi düzenlemeler yapılmış, yayıncılık yapılabilmesi için “lisans” zorunluluğu getirilmiştir. 6112 Sayılı yasa dışında, Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de gelişen teknoloji ile birlikte, “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında Kanun” 23 Mayıs 2007 tarihinde ve 26530 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu iki kanuna ilaveten, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Bilgi Teknolojileri Kurumu, 1 Ağustos 2019 tarihinde “Radyo,Televizyon ve isteğe bağlı yayınların internet ortamından sunumu hakkında yönetmelik” ile internet ortamından yayınların nasıl yapılabileceğini en ince ayrıntısına kadar tek tek yazmıştır. Aklı başında, okur yazarlığı olan, Anayasamızın 2. Maddesinde belirtilen “Hukuk Devleti” kavramına saygılı olan hiç kimse zaten, üstteki kanun ve yönetmeliklere rağmen, işi soytarılığa vurup, kendi kendine uyduruk stüdyolar kurup yayıncılık yapmaya kalkışmaz. Diyelim ki, hukuk tanımaz biri göz göre göre, böyle bir soytarılığa kalkışırsa elbette bizim bunu takip etmemiz ve yasa dışı, korsan yayın olduğunu belirtmemiz gerekir. Biz de bunu yapıyoruz. Bu yasa dışı durumu ilimiz Valiliğine bildirdik. RTÜK zaten yakın takipte, geçtiğimiz günlerde de ülke genelinde yayın yapan uydu kanallarının sahip ve yöneticileri Ankara’da bir dizi temaslar yaparak, bir çok ilde yasa dışı yayın yapan  “Sözde tv yayıncılarını” ilgili makamlara şikayet ettiler.

Zonguldak ilimizde bir şikayet üzerine, Valiliğinin görüş sorması üzerine,  RTÜK Zonguldak Valiliği’ne yazdığı yazı ile şikayet konusu iki sözde, korsan yayıncılar için, yayınların facebook üzerinden yapılmış olsa bile “Facebook sayfasının bütün internet kullanıcılarına açık olduğu değerlendirilmesi gerektiği, yapılan yayınlar için isteğe bağlı yayın hizmeti ve internet yayın lisansları alınması gerektiği, lisans alınmadan yayınlara devam edilmesi halinde, Kanun’un (6112 Sayılı RTÜK Kanunu) 33 üncü maddesinin işletilmesi gerektiği hususları değerlendirilerek, söz konusu yayıncılarla ilgili işlem başlatılmıştır.” Demiştir.

6112 Sayılı RTÜK Kanunu, 5651 Sayılı İnternet Ortamında yayınların düzenlenmesi ile ilgili kanun ve 1 Ağustos 2019 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmelik bu kadar açık iken, Karabük bir soytarının, aklı sıra Tv stüdyosu kurarak, kaçak korsan yayın yapmasına göz mu yumalım. Bu soytarının arkasında kim ya da kimler varsa, çok meraklılarsa, uyduruk korsan, kaçak yayıncılık yaptıracaklarına, “İnternet ortamında isteğe bağlı yayın lisansı” alıversinler. Aslında, çok zor değil, ama işlerine gelmez. Çünkü, yasal hale gelince 24 saat yayın yapmaları gerekir. Öyle, günde 15 dakika, yarım saat soytarılık yapmakla bu işlerin olmadığını bildikleri için, kaçak-korsan ve ahlaksız yayın işlerine geliyor. Devlet, mutlaka Anayasa’nın 2. Maddesinde çok açık ve net yazan “Hukuk Devleti” ilkesini uygulayacak, hem Karabük ilimizdeki, hem de ülke genelindeki bu kaçak-korsan, toplumun huzurunu bozan ahlaksız “sözde yayıncılara” dur diyecektir. Anadolu’nun dört bir yanında, yayın yapan lisanslı, kanun ve kurullara uyan televizyon kanalları olarak bunu sabırla bekliyoruz.

Nasıl bir esnaf, kapısının önünde “işportacı” istemez ise, biz de yayıncılığı işportacılığa vurmuş, denetimsiz, yasal olmayan, vergi vermeyen, lisans ücreti ödemeyen, uydu ücreti ödemeyen, elindeki bir cep telefonu, ya da kurduğu sözde uyduruk bir stüdyo ile yayıncılık yapanlar ile elbette mücadele edeceğiz.

GELELİM ÖTEKİ İNTERNETÇİYE…

Biz; işi soytarılığa vurmuş, yasa dışı yayın yapan ve hatta hızını alamayıp, uyduruk stüdyo kurmuş “sözde yayıncının” yasa dışı iş yaptığını anlatmaya çalışıyoruz. O da, işi başka yerlere çekmeye çalışıyor. 25 yıllık BRTV’nin çağa ayak uyduramadığından, şundan bundan dem vuruyor. Aslında, biliyor ki, BRTV Batı Karadeniz Bölgesi’nin tek Türksat uydu kanalı, Türksat’ın ulaştığı Dünyanın yarı yüzeyinde yayınları izleniyor.  Digitürk gibi çok önemli, milyonlarca abonesi bulunan bir platformda yayınları var, her türlü digital ortamda ve BRTV’nin kendi uygulaması ile cep telefonları, tablet ve smart televizyonlarda Dünyanın her yerinde izlenebiliyor.

BRTV her türlü eleştiriye açık. Koskoca Batı Karadeniz bölgesinde ikinci bir rakibi olmadığı halde, mütevazi duruşunu korur. İlkeli yayıncılık anlayışı ile hem bölgemizde, hem ülke geneli hem de Avrupa’daki milyonların gönlünde taht kurmuştur. Evet, bazı eksikliklerimiz olabilir. Mesela, D Smart ile ilgili görüşmelerimizi henüz tamamlayamadık ve bir türlü, 1 milyona yakın üyesi olan bu önemli platforma giremedik. Ama, inşallah o da yakındır.

Bu internetçi arkadaşın, nereden kuyruk acısı varsa, her olayda üzerine bir şeyleri alınma, kendini İte-kopuğa siper etme gibi bir huyu var. Yasadan bir iki yer cımbızlamış, yapılan sözde yayıncılığı yasal demeye getirmiş. Aslında yasal olmadığını kendisi de çok iyi biliyor. Çünkü, yasaların çıktığı TBMM’nin havasını teneffüs etmiş, yemeğini yemiş, suyunu içmiştir. Yasal mı, değil mi çok yakında görürüz.

BRTV olarak eleştirilere açığız. Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki tüm gazeteci arkadaşlara olduğu gibi, Karabük’te de “bir soytarı” hariç kapımız, ekranlarımız hepinize açıktır. Yazısının bir bölümünde, “Mehmet Çetinkaya beyefendi…” diye hitap var. Biz bunu, hakaret olarak algılamıyoruz, bir zamanlar “Bir emrin var mı abi dediğinde, sakın kimseye böyle bir şey deme, senin askerliğin biteli çok oldu.” Demiştik. Bir emrin var mı abiden, Mehmet Çetinkaya beyefendiye gelişinde, bu öğüdümüzün etkisi vardır diye düşünüyoruz. Boş ver, ite kopuğa kendini siper etme. Bak, yazını almışlar, kendilerine siper etmişler. Boş ver, bazen önemli zamanlarda araya girilmez. Kurt kafayı takmışsa, kuzuyu yemeye bir yolunu bulur, mutlaka ama mutlaka yer onu…"

Editör: TE Bilisim