İnanış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Adnan Küçükvar, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ı eleştiren bir yazı kaleme aldı.

"Selim Alan. Hep sorun, hep sorun" başlıklı yazı şöyle:

Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan bellidir’ demiş ya adamın biri…

Aslında, her şey Milletvekili Özcan Ulupınar’ın son dakikada ‘Ailevi’ nedenlerle Zonguldak Belediye Başkanlığı’na aday olmamasıyla başladı. Zira, Zonguldak’ta tüm siyasi partiler dahil herkes Sayın Ulupınar’ın aday olacağını ve garanti kazanacağına inanıyordu. Bunun üzerine seçimlere üç ay kala İktidar Partisi Zonguldak merkez ilçe örgütü mahallelerde seçim büroları kurup, geçmişte DSP’li İsmail Eşref’in ‘31-0’ kazandığı meclis üye sayısını yakalamak için atağa kalktı.

İktidar partisi dahil, tüm partiler ‘Başkan Ulupınar, meclise bakalım’ üzerinden ‘Aday adayı talebi’ toplamaya ve ‘Vaat çetelesi’ tutmaya başladı. İktidar partisinde ‘Başkan adaylığı’ listesindekiler ise daha ziyade ‘Meclis üyesi’ olmak için isim yazdırmaya başladılar.

Velhasıl-ı kelam, Sayın Ulupınar, başvuru süreci son gününde ‘Aday olmamakta’ direndi. ‘İhale’ Ömer Selim Alan’da kaldı. Seçim 18-12 meclis aritmetiğiyle kazanıldı.

6 Nisan 2019 günü mazbatasını alırken, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan’ın, mazbatasını verirken Başkan Selim Alan’a ‘Şeyh Edebalı’nın Osman Gazi’ye yazdığı ‘Ey oğul beysin’ nasihatını/vasiyetini vermesi, törene katılanlara ve Zonguldaklılara soğuk terler döktürdü.

Anladınız mı şimdi, Başkan Alan koltuğa oturur oturmaz neden “Çağlayan’ı şikayet” etmeye başladığını!

Ne diyordu Şeyh Edebalı!

Ey oğul, artık Bey'sin!/Bundan sonra/öfke bize, uysallık sana./Güceniklik bize, gönül almak sana./Suçlamak bize, katlanmak sana./Acizlik bize, hoş görmek sana./Anlaşmazlıklar bize, adalet sana./Haksızlık bize, bağışlamak sana...

Aslında, Çağlayan’ın ‘Mazbata’ yanında Selim Alan’a ‘Şeyh Edebalı’nın ‘Ey oğul’ vasiyetini vermesi, halka verilmiş, ‘Dikkat. Bu Ömer’e dikkat…’ mesajından başka bir şey değildi.

Netice de CHP, spekülasyonlu bir adayla çıkıp, ‘ittifak’ ve ‘Taban birliği’ sağlayamayınca, koltuk AK Parti Adayına altın tepsi içinde sunulmuştu.

Sonrasını biliyorsunuz… Siyasi İktidar, ‘Sorunların harman olduğu şehir Zonguldak’ta; ödediği vergi kadar hizmet alamayan Zonguldak’ta; yerlerde sürünen yaşam kalitesine pozitif katkı yapmak için kolları sıvadı. CHP’li belediye dönemlerinde getirmediği ‘Devlet eliyle hizmetler’ için adeta atağa kalktı. Tünel, viyadük, dere temizliği, liman içi düzenleme, tarım-orman ve hayvancılık konularında teşvikler vs…

Ancak, gelen hizmetlere rağmen, siyasi iktidarın ivmesi yukarı değil, aşağı doğru gitti. Medya’da ‘Belediye’ ve ‘Başkan Selim Alan’la ilgili ‘Aleyhte tezahüratlar’ yapılan hizmetleri gölgede bırakıyordu.

İktidar Partisi’ni doğrudan ilgilendiren ‘Aleyhte tezahüratlar’ konusunda vekillerin duvarlara yapıştırdığı ‘Büyük bayram mesajlı afişler’ ile ‘İl Başkanı’nın ‘Önemli Günler(!)’de yaptığı açıklamalarda bir işe yaramadı.

Her olumsuz gelişme/icraat sonrası/haber sonrası Sayın selim Alan, seçimlerde de sürekli kullandığı ‘Artık Zonguldak’ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyordu.

Halk Otobüsleri sorunu’ sonrasında da aynı açıklamayı yaptı Başkan Alan. Ancak, halk otobüslerinin de ‘yasalar hilafına’, ‘Kart ödemeli’ taşıdığı 65 yaş üstüler, bu kez taşımanın havale edildiği semt dolmuşlarınca 2.5 liraya taşınmaya başlandı.

Seçim broşüründe “Zonguldak’ta bir şey değişecek. Hizmet değişecek” diyordu Selim Alan. “Emekli ve yaşlımızın yanında olacağız” diyordu ayrıca, ayrı bir karede… Bu mu, devletin ayrıcalık tanıdığı emekli ve yaşlıya götürülen hizmet, reva mı bu!

‘Halk Otobüsleri ile Belediye’ arasındaki ‘Çekişme’ ardındaki gelişmeleri bilmek için ‘Müneccim’ olmak lazım. Ben ‘Uygulamaya’ bakarım. Belediye Başkanı, dostum Sayın Ömer Selim Alan, gerçekten de ‘Şeyh Edebalı’nın vasiyetini okumalı. Ezberlememeli, özümsemeli. Kendisini eleştiren ya da aleyhindeki açıklamaları kullanan ‘Gazeteleri’ çok rahat bir şekilde ve ‘Saldırgan’ psikozu çerçevesinde ‘Ötekileştirmek’ neyin nesi!..

‘Yanlış’ yazan/konuşanı ‘Cevap ve düzeltme hakkını’ kullanıp, kamuoyuna lanse edersin. ‘Yalan’ yazanı ‘Mahkemeye’ havale edersin. Şeriatın kestiği parmak acımaz.

Bu gün piyasada olduğu söylenen ‘Medya törörü’ maalesef siyasetin arkaladığı, akçelendirdiği, bilgilendirip ’Haber rekabeti’ yarattırdığı tipler yüzünden olmaktadır. Dolayısıyla, medya, ‘Yandaşlık’ çerçevesindeki arsızlıkla, gördüğü ‘Haksız kazanç furyasında’ kendine ‘Pay/hisse’ isteği gibi terbiye nezaketsizliğine(!) sarılıyor.

İNANIŞ geçen hafta, Halk Otobüslerinin ‘Grev’ yapması sonrası ‘Filler tepişti, halk zarar gördü’ manşeti attık. Yanlış mı dedik yani? Halk zarar görmedi mi? Belediye bu konuda ‘Sütten çıkmış ak kaşık mıdır?’ yani. Böyle bir ‘Manşet’ çektik diye, şimdi “Halk Otobüsleri İşletmesi’ne yakın basın-yayın organı” mı olduk yani!..

Hep sorun, hep sorun… Herkes işini yapacak.

Dostum Alan’a tavsiyem, “Şeyh Edebalı’nın Osman Gazi’ye tavsiye/vasiyetini” lütfen oku. Ezberleme, özümse…

Haber : Adnan Küçükvar/İnanış

Editör: TE Bilisim