Zonguldak Nostalji editörü Yüksel Yıldırım yazdı…

Biraz Tebessüm…
Zonguldak'ta gündeme yine "Genelev"… Kalsın mı, kaldırılsın mı tartışması bir daha geldi... Gazeteler, manşet haberlerine, köşe yazarları köşelerine taşımış…
Ne olur, ne olmaz bilmem, sonucunu hep birlikte göreceğiz.
Konu Genelev olunca rahmetli dedemle, babaannemin yaşadığı bir anı aklıma geldi, paylaşmak istedim…
Rahmetli dedem çok esprili, şakacı ve neşeli bir insandı, madenlerde ağır şartlarda çalışmasına karşın, yorgun geldiği evinde iş yorgunluğunu ve yaşam mücadelesini hiç belli etmez, çocuklarına ve yakınlarına şaka yapar hep pozitif enerji verirdi…
Babaannem ise tam bir memleket kadınıydı. Saf, temiz, çalışkan ve sadık bir insandı…
İnağzı kömür madenlerinin olduğu sahada ikamet ediyorlar. Dedemde inağzı madenlerinde çalışıyordu. O yıllarda İnağzı ile Zonguldak arasında kesintisiz çalışan tek vasıta tren… Yolcular İnağzı'nda binip tren istasyonunda iniyorlardı. Dedemin bir maaş günü evin ihtiyaçlarını karşılamak için babaannemle beraber şehir merkezine trenle hareket ediyorlar. Böyle günlerde tren ve yollar kalabalık oluyor… Malum bütün çalışanlar maaşlarını alıp paralanmış. Tren son istasyona varıyor. O gün istasyon kalabalık maaşını alan işçiler yollara dökülmüş…
Saf Anadolu kadını babaannemin tren istasyonunun karşısındaki bir bina dikkatini çekiyor. Kırmızı rengi dışında herhangi bir evden farkı olmayan binanın önündeki insan kalabalığı garibine gitmiş olacak ki, dedeme;
-Bey, O evin önündeki kalabalık niye!!… Yoksa maaşları orda mı dağıtırlar…
Babaannemin saflığını yakalayan dedem, kendisine özgü her zamanki kıvrak cevabıyla…
-Hee orada maaş dağitirler, git sen de all…

Editör: TE Bilisim