Yazar ve Düşünür Şemsittin Özdemir, Zonguldak'ta "Dünümüzü ve bugünümüzü hazırlayan etkenlerden ders alıyor muyuz" konulu seminer verdi. Çağrı-Der'de düzenlenen seminere katılım yoğun oldu.Dernek binasında gerçekleştirilen seminerde 1980'lerde 90'larda ve 2 binli yıllarda İslam dünyası hakkında alınan kararların günümüze yansımaları, günümüzde İslam coğrafyasında yaşanan kan vahşet gözyaşının bu alınan kararlar sonucunda oluşmasına dikkat çekildi.

TANKLARI ANKARA'DA YÜRÜTTÜLER

Yazar ve Düşünür Şemsittin Özdemir, konuşmasına 28 Şubat'ı anlatarak başladı. 28 Şubat müdahalesi ile Refahyol Hükümetinin devrildiğini belirten Yazar ve Düşünür Şemsittin Özdemir,"Bugün biraz arkada kalmış olan yeni nesillerin hatırlamadığı tankların Ankara'da yürüyüp sonra 28 Şubat müdahalesi ile bir hükümetin 1997'de düşürüldüğü günün yıldönümü 28 Şubat. Bu dönem epey bir zaman oldu o dönemdeki beyfendiler en büyük düşman olarak dünyanın konseptine uygun bir davranış sergileyerek Müslümanlığını çıkartarak hedef haline getirdiler bunun için birçok provokasyon yaptılar suikastlar tertip ettiler, Sivas olaylarından başladı ve ferdi suikastlar yapıldı. Türkiye 97 sürecine gelirken o gün iktidarda Refahyol hükümeti vardı. Erbakan'ın başbakanlığında ve bir baskı yapıldı. Tanklar yürütüldü sonra operasyonlar devam ettirildi. Gerçek bir propaganda savaşı ile çok uzun bir zaman kalmadan 1 yıl iktidar Şubat'ta operasyona uğradı ve istifa ettirilerek sona erdi. Bugün bunun yıldönümü."dedi.

İÇİMİZ YANDI

İdlib’te 33 askerimizin şehit edilmesinin acısını yüreklerinde hissettiklerini belirten, Yazar ve Düşünür Şemsittin Özdemir, “Dün akşam Suriye'de meydana gelen can yakıcı bir olay var. Onlarca askerimizin şehit edilmesi ve bir o kadar da askerimizin yaralanması bu gerçekten içimizi yakan bir durum."dedi. MÜSLÜMAN DÜNYA BİR KUŞATMA ALTINDA Müslüman dünyanın bir kuşatma altında olduğunu belirten Yazar ve Düşünür Şemsittin Özdemir, "Bunun bir arka planı var Türkiye Müslüman dünya daha doğrusu bir kuşatma altında, ama bunu anlamamız için eskiye gitmek lazım. 89 Sovyetler Birliği kendisi kendi kararıyla kendisini lav eder. Yaşlı olanlar bilir genç arkadaşlar için zor olabilir Sovyetlerle ilgili ceberrut bir imparatorluk var bir de Varşova Paktı gibi NATO'nun karşılığı var. Fakat Gorbaçov diye biri daha çıkar bunu biraz esnetir ve Yeltsin gelir ve bu imparatorluk kan dökülmeden dağıtılır. Yoksa hiçbir gücün burayı dağıtma ihtimali yoktu. Bir anda Amerikan İmparatorluğu’nun asıl onun düşmanı olan Sovyetler Birliği kendisini lav edecek Rusya ortaya çıkar. Yeni bir dünya düzeni kuruldu ne oldu artık barış, özgürlük, demokrasi, ideolojiler çağı bitti savaş yok bundan sonra demeye başladılar. Bunun üzerine o günleri çok iyi hatırlayan biri olarak bu Sovyetlerin dağılması ile beraber meydana gelen bu özgürlük ortamı sanki bize Müslümanlara açılmış bir kapı zannederek farklı yerlerinde Sovyetlerden doğmuş Tacikistan’dan Nijerya’dan başka bir çok ülkelere kadar bazı saf Müslümanlar heyecanlanır ve şeriat sistemi ilanları oldu. Birçok arkadaş heyecan duyuyordu. Vallahi diyordum ki Allah'ını severseniz bu kadar komik şey olur mu ne şeriat ilan ediliyor bu çocuk oyuncağı değil ya Sovyetler Birliği yıkılmış orada siz şerri devlet kuruyorsunuz safça bir düşüncedir o olay birkaç senelik bir heyecanla oluşmaya başladı ama çok uzun sürmedi. Ve müdahale ettiler."dedi.

11 EYLÜL İKİZ KULELERE SALDIRIDAN SONRA MÜSLÜMANLARA AÇIKÇA SAVAŞ İLAN ETTİLER AMA MÜSLÜMAN DÜNYA BU SAVAŞI CİDDİYE ALMADI

“Ve dediler ki Yeni hedef 90'da fundamentalist Müslümanlar. Sovyetler bitti komünizmi düşmanlığı da bitti artık bu savaşı bu tarafa aldık. Bunu 2001 de ikinci bir olay oldu yaşı müsait olanlar iyi hatırlar, Amerika'daki o ikiz kulelere yapılan 11 Eylül saldırısı, Pentagon'a yapılan saldırı vs. bazı uçaklar onlara çarpar bir sürü insan ölür. Bu bir ateşlemedir. Bunun üzerine Amerikan İmparatorluğu’nun üç önemli lideri bir açıklama yapar. Hemen düşman bellidir onların deyimiyle fundamentalist Müslümanlar. Bush diyordu ki bunlar bizim hayat tarzımıza saldırıyor, onlara karşı Haçlı seferleri başlatıyoruz, Kesincır diyordu ki bundan sonra İslam'ın İslam'la savaş dönemi başlayacak, CAE eski başkanı da diyordu ki artık 4. Dünya savaşını başlatıyoruz. Bu şu demekti, birinci Dünya savaşı 1914-18’di, ikincisi 38-45, üçüncüsü soğuk Savaş 1945'ten 90'a kadar dördüncüsü Fundamamtalist Müslümanlara karşı savaş, işin acı gerçeği şu bir de diyorlardı ki söylemişlerdi bunu bu savaşı çok kısa zamanda kazanacağız. Bu eskilere kadar sürmeyecek. Şimdi acı olan şu dünyanın en büyük katil sürüsünün biri Sovyetler Birliği dağıldı Rusya kaldı ve Çin var. İngiltere vs. bunlar daha zayıf olarak ötekilere göre. Buranın lider kadrosu apaçık bir savaş ilanında bulunuyor şuurlu Müslümanlara. Onların fundamentalist Müslümanlar dedikleri İslam'ı bir hayat tarzı olarak yaşamak isteyen Müslümanlara karşı yürütülen bir savaş. Hayat tarzı olarak islamı kabul eden, yoksa onlar İslam’ı yok edemeyeceğini bilirler. Sovyetler de yok edemedi, ama İslam'ı bir sistem olarak yeniden hayata hakim kılmak çabasında olan Müslümanlara karşı bu savaşı başlatıyoruz dediler. Ancak problem şu; bu savaş maalesef A- Müslüman dünyanın medresede tarafından maalesef ciddiye alınmadı, B- ilahiyatları tarafından, C- modern üniversiteler tarafından ciddiye alınmadığı gibi birçok büyük grup büyük camialar siyasal partilerin çoğu ve bunu ciddiye almadı yahu bu apaçık bir savaş ilanı ne yapacağız tedbirimiz ne olabilir Bu savaş ilanından biz nasıl korunabiliriz diye bunların çok tartışılmadığını açıkça biliyoruz. Bu Müslüman dünyasında ciddi olarak gündeme gelmedi. Yani burada açıkça denildi ki biz size savaş ilan ediyoruz Müslümanlar herhalde şaka yapıyorlar diye mi düşündüler acaba. Bunları diyen kim dünyanın her tarafını karıştırmış Vietnam'da Güney Amerika'da katliam yapmış başka yerlere müdahale etmiş ülke. Bu bir. 2001 de, Ne oldu ondan sonra bakın bunun üzerinden 90’ da Sovyetler Birliği dağıldı ve sözde yenidünya düzeni kuruldu.

TÜRKİYE İYİ Kİ İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NA GİRMEDİ

Yazar ve düşünür Şemsittin Özdemir, " Eğer Türkiye ikinci Dünya Savaşı’na girse ve savaş bittiği zaman büyük bir ihtimalle Sovyet egemenliği altında kalmış olabilirdi. Türkiye’yi savaşa sokma yanlarına Allah taksiratını biraz hafif dursun diyorum. Millet bazen kızıyor bana böyle deyince. Eğer savaşı kaybedip Sovyetlerin Egemen'in altına girseydik büyük ihtimalle Almanya ile savaşa girme riskimiz vardı kayıtsız şartsız mağlup olarak Sovyet işgaline uğrayacaktık. Bugün biz bu ortamı bile bulmak çok zordu. Bakın sovyet ülkelerindeki gençler babalarını annelerini Müslüman yapmakla uğraşıyorlar, kendileri yıkımdan sonra bir şeyler öğrendiler ama babaları 40 sene 50 sene böyle yetişmişler mahvolmuş durumdalar. O bakımdan büyük bir şanstır Türkiye'nin ikinci Dünya Savaşı’na girmemesi. Ama ben bunu şunun için ifade ettim. Bu savaşın 45 sene etkisi sürdü. Kaldı ki biz Amerikan yanlısıydık ama ne yazık ki hep Amerika'nın müdahaleler ile karşı karşıya kaldık, sürekli bizim kafamıza vurdular" dedi.

MÜSLÜMAN DÜNYA YAKIN TARİHİN EN KÖTÜ DÖNEMLERİNDEN BİRİNİ YAŞAR HALE GELDİ

Müslüman dünya yakın tarihin en kötü dönemlerinden birini Yaşar hale gelmeye başladığını belirten Yazar ve düşünür Şemsittin Özdemir, şunları söyledi: "1914'te birinci Dünya savaşında da aslında büyük sonuçlar hasıl oldu. İngiliz egemenliği dağıldı ama asıl İslam beldelerinin yüzde doksanı işgal edildi ve sonrasında da uyduruk devletler kuruldu. Bu ikinci Dünya savaşı ile değişti. 1990 ve 2001'deki kararlar tarihi kararlardır. Ve arkasından çıkan yeni dönem bu son 15 yıl önce çıkan Arap baharı olayları aslında bu onun devam eden sürecidir. Arap baharı olayı çıkınca batılılar bir şeyi fark ettiler; eğer buna göz yumarsak burada şuurlu Müslümanlar iktidara gelecek. Zaten seçimi Mısır'da ihvan kazanmıştı. Tunus'ta gannuşi ingiltere'den gelerek seçimi kazandı. E biz kaybediyoruz dediler ve işin onların aleyhine geliştiğini görünce müdahaleye karar verdiler, Mısır'da darbe yaptılar. Yani Arap baharı tümüyle onların çıkarttığı bir şey değil, olayın kontrolden çıkıp İsrail'in alanını daraldığı ve İsrail ilişkilerini kopartan Mısır’ı görünce baktılar ki böyle giderse israil orada zorlanacak, Hele ki Suriye'de rejim değişirse bittik dediler. İsrail panik yaşayacaktı. Bunun üzerine karar verdiler ve Mısır'da darbe yaptılar, binlerce insanı öldürdüler. Tunus'ta gannuşi tuzağı gördü hükümeti laikler ile paylaştı oyunu bozdu. Çünkü oranın halkı henüz o şuura geldiği de yoktu. Ama Suriye'de o zamanlar şiddet yeni başlamıştı. Eset’in kaybedeceğini de görünce aslında eskiden Eset’e de en çok karşı çıkan Amerika göz yumdu. Rusya geldi ve vahşi bir silah bombardımanı ile muhalif güçlere bir felaket yaşattı. Amerika Suriye’ye geldi. Ve bugün Suriye'nin geldiği nokta bu. Aynı zamanda Irak Ortadoğu'nun önemli ve güçlü bir devleti idi. İşgalden sonra Irak'ta zaten gücünü. Yemen Arap baharı sonrası bugünkü hale getirildi. Şii, Sünni vs. kavgalarla bugün bu olayların arkasında da gerçekten de yapılan darbe süreci ile müslüman dünya yakın tarihin en kötü dönemlerinden birini yaşar hale gelmeye başladı. İşte biz bugün bunu pratik olarak Suriye'de şu anda bunu yaşıyoruz, Irak’ta belli oranda, Libya'da da yaşıyoruz. Dünkü Suriye saldırısı da İdlib aslında bu savaşın devamından başka bir şey değildir”.

AVRUPA'YA KAFA TUTAN ERDOĞAN'I İSTEMİYORLAR

Kendilerine bugüne kadar hep boyun eğilmesi ne alışkın olan Avrupa devletleri kendilerine kafa tutan bir lideri istemediklerini belirten Yazar ve düşünür Şemsittin Özdemir, "Avrupa'ya kafa tutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı affetmek istemiyorlar, çünkü bu yol olur diyorlar. Erdoğan hesap soruyor, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyor “Siz kim oluyorsunuz’ diye hesap soruyor' öyle bir şey alışkın değiller ve bugüne kadar kendilerine boyun eğilmiş olmasına alışkındılar.

TÜRKİYE’NİN TARİHİ BİR ARKA PLANI VAR

Türkiye’ni tarihi bir arka planı olduğuna dikkat çeken Yazar ve düşünür, Şemsettin Özdemir, “Şimdi şunu görüyorlar, Türkiye'nin tarihi bir arka planı var. Çünkü Türkiye kafa tutar, Türkiye balkanlarla temas kurar, Orta Asya ile temas kurar, Kafkasya ile temas kurar çünkü tarihi arka planı var. Biz Ürdün gibi arka planı olmayan bir devlet değiliz" dedi.

1 MART TEZKERESİ GEÇMEYİNCE TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETTİLER..

Ayrıca 1 Mart tezkeresi hakkında da değerlendirmede bulunan Yazar ve düşünür Şemsittin Özdemir, "1 Mart tezkeresi meclisten geçmeyince Amerikalılar ülkemizi tehdit etti. Bize Bunu nasıl yaparsınız diye şimdi bu adamın yüzüne bağırıp çağırsın bunun bedelini ödettirmek için tüm tuzakları kurmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
 

Editör: TE Bilisim